distance

English-Turkish Translation

  1. Noun, Engineering mesafe
  2. Noun uzaklık, mesafe.
    The distance from here to town is 6 km. What is the distance between Bursa and İzmir/from
    Bursa to İzmir?
    At a distance of 2 km: 2 km. mesafede.
    within walking distance: yürüyüş mesafesinde.
    It is at ten minutes walking distance: Yürüyerek on dakikada gidilir.
    It is some distance away/a good distance away: Bir hayli uzaktır.
    It's no distance: Pek yakındır.
    middle distance: orta mesafe(de).
    within striking distance: atış mesafesinde.
    within hailing distance: bağırsan işitilir.
  3. Noun ara, süre, müddet, zaman aralığı.
    at a distance of 400 years: 400 yıl ara ile.
    at this distance
    in time: bukadar zaman (yıl) sonra.
    I can hardly remember him at this distance of/in time: Bunca yıl sonra onu güçlükle hatırlıyorum.
  4. Noun ayrılık, fark(lılık).
    We agree on a few things but our views are a long distance apart: Birkaç
    noktada anlaşıyoruz, fakat görüşlerimiz tamamen ayrı.
  5. Noun, Music aralık, fasıla. (bkz: interval ) (5).
  6. Noun (resimde) (a) geri, arka cephe.
    One sees cattle, grazing in the distance. (b) derinlik, perspektif.

    There is no distance in his paintings, which are all flat and two-dimensional.
  7. Noun ilerleme.
    We've come a long distance on the project: Projede bir hayli ilerledik/ilerleme kaydettik.
  8. Verb geride bırakmak, çok ilerlemek, geçmek.
  9. Verb uzaklaştırmak, arayı açmak, araya mesafe sokmak.
    The birth of the baby seemed to distance us:
    Bebeğin doğuşu âdetâ bizi birbirimizden uzaklaştırdı.
  10. Verb uzaklaşır gibi göstermek/görünmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

