control

English-Turkish Translation

  1. Transitive Verb kontrol etmek, hükmetmek, tahakküm etmek.
    You try to control me as though I were your slave.
  2. Transitive Verb zaptetmek, hâkim olmak, disiplin altına almak.
    to control a horse. to control one's emotions.

    Try to control your temper: Sinirlerine hâkim ol!
    control yourself: Kendine hâkim ol/kendini kaybetme/aklını başına topla.
    That woman couldn't control her children and they annoyed everyone in the waiting room.
  3. Transitive Verb denetlemek, tahkik/teftiş etmek (doğruluğunu/geçerliğini) kontrol etmek.
    The accounts of the whole
    company are controled in this department.
  4. Transitive Verb bastırmak, yoketmek, (yayılmasını/gelişmesini) önlemek, zaptu rapta almak, kontrol altına almak.
    to
    control a forest fire. to control rats.
  5. Transitive Verb yönetmek, düzenlemek, idare/tanzim etmek.
  6. Noun
    control on/over: denetim, denetleme, murakabe, teftiş, kontrol.
    There's little government control
    over industrial organization in this country.
    control experiment: kontrol denemesi.
    birth control: doğum kontrolu.
  7. Noun hâkim olma, hâkimiyet, egemenlik.
    to lose control: itidalini/soğukkanlılığını kaybetmek.
    to
    lose control of oneself: kendini kaybetmek, kendine hâkim olamamak.
    to lose control (of a business,
    etc.): ipin ucunu kaçırmak, hâkim olamamak.
  8. Noun güdüm, kumanda.
    remote control: uzaktan güdüm/kumanda.
    circumstances beyond my control:
    elimde olmayan sebepler/koşullar.
  9. Noun yönetim, idare (etme).
    be in control: yönetmek, idare etmek.
    be under control: yönetilmek, idare(si) altında olmak.
  10. Noun nüfuz, iktidar, baskı.
    Our party took the control after the last election.
  11. Noun yönetge, kontrol/kumanda düğmesi/kolu vb., bir cihazı/makineyi idare etmeye yarayan düğme vb.
    control
    column
    hv. kumanda kolu/lövye.
  12. Noun (bilimsel denemeyi gerçekleme/tahkik/mukayese için kullanılan) standard örnek.
    control group:
    ölçün-küme, deney yapılan grupla karşılaştırılmak üzere normal halde bırakılan grup.
    Half the students drank fluoridated water, the others were used as a control group.
  13. Noun (gelişmesini/büyümesini/yayılmasını vb.) önleme, önlem, tedbir, kısıtlama.
    rodent control.
    wage
    control: maaş/ücret kısıtlama.
    flood control: sel felaketine karşı tedbir.
  14. Noun spiritüalizmde medyumu hareket ettiren ruh.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

