conversation

  1. Noun konuşma, muhavere, mükâleme.
    phone conversation: telefon konuşması.
    hold a conversation with
    someone: birisiyle konuşmak/görüşmek.
  2. Noun sohbet, musahabe, çene çalma.
    Mrs Smith spends al lot of time in conversation with her neighbor.
  3. Noun toplumsal ilişki/ortaklık.
  4. Noun
    criminal conversation ile ayni anlama gelir. zina.
  5. Noun konuşkanlık, hoşsohbetlik, başkalarıyla toplumsal ilişki kurabilme yeteneği.
  6. Noun yaşama tarzı.
  7. Noun âşinalık, ülfet.
telefonla konuşurken bağlantı kesilmek Verb
telefonla görüşürken bağlantı kesilmek Verb
telefonla konuşurken hat kesilmek Verb
konuşmaya girmek Verb
konuşmayı kesmek Verb
bir konuşmayı başlatmak Verb
birdenbire lâfa karışmak.
iş konuşması
bir konuşmayı sürdürmek Verb
konuşmayı sürdürmek Verb
her günkü laflar
bir konuşmanın bazı parçaları kulağına çalınmak.
bir konuşmaya katılmak Verb
bir konuşmayı yürütmek Verb
konuşmanın esas konusunu teşkil etmek Verb
konuşmanın esas konu sunu teşkil etmek Verb
conversation ile ayni anlama gelir. zina.
tutarsız konuşma
yüzyüze konuşma
konuşmadan vazgeçme
konuşmanın yönünü değiştirmek Verb
birini konuşmaya sokmak Verb
birini konuşmaya tutmak Verb
konuşmaya hakim olmak Verb
konuşmaya girişmek Verb
konuşmaya girmek Verb
bir konuşmaya girmek Verb
konuşmaya girişmek Verb
bir konuşmayı duyulmaz hale getirmek Verb
can sıkıcı konuşma
üzerinde konuşulacak konu
konuşulması yasak konular Noun
bir konuşmanın bazı parçaları Noun
bir konuşma sırasında yer alan ani sessizlik
bir telefon konuşmasını kaleme almak Verb
gizli bir görüşme yapmak Verb
dereden tepeden konuşmak Verb
gizli bir görüşme yapmak Verb
konuşma düzenlemek Verb
konuşmaya dalmak Verb
görüşmemizi teyiden
görüşmemizi teyitden
can sıkıcı konuşma
teklifsiz konuşma
laf açmak Verb
ilginç konuşma konusu
bir görüşmenin mahremiyeti Noun
konuşmada bir konu ortaya atmak Verb
söze karışmak Verb
bir konuşmaya katılmak Verb
konuşmaya katılmak Verb
konuşmaya katılmak Verb
laf olsun diye
bir konuşmanın süresi
başka kişilerin konuştuklarını dinlemek Verb
şehirlerarası telefon bağlantısı
konuşmalarda bir ara yer alan sessizlik
konuşmayı tekeline almak Verb
bir konuşmayı kendi inhisarı altına almak Verb
bir konuşmayı bölük pörçük işitmek Verb
konuşmaya katılmak Verb
konuşmaların aniden kısa bir süre için durması
telefon konuşması Noun, Telecommunications
telefon görüşmesi Noun, Telecommunications
özel konuşma
dalga gibi yükselip alçalan konuşma sesi
satış görüşmesi
canlı konuşma
canlı görüşme
canlı konuşma
esas konuşma konusu
konuşmayı başlatmak Verb
bir konuşmayı başlatmak Verb
konuşurken konuyu değiştirmek Verb
bir konuşmanın tutanağını almak Verb
bir konuşmaya sürekli katılmak Verb
bir konuşmaya katılmak Verb
başkalarınca dinlenilen telefon görüşmesi
telefon görüşmesi Noun, Telecommunications
telefon konuşması Noun, Telecommunications
Konuşma Proper Name, Cinema
konuşma konuları Noun
konuşma konuları Noun
telefon muhaveresi
zengin/asil topluluğu gösteren resim tablosu (özellikle 18'inci yy.'da moda idi). Noun, Fine Arts
konuşma konusu, dikkati çeken ve kendisinden bahsettiren herhangi bir şey. Noun
sohbeti birşeye çekmek Verb
lafı birşeye getirmek Verb
sohbetin dönüp dolaşıp birşeye gelmesini sağlamak Verb
konuyu birşeye getirmek Verb
biriyle konuşmak Verb
konuşmayı bir konuya getirmek Verb
konuşmayı bir konuya getirmek Verb
konuşmayı daha az tehlikeli konulara çevirmek Verb
bir konuşmayı saatlerce sürdürmek Verb
saatlerce konuşmak Verb
konuşmayı saatlerce sürdürmek Verb