açık inovasyon
Noun, Technology
bakiyesi kabul olunarak kapanan hesap
bir toplantıyı kapatmak
Verb
davayı müzakereye kapatmak
Verb
müzakereyi sona erdirmek
Verb
müzakerenin kapandığını bildirmek
Verb
oy vermenin son bulduğunu beyan etmek
Verb
kapalı ve açık ceza infaz kurumu
Noun, Law
kapalı bölge (üzerinden veya içinden her türlü geçişin yasaklandığı belirli bir bölge
kapalı havza
Noun, Geography
kapalı zarf usulü teklif verme
ilk çıkarıldığındaki koşulları değişmeden koruyan senet
bitmiş varsayılan ya da bir kimsenin anlayışını aşan bir şey
(US) kapalı yük arabası
Noun
kapalı halka: kapalı bir halka oluşturan üç veya daha fazla atomdan oluşan bileşim
kapalı çevrim, kapalı devre.
hisse senetleri küçük bir gruba satılan şirket.
Noun
kapalı beyit: başlıbaşına anlam taşıyan beyit.
Noun
kapalı çevrimli denetim sistemi
Information Technology
kapalı kapı (özellikle kolonilerde arazi , imtiyaz , vergi gibi hususların , iktidarı elinde bulunduranlar
tarafından vatandaşın lehine uygulandığı re
genellikle taksitle olan bu kredi türünde müşteri ile banka arasında yapılan anlaşmada ödenecek meblağın tümü
taksit sayısı ve her taksidin tarihi yazılıdır
(US) hisseleri menkul değerler borsasında veya borsada kota edilmemiş ve dolayısıyla piyasada işlem görmeyen
kâğıtların alım satımını yapanlarca yönet
belli sayıdaki adi hisseyi belli bir süre içinde halka sunarak yükseltmiş bir yatırım şirketi
Tadilat nedeniyle kapalıdır.
basit kırık, kırılan kemiğin deriyi delmemesi hali.
(US) kapalı yük arabası
Noun
acenteye seçim hakkı tanımayan kapalı sipariş
dış ülkedeki acentaya verilmiş mal siparişi
malların kimden tadarik edileceğini belirten
gönderilecek malların tüm özelliklerini belirleyen
kapalı inovasyon
Noun, Technology
kapalı döngü
Information Technology
askeri yasak bölge
Noun, Military
(US) ilk baştaki borçtan daha yüksek borç almaya müsaade etmeyen ipotek
kapalı ceza infaz kurumu
Noun, Law
kapalı önseçim: yalnız parti üyelerinin oy verdiği seçim.
çocuk kapalı ceza infaz kurumu
Noun, Law
kapalı yordam
Information Technology
avlanmanın yasak olduğu mevsim.
yalnız sendika üyelerinin çalışabildiği iş yeri/fabrika.
kapalı alan
Noun, Construction
hazırlık duruşu: beyzbol, golf gibi oyunlarda topa vurmaya hazır, bir ayak ileriye atılı duruş.
kapalı sistem
Noun, Anthropology
noterce onaylanmış vasiyetname
üye sayısı sınırlı sendika
(US) üye sayısı sınırlı sendika
üyeleri sınırlı sayıda sendika
üstü kapalı yük taşıt aracı
tamirat süresince kapalı olmak
Verb
ağır trafik araçlarına kapanmak
Verb
taşıt aracı trafiğine kapalı olmak
Verb
ağır araç trafiğine kapanmak
Verb
kapalı kapılar ardında
Adverb
kapalı oturum halinde soruşturma yapmak
Verb
31 Aralık itibariyle hesap durumu
battım, suyun dibini boyladım.