car

English-Turkish Translation

  1. Noun oto
  2. vagon
  3. Noun otomobil.
  4. Noun raylar üzerinde giden taşıt.
    streetcar: tramvay.
  5. Noun araba, tekerlekli taşıt aracı.
  6. Noun (asansör, balon vb. de) odacık, yolcu taşıyan kafes.
  7. Noun savaş/zafer arabası.
  8. Noun canlı balık deposu: balıkları canlı olarak saklamaya veya taşımaya mahsus delikli kutu.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

booster seat
oto koltuğu yükseltici Noun, Child Care
booster seat
yükseltici oto koltuğu Noun, Child Care
car-bombing attack
bombalı araç saldırısı Noun
child car seat
çocuk oto koltuğu Noun, Child Care
child car seat
çocuk araba koltuğu Noun, Child Care
dent one's motor car in a collision
çöküntüye neden olmak Verb
drive one's car
kendi arabasını kullanmak Verb
get back into one's car
arabasına yeniden binmek Verb
give up one's car
otomobili ıskartaya çıkarmak Verb
have a car of one's own
kendi arabası olmak Verb
have one's car service d regularly
arabasının servisini muntazaman yaptırmak Verb
have one's car serviced regularly
arabanın servisini muntazaman yaptırmak Verb
infant car seat
bebek oto koltuğu Noun, Child Care
infant car seat
bebek araba koltuğu Noun, Child Care
keep one's car off the road
otomobili ile gitmemek Verb
keep one's car off the road
otomobil ile gitmemek Verb
lose control of one's car
otomobilin kontrolunu kaybetmek Verb
lose control of one's car
otomobilin kontrolünü kaybetmek Verb
manoeuvre manoeuver one's car into a difficult parking space
park edilmesi güç bir yere arabasını park etmek Verb
order one's car round
arabasını getirtmek Verb
race one's car against a tree
otomobil ile ağaca toslamak Verb
race one's car against a tree
arabasını ağaca toslatmak Verb
retain control of one's car
arabasını kontrol altında tutmak Verb
reverse one's car into the garage
arabayı garaja geri geri sokmak Verb
trade in one's 1990 ford car to a new model
1990 Ford arabasını yeni bir model ile takas etmek Verb
ambulance car
can kurtaran arabası Noun
buffet car
(US) vagon restoran
by car
otomobil ile
cattle car
sığır vagonu
cattle car
(US) hayvan taşıyan araba
cattle car
(US) sığır vagonu
closed car
kapalı yük arabası Noun
coal car
(US) kömür vagonu
combat car
(US) muharebe aracı
commuter car
(US) kısa mesafeler arası işleyen araba
compact car
(US) küçük araba
company car
şirket otomobili
concept car
konsept otomobili Noun, Transport
cruise car
(US) polis arabası Noun
defective car
(US) bozuk araba
delivery car
pikap
dining car
(US) yemekli vagon
dining car
yemekli vagon
dome car
cam tavanlı tren vagonu
domestic car
yerli araba
dumped car
sahipsiz araba
economical car
ekonomik araba
elevator car
asansör kabini
estate car
steyşın
ex car
otomobilden bozulmuş kamyonet
executive-class car
müdür tipi otomobil
expensive car
pahalı araba
family car
aile arabası Noun
family car
aile otomobili
freight car
yük otomobili
freight car
furgon
freight car
(US) yük otomobili
front-wheel-drive car
önden çekişli otomobil
funeral car
cenaze otomobili
furniture car
mobilya taşıyan araba
gas-guzzling car
benzin yiyen otomobil
gondola car
(US) kapalı yük arabası Noun
grip car
(US) tramvay
high-powered car
yüksek güçlü araba
hire car
kiralık araba
hired car
kiralık araba
home car
özel otomobil
hotel car
(US) yataklı vagon
ideal car
ideal araba
intermediate-sized car
orta büyüklükte otomobil
junk car
harap otomobil
lesser-priced car
ucuz otomobil
low-milage car
az kullanılmış otomobil
low-priced car
ucuz otomobil
luggage car
bagaj vagonu
luxury car
lüks otomobil
mine car
maden ocağı arabası Noun
mini- car
küçük otomobil
motor car
kamyon araba
new car
yeni araba
official car
makam arabası Noun
