bomb

  1. Military bomba.
    A-bomb: atom bombası.
    cobalt bomb: kobalt bombası.
    depth bomb: sualtı bombası.

    flying bomb: uçan bomba.
    H- bomb: hidrojen bombası.
    smoke bomb: sis bombası.
    tear-gas bomb: gözyaşı bombası.
    time bomb: saatli bomba.
    Uranium bomb: uranyum bombası.
    bomb carrier: bombardıman uçağı.
    bomb clearance/disposal: bombayı etkisiz hale getirme.
    bomb disposal squad: bombayı etkisiz hale getiren ekip.
    bomb-thrower: bombacı, bomba atan (şahıs, alet).
    drop a bomb
    mec. çok şaşırtıcı bir şey söylemek.
  2. Geology yanardağ bombası: yanardagın püskürttüğü ve havada katılaşan küresel veya elipsoid lâv kütlesi.
  3. (bkz: aerosol bomb ).
  4. Sports (gol ile sonuçlanan) uzun pas.
  5. kesin başarısızlık, yenilgi, bozgun, fiyasko.
  6. ışımetkin özdekleri taşımakta kullanılan kurşun kap.
  7. bombalamak, bomba atmak, bombardıman etmek.
    The enemy planes bombed the city.
  8. bomba patlatmak.
  9. bomba gibi patlamak.
bomba yüklü araç Noun
tuzaklanmış bomba Noun
aerosol ile ayni anlama gelir. ilâç püskürtücü: düğmesine basılınca basınçlı gazla birlikte dezenfektan
veya böcek öldürücü madde püskürten madenî kutu.
atomic bomb
atom bombası: U-235 veya plutonyum atomlarının parçalanmasından doğan yüksek enerjiye dayanan tahrip aracı. Noun
atom bombası: U-235 veya plutonyum atomlarının parçalanmasından doğan yüksek enerjiye dayanan tahrip aracı. Noun
varil bombası Noun, Military
fıçı bomba Noun, Military
kelebek bomba.
robot bomba: İkinci Dünya Savaşında Almanların İngiltereye karşı kullandıkları yerden atılan ve kendi kendine hedefi bulan bomba.
robot bomba, roketle hareket eden, jiroskopla yönetilen kanatlı bomba (genellikle yerden atılır).
patlangaç: kırmızı, küresel bir patlayıcı havaî fişek.
misket bombası Noun, Military
misket bombası Noun, Military
uluslararası bir borçlu borcunu ödemediğinde
borç bombası Noun
bundan beklenen malı yansımalar
bombanın fitilini sökmek Verb
bombayı etkisiz hale getirmek Verb
tehirli bomba
tavikli bomba
geç ateşli bomba
tahrip bombası Noun
tahrip gücü yüksek bomba Noun, Military
su bombası. Noun
bir bombayı patlatmak Verb
yangın bombası Noun
kundak
yangın bombası Noun
atom bombası: U-235 veya plutonyum atomlarının parçalanmasından doğan yüksek enerjiye dayanan tahrip aracı. Noun
atomic bomb
aydınlatma bombası Noun
uçan bomba
hydrogen bomb
zehirli gaz bombası/mermisi.
gaz bombası Noun, Military
süzülüş bombası Noun
kanatlı bomba.
güdümlü bomba Noun, Military
hidrojen bombası Noun
hidrojen bombası Noun
yüksek infilak bombası Noun
hidrojen bombası.
H-bomb, fusion bomb, thermonuclear bomb ile ayni anlama gelir. Noun
yangın bombası Noun
bombalı mektup
bomba gibi, etkili, başarılı, hızlı vb.
His party went like a bomb: Ziyafet pek başarılı oldu.

This car goes like a bomb: Bu araba kuş gibi uçuyor.
Canlı bomba
çok zengin olmak Verb
(yüksek patlama kuvvetli) el bombası. Noun
napalm bombası.
nötron bombası Noun, Military
nükleer bomba
atom bombası Noun
ses bombası Noun
molotof kokteyli Noun
boru bombası, madenî boru parçası ile yapılan bomba. Noun
bomba yerleştirmek Verb
bomba koymak Verb
plastik bomba.
bomba atmak Verb
robot bomba, roketle hareket eden, jiroskopla yönetilen kanatlı bomba (genellikle yerden atılır).
tepkili bomba Noun
(havadan atılarak TV veya laser ışınları ile hedefe yöneltilen) güdümlü bomba
sis bombası.
çok para harcamak; çok pahalıya malolmak.
göz yaşartıcı bomba.
nükleer silahlar.
termonükleer bomba
saatli bomba.
bombalı araç Noun, Politics-Intl. Relations
bombalı saldırı Noun
bombalı eylem Noun, Politics-Intl. Relations
bomba yuvası. Noun
bomba battaniyesi Military
bombadan temizleme
bomba hasarı
bomba düzeneği Noun
bombaları zararsız kılma
bombayı zararsız kılma
bombaları zararsız kılma mangası Noun
bomba zararsız kılma mangası Noun
bomba imha mangası Noun
bomba atma
bomba patlaması
bombalı zıpkın: ucuna patlayıcı madde yerleştirilmiş zıpkın. Noun
bomba emniyet hattı
(a) bombalayarak harap etmek, yerle bir etmek. (b)
argo kesin başarısızlığa uğramak, iflâs etmek,
top atmak.
The business bombed out with a $25,000 debt: Ticaret, $25,000 borç bırakarak iflâs etti.
bombalı suikast
bombardıman uçağı
bomba işlemez
bombardımana karşı sığınak
bomba salma
bombardımana geçiş: bombalama işinin hedef görüldükten (veya elektronik cihazlarla keşfedildikten) bombanın
atılmasına kadar geçen safhası.
Noun
bomba alarmı
beklenilmeyen bir şok
sığınak. Noun
bomba nişangâhı
şarapnel
şarapnel parçası Noun
bomba imha ekibi Noun, Public Administration
bomba imha ekibi Noun
bomba tehlikesi
bomba atıcısı
bomba eğitimi Noun
bomba yüklemek.
bomba yüklü yelek Noun
patlayıcı yüklü yelek Noun
otomatik bomba atar Noun, Military
otomatik bomba salma makinası Noun
bombalı araç saldırısı Noun