deserve

  1. Verb lâyık olmak, liyakat/hak kazanmak, müstahak olmak, hak etmek, değmek.
    Such bad behavior deserves a
    beating. He deserves to be pitied. He deserves more money. He got what he deserved.
    This idea deserves consideration: Bu fikir üzerinde düşünülmeye değer.
ülkesine iyi hizmet etmek Verb
müstehak Adjective
kınamayı hak etmek Verb
iyi maaş almak Verb
birine kötü iş görmek Verb
yardımımızı hak etmek Verb
övülmeye değer olmak Verb
cezaya müstahak olmak Verb
birinin güvenine layık olmak Verb
hapishaneye gönderilmeyi hak etmek Verb
(ödüle/cezaya) hak kazanmak.