air

  1. Noun hava.
    fresh air: temiz hava.
    foul air: bozuk/kirli hava.
    in the open air: açık havada.

    to let some fresh air into a room: bir odayı havalandırmak.
    to go out for a breath of (fresh) air: çıkıp temiz hava almak.
  2. Noun hafif rüzgâr, meltem.
  3. Noun yayma, neşretme.
    to give air to one's theories : birisinin teorisini yaymak.
  4. Noun tavır, hal, eda.
    to have the air of doing something: birşeyler yapıyormuş gibi görünmek, bir iş yapıyor tavrı takınmak.
  5. Noun görünüş, tutum, davranış.
    There is an air of mystery about him: Esrarengiz bir görünüşü/tutumu var.
  6. Noun, Music melodi, âhenk, nağme, hava.
  7. Noun radyo dalgalarının yayıldığı ortam.
  8. Noun nefes, soluk.
  9. Verb havalandırmak.
    to air the room: odayı havalandırmak.
  10. Verb güneşe sermek, kurutmak.
    to air linen by the fire: çamaşırı ateşte kurutmak.
  11. Verb açıklamak, açığa vurmak.
    to air one's opinions/theories/views.
    to air one's grievances:
    derdini ortaya dökmek.
    to air one's knowledge: bilgisini satmak.
  12. Verb (radyo veya TV ile) yayınlamak, ilân etmek.
  13. Adjective hava+, havalı, hava ile işleyen.
    air brake: hava freni.
    air pump: hava tulumbası.
  14. Adjective uçak+, hava yolu ile/uçakla yapılan.
    air mail: uçak postası.
    by air mail: uçakla.
  15. Adjective hava+, havada cereyan eden.
    air attack: hava hücumu/akını/baskını.
    air war: hava savaşı.
  16. Adjective (a) erken, (b)
    esk. önce, evvelce.
Hava yolu taşımacılığı (NACE kodu: 51) Noun, Trades-Professions
dertleşmek, içini dökmek.
kabin görevlisi Noun, Air Traffic
kabin memuru Noun, Air Traffic
uçuş görevlisi Noun, Air Traffic
host (erkek) Noun, Air Traffic
hostes (kadın) Noun, Air Traffic
kabin görevlisi Noun, Air Traffic
kabin memuru Noun, Air Traffic
uçuş görevlisi Noun, Air Traffic
host (erkek) Noun, Air Traffic
hostes (kadın) Noun, Air Traffic
uçarbirlik Adjective, Military
Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendİrme üretimi ve dağıtımı (NACE kodu: D) Noun, Trades-Professions
Elektrik, gaz, buhar ve havalandırma sistemi üretim ve dağıtımı (NACE kodu: 35) Noun, Trades-Professions
Hava yolu ile yük taşımacılığı (NACE kodu: 51.21) Noun, Trades-Professions
Hava yolu ile yük taşımacılığı ve uzay taşımacılığı (NACE kodu: 51.2) Noun, Trades-Professions
karadan havaya füze Noun, Military
rezervasyonunu doğrudan hava şirketine yaptırmak Verb
Hava ve uzay araçları ve ilgili makinelerin imalatı (NACE kodu: 30.3) Noun, Trades-Professions
Hava taşıtları ve uzay araçları ile bunlarla ilgili makinelerin imalatı (NACE kodu: 30.30) Noun, Trades-Professions
havalandırma Noun
Hava yolu ile yolcu taşımacılığı (NACE kodu: 51.1) Noun, Trades-Professions
Hava yolu ile yolcu taşımacılığı (NACE kodu: 51.10) Noun, Trades-Professions
Hava taşımacılığı araçlarının kiralanması ve leasingi (NACE kodu: 77.35) Noun, Trades-Professions
Hava yolu taşımacılığını destekleyici hizmet faaliyetleri (NACE kodu: 52.23) Noun, Trades-Professions
