appear

English-Turkish Translation

  1. Intransitive Verb görünmek, belirmek, zuhur etmek.
    A man appeared in the doorway: Kapıda bir adam belirdi.
    As
    will presently appear: Şimdi görüleceği gibi.
    One by one the stars appear: Yıldızlar birer birer görünüyorlar.
  2. Intransitive Verb gözükmek, benzemek.
    to appear wise: akıllı gözükmek.
    He appeared to hesitate: Mütereddit
    gözüküyordu.
    It appears (to be) a true story: Doğru bir hikâyeye benziyor.
  3. Intransitive Verb apaçık/âşikâr olmak, kolayca anlaşılmak.
    It appears to me that you are right: Haklı olduğunuz âşikârdır.
  4. Intransitive Verb yayınlanmak.
    His latest novel appeared last year: Son romanı geçen yıl yayınlandı.
  5. Intransitive Verb halk/dinleyici huzuruna çıkmak, rol almak.
    to appear on the stage: sahneye çıkmak.
    He appeared
    as the king in the play: Temsilde kral rolünü aldı.
  6. Intransitive Verb (kısa bir süre) katılmak, hazır bulunmak.
    He appeared at the party, but left quickly: Eğlenceye
    katıldı, fakat az sonra ayrıldı.
  7. Intransitive Verb belirmek, inkişaf etmek, meydana çıkmak.
    Speech appears in the child's first or second year: Çocuk
    bir veya iki yaşında konuşmaya başlar.
  8. Intransitive Verb, Law mahkeme huzuruna çıkmak (tanık, sanık, davacı, avukat vb. olarak).
    to appear for someone: bir
    kimseyi temsil etmek.
    Mr. J. will appear for you in court tomorrow.
    He had to appear before the committee to explain his behavior: Tutumunu açıklamak için komisyon huzuruna çıkmak zorunda kaldı.
  9. Intransitive Verb bulunmak, raslanmak.
    The idea appears in many old books: Birçok eski kitaplarda bu fikre raslanır.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

