direction

English-Turkish Translation

  1. Noun istikamet
  2. Noun (a) yön, cihet.
    in every direction: her yönde.
    in the opposite direction: zıt yönde.
    The
    city shows improvement in many directions. (b) yöneltme, tevcih etme.
  3. Noun doğrultu, istikamet, taraf.
    Shot were fired in all directions.
  4. Noun eğilim, meyil, temayül.
    the direction of contemporary thought.
  5. Noun (a) yönerge, talimat, tarif(e), izahat.
    directions for baking a cake. (b) tenbih.
  6. Noun emir, kumanda.
  7. Noun yönetim, idare, denetim, nezaret.
    under the direction of: yönetiminde.
    The company is under a good direction.
  8. Noun müdürlük, direktörlük, müdüriyet.
  9. Noun adres, mektup veya paketin teslim edileceği yer.
  10. Noun yönetim, oyun düzeni, yönetme, yürütme, mizansen.
  11. Noun, Music (a) yönetim, idare.
    The orchestra is under the direction of Mr. Şimşek. (b) belirli bir notanın
    nasıl çalınacağını gösteren işaret.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

lose one's sense of direction
yön duygusunu yitirmek Verb
alteration of direction
yön değiştirme
base direction
ana yön
bearing direction
yön bulma
classified direction
meslekler rehberi
commercial direction
meslekler rehberi
common direction
ortak yön
final direction
nihai istikamet
fly in a northerly direction
kuzey yönüne uçmak Verb
have a good sense of direction
iyi yön duygusuna sahip olmak Verb
in an easterly direction
doğuya doğru
in every direction
her yönde
in the opposite direction
karşı yönde
in the opposite direction
karşı yöne gitmek Verb
lack of direction
menhecsizlik Noun
opposite direction
karşı yönde
opposite direction
aksi istikamet
other direction
dış-güdümlülük, dış etkiler altında bulunma.
paper of direction
adres kartı
point into a direction
bir yöne işaret etmek Verb
producer's direction
üreticinin talimatı
reverse direction
ters yön
Search direction
Arama yönü Information Technology
sense of direction
yön duygusu: nerede olduğunu, ne yönde gittiğini bilme /anlama.
to lose one's sense of direction:
tersi dönmek, nerede olduğunu bilememek.
shift of direction
yön değişmesi
stage direction
mizansen
stage direction
sahneye koyma
step in the right direction
doğru önlem
street direction
bir sokakta oturanların adlarını ve şehir planını içeren rehber
wind direction
rüzgâr yönü
wind direction
rüzgârın yönü
direction board
yön gösteren levha
direction card
valiz etiketi
direction finder
yönbulucu, gonyometre, kestirme cihazı.
direction finding: yönbulma, kestirme. Noun
direction finder bearing
radyo dalgalarıyla alınan kerteriz
direction finding
yön bulma
direction finding antenna
yön bulucu anten
direction finding loop
(radyo) yön buluş çerçevesi
Direction finding/finde
r
ilet. yön bulma, yön bulucu.
direction indicator
yön işaret levhası Noun
direction indicator
yön göstergesi
direction keys
yön tuşları Noun, Information Technology
direction of a company
bir şirketin yönetimi
direction of approach
yaklaşma yönü
direction of approach
(uçak) yaklaşma talimatı
direction of consumption
tüketim yönetimi
direction of rotation
dönüş yönü
direction of swell
kabarma yönü
direction of the traffic
trafik talimatı
direction sign
trafik yön işareti
direction towards Kaaba
kıble Noun, Religion-Faith
(plans) direction of approach
yaklaşma talimatı
assign a direction to
istikamet vermek Verb
assume direction of a business
bir işin yönetimini üstlenmek Verb
assume the direction of an enterprise
bir teşebbüsün yönetimini üstlenmek Verb
automatic direction finder
otomatik yön bulucu
by direction of
talimat ile
by direction of
'nın talimatı ile
changes in the direction of a firm
bir firmanın yönetiminde değişiklikler Noun
face (in the direction of
görmek Verb
in the direction of
müteveccihen
in the direction of
karşı
in the direction of
yönünde
in the direction of
istikametinde
long range direction finding
uzun mesafe yön tayini
management by direction and control
otoriter idare
new direction in education
eğitimde yeni yön
niche in a mosque wall indicating the direction of Mecca
mihrap
radio direction finding
radyo yön bulucusu
take the direction of affairs
işlerin yönetimini ele almak Verb
take the direction of the affairs
işlerinin idaresini ele almak Verb
the direction of Mecca
kıble
under the direction of
'nın yönetiminde
visual direction finding
görsel yön
English-Turkish phrases from Zargan's own database