be unable to control one's anger
hırsını alamamak Verb
capital controls
sermaye kontrolleri Noun, Economics
Centers for Disease Control and Prevention (CDC)
Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi Proper Name, Organizations
circumstances beyond one's control
zorlayıcı nedenler Noun
circumstances beyond one's control
mücbir sebep
infection prevention and control
enfeksiyon önleme ve kontrol Noun, Medicine
lose control of one's car
otomobilin kontrolunu kaybetmek Verb
lose control of one's car
otomobilin kontrolünü kaybetmek Verb
Manufacture of electric motors, generators, transformers and electricity distribution and control apparatus (NACE code: C27.1)
Elektrik motoru, jeneratör, transformatör ile elektrik dağıtım ve kontrol cihazlarının imalatı (NACE kodu: 27.1) Noun, Trades-Professions
Manufacture of electricity distribution and control apparatus (NACE code: C27.1.2)
Elektrik dağıtım ve kontrol cihazları imalatı (NACE kodu: 27.12) Noun, Trades-Professions
retain control of one's car
arabasını kontrol altında tutmak Verb
to be unable to control one's laughter
vidaları gevşetmek (argo) Verb
accounting control
muhasebe kayıtlarının kontrolu
accounting control
kayıtların denetlenmesi (işlemlerin ve defter kayıtlarının doğruluğunu ve uygunluğunu denetleme
accounting control
muhasebe kayıtlarının kontrolü
adaptive control
sanayideki ameliyeleri bilgisayarla kontrol etme yöntemi
allocation control
tahsis kontrolü
allocation control
tahsis kontrolu
allocation control
tahsisat kontrolü
approach control
yaklaşma kontrolü
area control
bölge seyrüsefer kontrolü
assume control
kontrolü ele almak Verb
assume control
kontrol sahibi olmak Verb
banking control
banka teftişi
behaviour control
davranış davranma kontrolu
behaviour control
davranış kontrolü
border control
sınır kontrolü
budget control
bütçe kontrolu
budget control
bütçe kontrolü
budgetary control
bütçe kontrolu
budgetary control
bütçenin denetlenmesi
cashflow control
kasa brüt gelir denetimi
ceiling control
tavan kontrolü
coal control
kömür kontrolü
conception control
gebelik kontrolü
contrast control
karşıtlık ayarı Information Technology
cost control
maliyet kontrol
credit control
kredi kontrolü
creditor control
alacaklı kontrolu
creditor control
alacaklı kontrolü
crowd control
halk yığınını kontrol altında tutma
crystal control
kumanda kristali
crystal control
kumanda kuvartzı
current control
döviz rejimi
data control
veri denetimi
directional control
yön kontrolü
disaster control
felaket önleme
economic control
ekonomik kontrol
electronic control
elektronik kontrol
entire control
bütün kontrol
entire control
tam kontrol
error control
hata denetimi
exchange control
döviz kontrolu
exchange control
döviz kontrolü
exchange control
kambiyo denetimi
exercise control
kontrol uygulamak Verb
exhaust control
egzoz kontrolü
expenditure control
masraf kontrolü
expenditure control
masraf kontrolu
expense control
gider kontrolü
fading control
radyoda sesin kaybolmasını önleyici tertibat
field control
arazi nirengi şebekesi
financial control
mali kontrol
financial control
mali denetim
flow control
akış denetimi
flying control
uçuş kontrolü
foreign control
dış kontrol
funds control
fon denetimi
gain control
hoparlör ayarı
gain control
kontrolü ele geçirmek Verb
government control
devlet kontrolü
governmental control
hükümet kontrolü
ground control
yerden kumanda
gun control
bireysel silahlanmanın önlenmesi Noun, Politics-Intl. Relations
housing control
iskân kontrolü
housing control
iskan kontrolu
immigration control
göçmen kontrolü
import control
ithalat kontrolü
impulse control
dürtü kontrolü Noun, Psychology
income control
gelir kontrolu
income control
gelir kontrolü
indirect control
dolaylı kontrol
industrial control
sınai kontrol
industrial control
sanayii kontrolü
industrial control
sanayi kontrolü
input-output control
girdi çıktı denetimi
internal control
iç hesap kontrolü
internal control
iç kontrol
internal control
dahili kontrol
internal control
iç denetim
inventory control
stok kontrolü
inventory control
stok denetimi
inventory control
envanter kontrolü
line control
(televizyon) satır ayarlaması
liquidity control
likidite kontrolu
liquidity control
likidite kontrolü
load control
yük kumanda tertibatı
management control
bir işletmenin yönetim planının uygulanmasını denetlemek için kullanılan sistem
management control
yönetim yetki alanı
manpower control
işçilerin yönetimi
manual control
el ile işletme
market control
pazar kontrolü
market control
pazar kontrolu
material control
s stok denetimi
material control
malzeme kontrolü
merchandise control
mal kontrolü
merger control
'füzyon'
merger control
birleşme kontrolü Noun, Competition Law
merger control
birleşme birleşim füzyon kontrolu
monopolistic control
tekel kontrolü
mortality control
ölüm kontrolü
mortality control
ölüm kontrolu
noise control
gürültü seviyesi kontrolu
operational control
yönetici kadronun firmanın günlük işleyişi üzerindeki etkisi
operational control
(askerlik) harekât kontrolü
operational control
harekat kontrolu Military
orphan control
yalnız ilk satır Information Technology
overhead control
genel imalat maliyeti kontrolü
parental control
ana baba kontrolü
party control
parti kontrolü
pasaport control
pasaport kontrolu
passport control
pasaport kontrolü
pay control
maaş kadroları düzenleme
pest control
zararlılara karşı mücadele
pollution control
çevre kirlenme kontrolü
portion control
tüm müşterilere verilen yiyeceklerin aynı miktarlarda olması için yapılan denetim
price control
fiyat kontrolü
price control
fiyat kontrolu
process control
süreç denetimi Information Technology
production control
üretim denetimi (üretim planlarının uygulanmasının denetiminde kullanılan sistem
progress control
ilerleme kontrolu
project control
proje kontrolü
project control
proje kontrolu
property control
servet kontrolu
property control
servet kontrolü
quantitative control
miktar kontrolü
radio control
radyoaktif ışınla kumanda
radio control
radyo kumandası Noun
regain control
kontrolü yeniden ele geçirmek Verb
rent control
(Br) kira kontrolü
right control
kontrol hakkı
sales control
satış denetimi (satışları yöneten personelin benimsemiş olduğu denetim yöntemi
sanitary control
sağlık kontrolü
sanitary control
sağlık kontrolu
service control
hizmet kontrolü
speed control
hız kontrolu
speed control
sürat kontrolu
state control
devlet kontrolü
state control
devlet kontrolu
statutory control
yasal kontrol
take control
kontrolü ele almak Verb
take control
kontrolü sağlamak Verb
take control
kontrolü ele geçirmek Verb
ticket control
bilet kontrolü
trade control
meslek kontrolü
traffic control
trafik kontrolü
wartime control
savaş zamanı kontrolü
widow control
yalnız son satır Information Technology
wield control
kontrolü elinde olmak Verb
control account
büyük defter ana hesabı
control account
kontrol hesabı
control ball
imleç denetim topu Information Technology
control budget
kontrol bütçesi
control card
kontrol kartı
control character
denetim karakteri Information Technology
control clock
kontrol saati
control committee
denetim kurulu
control engineering
kontrol mühendisliği
control gate
ayar kapağı
control gate
regülatör
control law
murakabe kanunu
control limit
(istatistik) kontrol sınırı
control mechanism
denetleyici
control menu
denetim menüsü Information Technology
control methods
denetim yöntemleri Noun
control methods
kontrol yöntemleri Noun
control panel
denetim masası Information Technology
control purposes
kontrol amaçları Noun
control rocket
kontrol roketi
control room
merkez kumanda yeri
control switch
kontrol anahtarı
control test
kontrol testi
control ticket
kontrol belgesi
control unit
anlar ve gerekli olan işlemleri başlatır
control unit
onları yorumlar
control unit
bilgisayar donanımının bir parçası olan bu birim sıralı olarak komutlara erişir
English-Turkish phrases from Zargan's own database