commute

  1. değiş(tir)mek.
  2. değiş tokuş yapmak, mübadele etmek.
  3. ödeme şeklini değiştirmek.
  4. (cezayı) değiştrimek/hafifletmek.
    His punishment was commuted from death to life imprisonment by the judge.
  5. bir şeyi başkasının yerine koymak, ikame etmek.
  6. yerini tutmak, başka şeyin yerine geçmek.
  7. (taşıt, abonman bileti vb.) bedelini toptan (ekseriya tenzilatlı olarak) ödemek.
  8. (evden iş yerine, banliyödeki evinden şehirdeki işyerine vb.) muntazaman gidip gelmek.
    She commutes
    from Yeşilköy to İstanbul every day.
  9. işe gidip gelme seyahati.
telif hakkını iade etmek Verb
ölüm hükmünü hapse çevirmek Verb
cezayı hafifletmek Verb, Law
taksitle ödenen bir meblağı toptan ödeme koşuluna çevirmek Verb
navlunu ödemek Verb
navlun ücretini ödemek Verb
takasta bulunmak Verb
abonman kartıyla işe gidip gelmek Verb