earn

English-Turkish Translation

  1. Verb kazanmak.
    to earn one's living: geçimini sağlamak.
    He earns &50,000 a year.
  2. Verb hak etmek, hak kazanmak/iktisap etmek, (hak olarak) elde etmek.
    to receive more than one has earned:
    hakkından (hak ettiğinden) fazlasını almak.
  3. Verb (manevî mükâfat/şeref/şöhret vb.) kazanmak, elde etmek, liyakat kesbetmek.
    to earn a reputation by
    honesty. He earned the title of “the Great” by his victories in the war.
  4. Verb kazandırmak.
    His victories in the war earned him the title of “the Great”.
  5. Verb (bkz: yearn ).
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

earn one's bread
geçimini sağlamak Verb
earn one's bread
hayatını kazanmak Verb
earn one's bread and butter
ekmeğini kazanmak Verb
earn one's daily bread
rızkıni çıkarmak Verb
earn one's livelihood
hayatını kazanmak Verb
earn one's livelihood by teaching
ders vererek geçimini sağlamak Verb
earn one's livelihood by teaching
ders vererek geçiminısağlamak Verb
earn one's living
hayatını kazanmak Verb
earn one's living by writing
kalemiyle geçinmek Verb
earn one's oats
nafakasını hak etmek Verb
earn one's shoulder straps
subaylığa terfi ettirilmek Verb
unable to earn one's living
geçimini sağlayamaz
able to earn
çalışabilir
earn 100 dollars a day
günde 100 dolar kazanmak Verb
earn a bare living
ancak geçimini sağlamak Verb
earn a bare living
geçinecek kadar para kazanmak Verb
earn a bare subsistence
asgari ücret almak Verb
earn a fame
tanınmak Verb
earn a good living
rahat bir hayat sürecek şekilde hayatını kazanmak Verb
earn a good living
müreffeh bir hayat sürecek şekilde hayatını kazanmak Verb
earn a good salary
iyi maaş almak Verb
earn a livelihood
rızkıni çıkarmak Verb
earn a living
hayatını kazanmak Verb
earn a living
geçinmek Verb
earn a living by teaching
öğretmenlikle hayatını kazanmak Verb
earn a lot of money in one coup
bir çırpıda büyük para kazanmak Verb
earn a lot of money in one scoop
bir partide çok para kazanmak Verb
earn a packet
para kesmek Verb
earn a reputation
bir ad kazanmak Verb
earn a reputation for generosity
cömertliğiyle meşhur olmak Verb
earn a salary
maaşıni almak Verb
earn a salary
maaş almak Verb
earn an honest livelihood
namusuyla para kazanmak Verb
earn an honest penny
alnının teriyle para kazanmak Verb
earn by hard work
alın teri ile kazanmak Verb
earn double hime to double
iki misli ücret almak iki misli yapmak Verb
earn enough to get along
ekmeğini çıkarmak Verb
earn enough to live on
geçinecek kadar kazanmak Verb
earn good wages
iyi ücret almak Verb
earn sb's respect
birinin saygısını kazanmak Verb
earn sixty dollars a day
günde altmış dolar kazanmak Verb
earn the status of ...
... haline gelmek Verb
earn your keep
yediği ekmeği hak etmek Verb
earn your keep
maaşını haketmek Verb
earn/turn an honest penny
dürüstlükle/namusu ile/ alın teri ile para kazanmak, helâl para kazanmak.
pay as you earn income tax
(Br) kazanç üzerinden ödenen gelir vergisi
English-Turkish phrases from Zargan's own database