keep one's distance
(a) haddini bilmek, (b) uzak durmak, sokulmamak, yaklaşmamak, fazla samimî olmamak.
They might be
dangerous, so keep your distance. He prefers to keep his distance with his employees.
know one's distance
nereye kadar gideceğini bilmek Verb
know one's distance
haddini aşmamak Verb
live within easy (a short) distance of one's work
işe yakın oturmak Verb
live within easy distance of one's work
işine yakın oturmak Verb
(football) good kick that travels a long distance
şut
a good distance
hayli uzak.
a good distance off: hayli/epeyce uzakta.
at a distance: uzakta, uzak bir yerde, belirli bir mesafede.
action at a distance
uzaktan etki Noun, Physics
air distance
kuş uçuşu mesafe
angular distance
açı uzaklığı
at a distance
alarga (argo)
at a distance
mesafede
axle distance
dingil uzaklığı Noun, Transport
be within striking distance
hemen yakınında olmak Verb
be within striking distance
başarmaya çok yakın olmak Verb
be within striking distance
elde etmeye çok yakın olmak Verb
be within striking distance
çok yakın olmak Verb
breaking distance
fren mesafesi
call someone long distance
(US) birine şehirlerarası telefon etmek Verb
cartographical distance
haritadaki mesafe
commuting distance
(US) banliyö mesafesi
cover a distance
bir mesafeyi katetmek Verb
cover distance
yol almak Verb
focal distance
odak mesafesi
from a distance
uzaktan Adverb
gliding distance
iniş uzaklığı.
hearing distance
kulak menzili
hire a car by distance
kilometre başına otomobil kiralamak Verb
hyperfocal distance
aşırı odak uzaklığı: bir fotoğraf makinesi sonsuza ayarlı iken resmini net çekebileceği en yakın cismin uzaklığı. Noun
in no distance
uzak değil
it's no distance
iki adımlık yer
judge a distance
mesafeyi tayin etmek Verb
judge a distance
mesafeyi tahmin etmek Verb
keep at a distance
(a) haddini bilmek, (b) uzak durmak, sokulmamak, yaklaşmamak, fazla samimî olmamak.
They might be
dangerous, so keep your distance. He prefers to keep his distance with his employees.
keep one's distance
uzak durmak, arayı açmak, yakınlık/dostluk göstermemek.
Mary did not like Lise and kept her distance from her. Verb
keep someone at a distance
(birine) soğuk davranmak, (birisiyle) samimî olmamak, (birinden) uzak durmak.
We tried to be friendly,
but she kept us at a distance.
landing distance
iniş mesafesi
long distance
şehirlerarası (telefon servisi/santralı/operatörü). Noun
lunar distance
Ay uzaklığı: Ayın güneşten veya bir yıldızdan derece olarak uzaklığı.
mean distance
ortalama mesafe
mean distance
ortalama uzaklık
measured distance
ölçülü mesafe
middle distance
(resimde) orta yer, orta uzaklık, tablonun ortası. Noun
orbital distance
yeryüzüne olan mesafe
overall stopping distance
frenleme mesafesi
pace off a distance
bir mesafeyi adımlamak Verb
polar distance
codeclination.
setback distance
çekme mesafesi Construction
short distance
kısa mesafe
skip distance
atlama bölgesi, ölü bölge, kısa dalga radyo vericisi civarında işaretlerin alınamadığı alan. Noun
social distance
kişilerin ya da grupların toplumsal durum ve deneyimlerindeki benzerlik ya da farkın kavramsal göstergesi
spitting distance
çok kısa mesafe
standard distance
normal mesafe
stopping distance
fren mesafesi
stopping distance
durma mesafesi Noun, Transport
stopping distance
fren izi
take off distance
havalanma mesafesi
walking distance
yürüyüş mesafesi
within hailing distance
yakın, ses duyulacak uzaklıkta.
within shouting distance
duyulacak mesafede
within spitting distance
çok yakın.
We lived within spitting distance of the river.
zenith distance
başucu uzaklığı.
distance between laps
etap
distance between two things
ara
distance contract
mesafeli satış sözleşmesi Noun, Commerce
distance contract
mesafeli sözleşme Noun, Commerce
distance covered
katedilen mesafe
distance covered
kat edilen mesafe
distance education and training
uzaktan eğitim ve öğretim (Kaynak: CEDEFOP) Noun, Education-Training
distance freight
yük anlaşma limanında boşaltılmayıp ona yakın bir limanda boşaltılırsa aradaki mesafe için navlun anlaşmasına
göre ödenecek mesafe navlunu
distance freight
taşımanın yapılacağı mesafe ile ortantılı taşıma ücreti
distance freight
taşımanın yapılacağı mesafe ile orantılı taşıma ücreti
distance freight
mesafe navlunu
distance indicator
(otomobil) kilometre saati
distance learning
uzaktan eğitim
distance learning
uzaktan eğitim Noun, Education-Training
distance lends enchantment to the view
Uzaktan bütün tarlalar yeşil görünür/Uzaktan davulun sesi hoş gelir.
distance lights
(araba) uzak farları Noun
distance marker
kilometre saati
distance marketing
uzaktan pazarlama
distance of lap
etap
distance on a map
bir harita üzerindeki mesafe
distance rate
mesafeye göre hesaplanan ücret tarifesi
distance reconnaissance
askerlikte uzaktan keşif
distance rod
germe çubuğu
distance sales
mesafeli satış Noun, Commerce
distance sales agreement
mesafeli satış sözleşmesi Noun, Commerce
distance sales agreement
mesafeli sözleşme Noun, Commerce
distance shot
(fotoğraf) uzaktan çekiş
distance study
uzaktan öğrenim (Kaynak: CEDEFOP) Noun, Education-Training
distance tariff
uzak mesafe ücreti
a distance of hundred steps
yüz adımlık mesafe
be a great distance off
çok uzakta olmak Verb
be no distance at all
pek yakında olmak Verb
book a long distance call
şehirlerarası bir telefon çağrısı kaydettirmek Verb
cover a distance in stages
mesafeyi etap etap kat etmek Verb
cover a distance in stages
bir mesafeyi etap etap katetmek Verb
direct long distance dial l ing
direkt şehirlerarası arama
long distance air transportation
uzun mesafe hava ulaştırması
long distance call
şehirlerarası telefon görüşmesi
long distance call
şehirlerarası konuşma
long distance call
şehirlerarası telefon konuşması
long distance charges
şehirlerarası konuşma ücreti
long distance communication
şehirlerarası muhabere
long distance control
uzak kontrol
long distance control
uzaktan idare
long distance dial l ing
şehirlerarası arama
long distance dialling
şehirlerarası telefon çevirme
long distance flight
uzak mesafe uçuş
long distance flight
uzak mesafe uçuşu
long distance lorry driver
uzak mesafe kamyon sürücüsü
long distance mover
uzak mesafe taşıyıcısı
long distance mover
uzak mesafeler sevkıyatçısı
long distance mover
uzak mesafeler sevkiyatçısı
long distance operator
şehirlerarası santralcı
long distance phone call
şehirlerarası konuşma
long distance race
mukavemet yarışı
long distance road haulage
uzak mesafe karayolu yük taşımacılığı
long distance telephone connection
şehirlerarası telefon bağlantısı
long distance train
ekspres
long distance truck
uzun yol yük kamyonu
make the whole distance in a week
bütün bir mesafeyi bir hafta içinde almak Verb
mark off a distance on the map
harita üzerinde bir mesafeyi işaretlemek Verb
middle distance running
orta mesafe koşu Noun, Sports
short distance goods traffic
(Br) kısa mesafe mal trafiği
short distance goods traffic
kısa mesafe mal trafiği
short distance transport
(Br) kısa mesafe taşımacılık
short distance transport
kısa mesafe taşımacılık
English-Turkish phrases from Zargan's own database