Buhar ve iklimlendirme temini (NACE kodu: 35.3) Noun, Trades-Professions
Buhar ve iklimlendirme temini (NACE kodu: 35.30) Noun, Trades-Professions
başı kalkık yürümek Verb
başı dik yürümek Verb
temiz hava
ayaz
kötü hava
temiz hava
tatlı hava
ses alma aygıtı ya da video-teyp yoluyla yapılan yayın
tenezzül eden tavır
hava girişi
havadan yapılan tv'de
havadan reklam yapma
hava ateşesi
hava savaşı
hava körüğü Noun, Transport
hava ile patlama
hava boşaltması
hava üfleyici
havada
hava tugayı
(Br) havayoluyla yük taşımacılığında uçak seferleri düzenleyen kişi
hava yoluyla yük taşımacılığında uçak seferleri düzenleyen kişi
hava kabarcığı
büyük yolcu uçağı
(Kanada Havayolları) Kanada'nın uluslararası başlıca hava şirketi
hava nakliyatı
çarter uçağı
hava filtresi
hava harp akademisi
tuğgeneral
tuğgenerallik
hava şirketi
havalı kompresör
hava kompresörü
havalandırma
havalandırma sistemi
hava konteyneri
uçak sözleşmesi
hava taşıması
hava soğutucusu
hava soğutucu
hava soğutma Noun, Transport
(Br) hava konseyi
uçak rotası Noun
uçak
uçak ekibi
uçak mürettebatı
hava köprüsü
hava akımı
şişme dansçı Noun
hızla uçağa binip uçmak Verb
bir televizyon ya da radyo programı ya da reklamının zamanı belirlenmiş yayın tarihi
hava yoluyla teslim
çekiş
hava tıkacı
uçak teknisyeni
uçak makinisti
hava kaçağı
havayoluyla boşaltma
uçak bilet ücretleri Noun
uçak posta ücreti farkı
havadan ikmal
hava süzgeci Noun, Transport
hava filtresi
hava supabı
hava nakliyecisi
Fransız Havayolları Noun
yük uçağı
havadan yere
havada sertleştirilmiş
havada sertleşme
hava rizikosu Noun
dangalak
(kadın) kuş beyinli
uçak kazası
hava girişi
hava müfettişi
kaporta
hava istihbaratı
uçakla önleme
hava değiştirme cihazı
havadan tecrit
havadan istila
seyrüsefer kanunları Noun
hava trafik kanunları Noun
havalandırma katı
hava yüksekliği
hava ehliyeti
havai hat
hava yolu
uçak yükü
havacı
hava manevrası
hava korgenerali
şişme yatak Noun
hava seyrüseferi
hava harekâtı
hava antlaşması
(Br) uçak paket postası Noun
hava kanalı
hava deliği
hava geçişi
uçak yolcusu
hava fotoğrafı
hava fotoğrafçılığı
hava yastığı
havalı tabanca
bir plağın radyodan yayımlanması
uçak sefer haritası Noun
hava kirlenmesi
havaalanı
hava gücü
hava geçirmez
pervane
hava saldırısından korunma Noun, Military
hava pompası Noun
uçak yarışı
hava keşfi
havacılık kanunları Noun
kontrol etme veya işgal etme hakları Noun
bu haklar kiraya verilebilir veya satılabilir
uçuş yolu
uçak sabotajı
uçak emniyeti
hava gözcüsü
hava sevkiyatı
hava sevkıyatı
uçak tutan kişi
uçuş için bekleyenlerin bulunduğu yer
hava limanında polis ve gümrük bölümünün arkasında bulunan yolcu ve kargo tarafı
uçak erkek hostesi
hava saldırısı Noun, Military
hava hâkimiyeti
havadan ikmal
hava ikmali
hava desteği
hava hakimiyeti
hava haritacılığı
hava ısı derecesi
hava terminali
havayla deneme
hava geçmez
havadan havaya güdümlü mermi
hava gezisi
hava turizmi
hava trafiği
hava taşımacılığı
hava nakliyesi
havayolculuğu
hava yolculuğu
uçak yolcusu
hava kıtaları Noun
hava borusu
uçabilir
havada kalabilme yeteneği