bush

English-Turkish Translation

  1. Botany çalı, funda.
  2. çalılık, fundalık.
  3. çalı gibi, çalıya benzer şey.
    He had a great bush of hair: Çalı gibi saçları vardı.
  4. bush lot ile ayni anlama gelir. ağaçlı (ağaçları kesilmemiş) arazi/çiftlik.
  5. tilki kuyruğu, püskül.
  6. Geography ekilmemiş/fundalık/çalılık arazi, karışık bitki/ağaç vb. ile kaplı vahşi arazi, (Avustralyada olduğu
    gibi) çok az kısmı meskûn, geniş ve işlenmemiş arazi.
  7. içki ve şarapçı dükkânlarının kapısına asılı ağaç dalı.
  8. dalbudak salmak, dallanmak, çalı gibi büyümek, çalıya benzemek.
  9. çalı ile örtmek/kaplamak/işaretlemek.
  10. (bkz: bushing ).
  11. kovan/zıvana takmak, burç geçirmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

Growing of other tree and bush fruits and nuts (NACE code: A1.2.5)
Diğer ağaç ve çalı meyvelerinin ve sert kabuklu meyvelerin yetiştirilmesi (NACE kodu: 01.25) Noun, Trades-Professions
beat about the bush
sözü gevelemek Verb
beat about the bush
bin dereden su getirmek Verb
beat about the bush
konuya dolaylı yaklaşmak Verb
beat about the bush
sadede gelmemek Verb
beat about/around the bush
oyalanmak, bin dereden su getirmek, sözü döndürüp dolaştırmak, konudan uzaklaşmak.
He beat about the
bush for a half hour without coming to the point: Asıl konuya girmeden önce sözü yarım saat döndürüp dolaştırdı.
beat around the bush
bir konuyu konuşmaktan kaçınmak Verb
beat around the bush
bir konuyu ertelemek Verb
beat around/about the bush
beat1 (22).
benjamin- bush
spicebush Noun
bird-of-paradise bush
cennetkuşu fundası
(Poinciana Gillisei): G. Amerikada yetişen ve kırmızı saplı güzel çiçekler açan bir tür funda.
buffalo bush
manda fundası
(Shepherdia argentea, S. canadensis): K. Amerikada yetişen ve böğürtlene benzer
sarı/mavi meyvesi olan bir funda.
burning bush
wahoo (1-3). Noun
burning bush
dittany (3). Noun
butterfly bush
kelebek fundası
(Buddleia): sıcak ülkelerde yetişir; mor-beyaz-sarı salkım çiçekler açar.
calico bush
dağ taflanı.
camshaft bush
kâm mili yatağı
cranberry bush
kartopu
(Viburnum trilobum): beyaz salkım çiçekli, kırmızı meyveli bir ağaç
creosote bush
katran ağacı
(Larrea mexicana): Boğadikeni
(Caltrop) familyasından Meksika/Kolorado çöllerinde
yetişen, yaprakları reçineli, katran ruhu gibi kokan bir funda.
fence made of bush
çit
go bush
(a) dağa/ormana kaçmak, (b)
argo vahşileşmek, yabanileşmek.
guide bush
yatak kovanı
rubber bush
kauçuk ağacı Noun, Botany
stag bush

black haw ile ayni anlama gelir. kara yemiş
(Viburnum prunifolium): Hanımeli familyasından
beyaz çiçekler açan ve siyah zeytine benzer meyve veren K. Amerika fundası.
stag bush
black haw (1).
strawberry bush
ok ağacı.
to beat about the bush
bin dereden su getirmek, sözü döndürüp dolaştırmak, konudan uzaklaşmak.
bush basil
basil Noun
bush bean
çalı fasulyesi
(Phaseolus vulgaris humilis). Noun
bush beans
çalı fasulyesi Noun, Food-Kitchen
bush broom
süpürge çalısı
(Hypericum prolificum) : sarı çiçek açan kalımlı bitki. Noun
bush coat
kemerli ceket, avcı ceketi. Noun
bush cricket
çalılık çekirgesi (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Noun, Biology
bush fighting
eşkiyalık, gerilla savaşı. Noun
bush hammer
taşçı çekici. Noun
bush jacket
kemerli ceket, avcı ceketi. Noun
bush lawyer
acemi avukat. Noun
bush league
(beyzbol) ikinci lig.
bush leaguer

busher ile ayni anlama gelir. (a) (beyzbol) ikinci lig oyuncusu, (b) acemi oyuncu. Noun
bush leaguer
acemice iş gören, hatalı/kusurlu iş yapan. Noun
bush lot
bush ile ayni anlama gelir. ağaçlı (ağaçları kesilmemiş) arazi/çiftlik.
bush parole
firar, hapisten kaçma.
bush pea
çalı bezelyesi
(Thermopsis mollis): GD ABD'de yetişir. Bezelye çiçeğine benzer sarı çiçek açar. Noun
bush pig
çalı domuzu (
Potomochaerus porcus): G ve D Afrikada yaşar. Yüzünde beyaz benekler vardır.
boschwark
ile ayni anlama gelir.
Noun
bush telegraph
orman ve fundalık yerlerde yerliler tarafından dumanla, davulla veya yaya habercilerle haberleşme sistemi. Noun
bush telegraph
(a) eşkiyaları polislerin hareketinden haberdar eden haberleşme şebekesi, (b) dedikodu, söylenti. Noun
bush tit
fare kuşu
(Psaltriparus): dallara asılı uzun yuva yapan K. Amerika kuşu. Noun
burning bush, fraxinella, gas plant

dittany ile ayni anlama gelir. yanan funda
(Dictamnus albus): yaprak ve çiçeklerinden yanabilen
bir gaz çıkaran bir bitki.
Don't beat around the bush.
Ne söyleyeceksen söyle.
rufous bush robin
kızılçalı bülbülü
run into bush problems
çetrefilli sorunlarla karşılaşmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database