appear in one's true light
gerçek görünümüyle belirmek Verb
appearance
zuhur (outdated) Noun
appearance before court
mahkemede hazır bulunma Noun, Law
be summoned to appear
mahkeme huzuruna çıkmaya çağrılmak Verb
cease to appear
(gazete) artık çıkmamak Verb
fail to appear
duruşmaya gelmemek Verb
fail to appear
mahkeme huzuruna çıkmamak Verb
failure of a party to appear
taraflardan birinin duruşmaya gelmemesi Noun
subpoena someone to appear
birini mahkemeye çıkmak üzere davet etmek Verb
summon someone to appear
birini mahkemeye celbetmek Verb
summon someone to appear
birini mahkeme huzuruna çıkmak üzere celbetmek Verb
summon someone to appear
mahkemeye çağırmak Verb
to talk of the devil and he is sure to appear
kendisinden söz edilirken çıkagelen kişi için kullanılır
appear against sb
mahkemede birinin aleyhinde konuşmak Verb
appear as a guest
(tiyatro) konuk sanatçı olarak sahneye çıkmak Verb
appear as an opponent
hasım olarak ortaya çıkmak Verb
appear as intervener
müdahil olarak mahkemeye çıkmak Verb
appear as plaintiff
davacı olarak mahkeme huzuruna çıkmak Verb
appear as plaintiff
mahkemeye davacı olarak çıkmak Verb
appear as witness
tanık olarak (mahkeme huzuruna) çıkmak Verb
appear as witness
tanık sıfatıyla mahkemeye çıkmak Verb
appear at the bar
duruşmaya çıkmak Verb
appear before a court
mahkeme huzuruna çıkmak Verb, Law
appear before a court
mahkemeye çıkmak Verb, Law
appear before court
mahkeme huzuruna çıkmak Verb, Law
appear before one
çıkmak Verb
appear by counsel
(Br) avukat vasıtasıyla mahkeme huzuruna çıkmak Verb
appear by proxy
mahkemede vekil tarafından temsil edilmek Verb
appear daily
(gazete) her gün çıkmak Verb
appear for sb
birini temsilen mahkemeye çıkmak Verb
appear for someone
birini mahkemede temsil etmek Verb, Law
appear for someone
birini mahkemede savunmak Verb, Law
appear for someone
birinin avukatı olmak Verb, Law
appear for someone
birinin avukatı olarak mahkeme huzuruna çıkmak Verb, Law
appear for the accused
sanık avukatı olarak mahkeme huzuruna çıkmak Verb
appear for the defence
savunmaya çıkmak Verb
appear for the defence defense
savunmaya çıkmak Verb
appear for the defendant
davalıyı savunmak için mahkemeye çıkmak Verb
appear for the defense (defence , defendant)
Br savunma avukatı olarak mahkeme huzuruna çıkmak Verb
appear for the plaintiff
mahkemeye davacı vekili olarak çıkmak Verb
appear for the plaintiff
davacı avukatı olarak mahkeme huzuruna çıkmak Verb
appear for the plaintiff
mahkemede bizzat hazır bulunmak Verb
appear in (before a) court
mahkeme huzuruna çıkmak Verb
appear in a film
bir filmde rol almak Verb
appear in a film
bir filmde oyuncu olmak Verb
appear in a film
bir filmde oynamak Verb
appear in a list
listede adı geçmek Verb
appear in a play
bir tiyatro oyununda oynamak Verb
appear in a play
bir oyunda rol almak Verb
appear in an action
davaya çıkmak Verb
appear in c
basılmak Verb
appear in c
çıkmak Verb
appear in court
mahkemeye çıkmak Verb
appear in court
mahkeme huzuruna çıkmak Verb
appear in parts
tefrika halinde yayımlanmak Verb
appear in person
şahsen mevcut olmak Verb
appear in person
davalının avukat tayin etmeden huzura çıkması
appear in person
ispatı vücut etmek Verb
appear in person
mahkemeye bizzat çıkmak Verb
appear in personally
davalının avukat tayin etmeden huzura çıkması
appear in print
yayımlanmak Verb
appear in print
yayımlanmış olmak Verb
appear in public
(sanatçı) halkın huzuruna çıkmak Verb
appear in public
ortada görünmek Verb
appear in public
ortalığa çıkmak Verb
appear in the gazette
resmi gazetede ilan edilmek Verb
appear in the gazette
resmi gazete de ilan edilmek Verb
appear in the minutes
zapta geçmek Verb
appear on behalf of someone
birini mahkemede temsil etmek Verb, Law
appear on behalf of someone
birinin avukatı olmak Verb, Law
appear on behalf of someone
birinin avukatı olarak mahkeme huzuruna çıkmak Verb, Law
appear on behalf of someone
birini mahkemede savunmak Verb, Law
appear on record
tescil edilmek
appear on remand
(Br) mahkeme huzuruna çıkmak üzere hapisten çıkarılmak Verb
appear on remand
tutuklu ya da mahpus bulunan bir kimseyi sorgulamak üzere mahkemeye çıkarmak Verb
appear on stage
sahneye çıkmak Verb
appear on television
televizyona çıkmak Verb
appear on the debit side of the balance sheet
bilançonun pasif tarafında görünmek Verb
appear on the file
dosya da kaydı olmak Verb
appear on the record
dosyada kaydı olmak Verb
appear on the record
dosyada kayıt ydıı olmak Verb
appear on the roll of barrister
avukatlar listesinde bulunmak Verb
appear on the roll of barristers
avukatlar listesinde bulunmak Verb
appear on the scene
sahneye çıkmak Verb
appear on the television
televizyona çıkmak Verb
appear quarterly
üç ayda bir yayımlanmak Verb
appear suddenly
sökün etmek Verb
appear suddenly
türemek Verb
appear suddenly in front of one
karşı sına çıkmak Verb
appear to be something
birşeye benzemek Verb
appear to be something
birşey gibi görünmek Verb
appear to be something
birşey olduğu düşünülmek Verb
appear to be something
birşey olduğu anlaşılmak Verb
appear to defend
savunma için mahkemeye çıkmak Verb
appear to do something
birşeyi yapar gibi görünmek Verb
(artist) to appear in public
halkın huzuruna çıkmak Verb
make a criminal appear in court
bir suçluyu duruşmaya çıkarmak Verb
receive a summon to appear in court
mahkeme celbi almak Verb
to try to appear refined
incelmek Verb
warn someone to appear in court
birini mahkemeye celbetmek Verb
your name does not appear on the list
adınız liste de yok
English-Turkish phrases from Zargan's own database