customary

  1. alışılmış, âdet (hükmünde), mutat.
    It is customary to give people gifts on their birthday.
  2. geleneksel, ananevî, töre icabı.
  3. yörenin örf, âdet, töre ve geleneklerini, yasa hükmündeki toplumsal kuralları içeren belge.
teamül Noun, Law
örfen Adverb, Sociology
adet olduğu üzere Adverb
alışılmış olduğu üzere Adverb
alışılmak Verb
navlun her zamanki gibi ödenecektir
her zamanki riskler Noun
muafiyetin özel avarya halinde uygulanacağı hususunda koşul
normalde alınan ücret
sigortacı tarafından yapılacak ödemede gerçekleştirilecek alışılmış indirim (eski yeni farkı gibi
adi sevkıyat
yerel örf ve âdetlere uygun olarak yer alan yararlanma hakkı
mutat dara
bir araziyi kimseye bir ödeme zorunluğu olmadan yasal olarak elde bulundurma hakkı
alışılmış armağanlar Noun
örf ve âdet hukuku
memlekette adet olan faiz
ülkede âdet olan faiz
uluslararası örf ve âdet hukuku
alışılmış yorum
gümrük takibatı
örf ve âdet hukuku Noun, Law
örf ve adet hukuku
teamül hukuku Noun, Law
ticari teamüle uygun ambalaj
örfî uygulama Noun
normal piyasa fiyatı
mutat faiz haddi
örf ve âdet hakkı
mutat rizikolar Noun
her zamanki riskler Noun
mutat hizmetler Noun
birbirine çok benzeyen ambalajlar için uygulanan sabit bir dara yüzdesi Noun
irsi hâsılat icarı sahibi
uluslararası teamül hukuku Noun, Law
âdetlere uymak Verb