difference

English-Turkish Translation

  1. Noun, Mathematics fark
  2. Noun fark.
    I don't quite see the difference. There are several differences between these two methods.
  3. Noun ayrılık, farklılık, farklı oluş, benzemezlik.
  4. Noun ayırıcı özellik, alâmeti farika.
  5. Noun ayırma, tefrik, temyiz, ayrım.
    to tell the difference: birbirinden ayırmak, farklarını belirtmek, tefrik/temyiz etmek.
  6. Noun fikir ayrılığı, anlaşmazlık.
  7. Noun niza, ihtilâf.
    differences arose: ihtilâf çıktı.
    Settle your difference: Anlaşınız.
  8. Noun, Logic (bkz: differentia ).
  9. Transitive Verb farklılaştırmak.
  10. Transitive Verb fark gözetmek, ayırım yapmak.
  11. Transitive Verb (armaya) alâmeti farika koymak.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

Same difference.
Ha Ali Veli, ha Veli Ali. Exclamation, Idioms
Same difference.
Aynı bokun laciverdi. Exclamation, Idioms
Same difference.
Ne fark eder ki? Exclamation, Idioms
Same difference.
Aynı kapıya çıkar. Exclamation, Idioms
sectarian differences
mezhep farkı Noun, Religion-Faith
sectarian differences
mezhep ayrılığı Noun, Religion-Faith
adjust a difference
bir anlaşmazlığı halletmek Verb
age difference
yaş farkı Noun
astigmatic difference
(optik) odak yerdeğişimi.
class difference
sınıf farkı Noun, Sociology
class difference
sınıf farklılığı Noun, Sociology
class difference
sınıfsal farklılık Noun, Sociology
contract for difference
fark sözleşmesi, fark kontratı Noun, Banking
cost difference
maliyet farkı
dialectal difference
lehçe farkı Noun, Language-Literature
distinction without a difference
kılı kırk yaran ayırım
elevation difference
yükselti farkı
elevation difference
kot farkı Noun, Construction
goal difference
averaj Noun, Sports
height difference
boy farkı Noun
it makes no difference
fark etmez
it makes no difference
aynı şey
make a difference
fark etmek, farklı olmak.
make a great deal of difference
çok şey fark eder olmak Verb
make no difference
bir şey fark etmemek Verb
make not much difference
fazla fark etmemek Verb
make up a difference
hallüfasletmek Verb
make up a difference
bir fikir ayrılığını halletmek Verb
make up the difference
farkı kapatmak Verb
marked difference
büyük fark
matrimonial difference
karı-koca kavgası Noun
minute difference
çok küçük fark
minute difference
önemsiz fark
negligible difference
önemsiz fark
not to make much difference
fazla bir şey fark etmemek Verb
not to make two straws'difference
hiçbir şey fark etmemek Verb
notable difference
hatırı sayılır fark
on goal difference
averajla Adverb, Sports
pay the difference
fiyat farkını ödemek Verb
pay the difference
fiyat farkıni ödemek Verb
phase difference
faz farkı
points of difference
ayrılan noktalar Noun
points of difference
ayrılınan noktalar Noun
price difference
fiyat ayrılığı
price difference
fiyat farkı Noun
race difference
ırk farkı
settle a difference
bir ihtilafı halletmek Verb
specific difference
tür farkı.
split the difference
(a) anlaşmak, uyuşmak, karşılıklı taviz vererek anlaşmaya varmak, (b) kalanını yarı yarıya paylaşmak.

You say $30 and I say $20, so let's split the difference and call it $25.
split the difference
ortalamasını bulmak, ortalaması üzerinde (yarı yarıya taviz vererek) anlaşmak.
Okay, we'll split the
difference and call it $10.
split the price difference
fiyat ayrılığını taraflara eşit olarak bölmek Verb
stock difference
stok sayım farkı
stock difference
stok sayım farkı (fiziki sayım ile kayıtlar arasındaki fark
tax difference
vergi farkı
that makes all the difference
bu her şeyi değiştirir
time difference
saat farkı Noun
to make a difference
(a) durumu değiştirmek.
That made all the difference: Bu herşeyi değiştirdi. (b) tefrik etmek,
farklarını belirtmek, fark etmek.
It makes no difference: Farketmez/Hepsi bir/aynı şey.
without a difference
farksız
difference between/in/of/to
(iki sayı/miktar arasındaki) fark.
The difference between 6 and 11 is 5.
difference in age:
yaş farkı.
difference in temperature: sıcaklık farkı.
What is the difference in temperature between the day and the night?
difference in cost of production
üretim maliyetleri arasındaki fark
difference in costs of production
üretim maliyetleri arasındaki fark
difference in elevation
kot farkı Noun, Construction
difference in level
seviye farkı
difference in price level
fiyat seviyeleri arasındaki fark
difference in price levels
fiyat seviyeleri arasındaki fark
difference in temperature
ısı farkı
difference in the cash
kasanın fark göstermesi
difference in treatment
tedavi farkı
difference in weight
ağırlık farkı
difference of level
seviye farkı
difference of mentalities
zihniyet farkı
difference of opinion
görüş ayrılığı Noun
difference of opinion
fikir ayrılığı Noun
difference of opinion
görüş farklılığı Noun
difference of opinion
görüş ayrılığı Noun, Politics-Intl. Relations
difference submissible to arbitration
hakeme intikal ettirilebilecek anlaşmazlık
know the difference between right and wrong
doğru ile yanlış arasındaki farkı bilmek Verb
submit a difference to the arbitrator
bir anlaşmazlığı hakem kuruluna havale etmek Verb
the difference lies in
fark şurada ki ...
the difference lies in ...
fark şurada ki
What difference does it make?
Ne farkeder?
What's the difference?
Ne farkı var ki?
with the difference that
şu farkla ki
Other Difference of Securities Issued (-)
Menkul Kıymetler İhraç Farkı (-) Accounting
English-Turkish phrases from Zargan's own database