overhauled car
revizyon görmüş otomobil
palace car
(US) salonlu vagon
parlor car
(US) lüks otomobil
passenger car
vagon Noun
passenger car
binek otomobili Transport
platform car
(US) platformlu araba
pony car
(US) orta büyüklükteki otomobil
postal car
(US) posta kamyoneti
private car
özel otomobil
private car
özel araba
production car
seri imalat araba
pullman car
(US) yataklı vagon
pullman car
(Br) lüks otomobil
quality car
lüks araba
racing car
yarış otomobili
railway car
tren vagonu
railway car
(Br) tren vagonu
refrigerator car
soğuk hava depolu araba
refrigerator car
frigorifik vagon Noun, Transport
rented car
kiralanmış otomobil
road car
iki katlı otobüs
runabout car
iki kişilik üstü açık araba
scout car
nöbetçi trafik arabası Noun
secondhand car
eski araba
self-drive car
kiralayanın kendinin kullandığı otomobil
self-drive car
şoförsüz olarak kiralanan araba
side car
yolcu sepeti Noun, Transport
sleeping car
yataklı vagon
small car
küçük otomobil
souped-up car
motorun gücü artırılmış otomobil
sports car
spor araba Transport
standard car
standart model araba
state car
salonlu vagon
state car
vagon salon
subcompact car
minik otomobil
town car
şoförle yolcu mahalli arasında duvarı olan limuzin
train car
(US) tren vagonu
transit car
transit geçen araba
unserviceable car
kullanılamayacak otomobil
used car
kullanılmış araba
used car
kullanılmış otomobil
used car
ikinci el araba Noun, Transport
utility car
ikinci elden otomobil
vintage car
eski otomobil
volume car
seri üretim arabası Noun
car accessories
otomobil aksesuvarı
car accessory
araba aksesuarı Transport
car aerial
otomobil anteni
car alarm
araba alarmı Transport
car allowance
otomobil ödeneği
car assembly
otomobil donanımı
car association
otomobil turing kulübü
car barn
araba konulan yer
car body
otomobil karoserisi
car body
araba üst gövdesi Noun
car body
otomobil karoseri
car brake
araba freni
car brake
otomobil freni
car building
(US) otomobil yapımı
car buying
otomobil satın alma
car chassis
araba şasisi
car claims
otomobil sigortasından alacak talebi
car components
otomobil parçaları Noun, Transport
car crash
otomobil çarpışması
car depot
otomobil deposu Noun
car depot
(US) otomobil deposu Noun
car door
otomobil kapısı
car drive
otomobil kullanma
car exhaust
otomobil egzozu
car expenses
otomobil masrafları Noun
car ferry
araba vapuru
car frame
araba şasisi
car guarantee
otomobil garantisi
car imports
otomobil ithalatı
car industry
otomobil sanayii
car insurance
otomobil sigortası Noun
car jack
otomobil krikosu Noun
car jack
araba krikosu Noun
car key
otomobil anahtarı
car line
otomobil modeli
car maker
otomobil imalatçısı
car maker
otomobil üreticisi
car manufacturing
otomobil imalatı
car market
otomobil piyasası
car park
otomobil park yeri
car park
otopark
car park-attendant
park kâhyası Noun
car parts
otomobil parçaları Noun
car pound
araba parkı
car production
otomobil üretimi
car radio
oto radyosu Noun
car repairs
oto tamiratı
car representative
otomobil satış mümessili
car sales
otomobil satışı
car shed
otomobil garajı
car sickness
otomobil tutması
car starter
otomobil starteri
car tax
otomobil vergisi
car theft
araba hırsızlığı
car track
otomobil lastik izi
car trunk
bagaj
car varnish
otomobil cilası
car wash
oto yıkama
car wheel
oto direksiyon volanı
car window
otomobil penceresi
car worker
otomobil işçisi
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

car car (bağırma
like a fishwife
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Çeken, sürükleyen
  2. Kadınların, vücutlarını baştan aşağı örtecek şekilde ... büyük şal, çar, zar
  3. Tellâl ile duyurma
  4. Komşu
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.