English-Turkish Translation

  1. Noun (bkz: elevated railroad )
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

Turkish-English Translation

  1. flipper
  2. grip
  3. hand
  4. mitt
  5. move
  6. paw
  7. stock
  8. power
  9. control
  10. assistance
  11. (cards) deal
  12. possession
  13. ownership
  14. (discharge of a fire arm) one shot
  15. alien
  16. round
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

ameliyata girmeden önce ellerini ve kollarını iyice yıkayarak dezenfekte etmek
scrub in Verb, Medicine
Ayn el-Arab
Ayn al-Arab Proper Name, Place Names
Bavul, el çantası ve benzerleri ile saraçlık ve koşum takımı imalatı (deri giyim eşyası hariç) (NACE kodu: 15.12)
Manufacture of luggage, handbags and the like, saddlery and harness (NACE code: C15.1.2) Noun, Trades-Professions
Çatal-bıçak takımı ve diğer kesici aletler ile el aletleri ve genel hırdavat malzemeleri imalatı (NACE kodu: 25.7)
Manufacture of cutlery, tools and general hardware (NACE code: C25.7) Noun, Trades-Professions
Derinin tabaklanması ve işlenmesi; bavul, el çantası, saraçlık ve koşum takımı imalatı; kürkün işlenmesi ve boyanması (NACE kodu: 15.1)
Tanning and dressing of leather; manufacture of luggage, handbags, saddlery and harness; dressing and
dyeing of fur (NACE code: C15.1)
Noun, Trades-Professions
El aletleri, takım tezgahı uçları, testere ağızları vb. imalatı (NACE kodu: 25.73)
Manufacture of tools (NACE code: C25.7.3) Noun, Trades-Professions
el birliğiyle
jointly Adverb
el delgisi
hand punch
el koyulan eşya
confiscated belongings Noun
El Nusra Cephesi
al-Nusra Front Noun, Organizations
el yapımı patlayıcı (EYP)
improvised explosive device Noun
elbirliği mülkiyeti
joint ownership Noun, Civil Law
El-Kahhar
al-Qahhar Noun, Religion-Faith
El-Kaim
Al-Qaim Proper Name, Religion-Faith
elkoyma
seizure Noun, Criminal Law
El-Rezzak
ar-Razzaq Noun, Religion-Faith
havan eli
pestle
Motorlu veya pnömatik (hava basınçlı) el aletlerinin imalatı (NACE kodu: 28.24)
Manufacture of power-driven hand tools (NACE code: C28.2.4) Noun, Trades-Professions
Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin Aklanması Araştırılması, Ele Geçirilmesi ve El Konulmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi
Convention on Laundering, Search, Seizure and Confiscation of the Proceeds from Crime Noun, International Law
terazi eli
handle of a balance
(iskambil) el
hand
açık el
open hand
demir el
an iron hand
görülmeyen el
invisible hand
ikinci el
second-hand
şanslı el
green fingers
serbest el
free-hand
serbest el
freehand Information Technology
serbest el
frc- hand
sol el
left hand
titrek el
shaky hand
el açıklığı
liberality
el afişi
hand bill
el aleti
tool
el aleti
hand tool
el aletleri
small tools Noun
el altında
handy
el altından
underhand
el altından
clandestine
el altından
under the table
el altından
back-door
el altından
secretly Adverb
el altından
on the dodge
el arabası
pushcart Noun
el arabası
wheelbarrow Noun, Construction
el arabası
handbarrow Noun, Construction
el arabası
barrow Noun
el arabası
trolley Noun
el arabası
handcart Noun
el atlası
hand atlas
el atmak
to grab Verb
el bagajı
carry-on baggage
el bagajı
hand luggage Noun
el bakımı
hand care Noun, Medicine
el baltası
hatchet Noun
el becerisi
manual skill
el becerisi
manual aptitude
el bileziği
nipple
el bombası
pineapple Noun
el bombası
hand grenade Noun
el bombası
hand-grenade Noun
el çabukluğu
prestidigitation
el çabukluğu
trick
el çanı
hand bell
el çantası
hand luggage Noun
el çantası
personal baggage Noun
el çantası
grip Noun
el çantası
gripsack Noun
el çantası
carry on baggage Noun
el çekmek
to resign Verb
el çırpıcı
clapper
el çırpma
handclap
el çırpmak
to clap Verb
el değirmeni
mill
el değiştirme
placement Noun, Capital Markets
el değiştirmek
to change hands Verb
el değiştirmek
(possession) to pass into someone else's hand Verb
el değiştirmek
to pass in title Verb
el değmemiş
untouched
el değmemiş
new
el emeği
elbow grease
el emeği
manual labor Noun
el falcılığı
chiromancy
el falcısı
palmist
el falı
palm reading
el feneri
torch Noun, Electricity-Electronics
el feneri
flashlight Noun, Electricity-Electronics
el freni
emergency brake
el freni
side brake
el freni
handbrake Noun, Transport
el freni
hand brake
el ilanı
handbill Noun, Marketing
el ilanı
flier Noun, Marketing
el ilanları
circular Noun
el ile
by hand
el ile
manual Information Technology
el ile
manually Adverb
el işareti
hand signal
el işareti
wave
el işçiliği
handicraftsmanship
el işçisi
handicraftsman
el işçisi
manual worker
el işçisi
handworkman
el işi
handcrafted Noun
el işi
hand-crafted Noun
el işi
embroidery Noun, Handicraft
el işi
hand-made Noun
el işi
fancywork Noun, Handicraft
el işleri
arts and-crafts items Noun
el işleri
sloyd Noun
el işleri
arts and crafts Noun
el kitabı
guide Noun
el kitabı
manual Noun
el kitabı
companion Noun
el konulabilir
distrainable
el konulabilir
sequestrable
el konulabilir
seizable
el konulmuş
wind- bound
el koyma
seizure
el koyma
attachment Noun
el koyma
distraint
el koyma
expropriation Noun
el koyma
requisition Noun
el koyma
appropriation Noun
el koyma
confiscation Noun
el koyma
grab
el koymak
to expropriate Verb
el koymak
to usurp Verb
el koymak
to sequester Verb
el koymak
to lay hand on Verb
el koymak
to impound Verb
el koymak
to appropriate Verb
el koymak
to confiscate Verb
el koymak
to attach Verb
el koymak
to arrest Verb
el matkabı
brace and bit Noun
el merdiveni
ladder
el mührü
manual seal
el örgüsü
hand-knitted Adjective
el presi
manual press
el sallama
wave
el sallama
wave of the hand
el sanatı
handcraft Noun, Handicraft
el sanatı
craftwork Noun, Handicraft
el sanatı
handicraft Noun, Handicraft
el sanatı
craft Noun, Handicraft
el sanatları
crafts Noun, Handicraft
el sanatları
craftwork Noun, Handicraft
el sıkışıyla
by clasp of hands
el sıkışma
put it right there
el sıkma
handshake
el sıkma
grip
el sürmek
to feel Verb
el sürülmemiş
intact
el tası
finger bowl Noun
el terminali
portable terminal
el testeresi
handsaw
el tulumbası
hand pump Noun
el tutamağı
hand-hold Noun, Transport
el ulağı
man of all work
el ulağı
jockey
el ulağı
handy man
el uzatma
encroachment Noun
el uzatmak
to encroach Verb
el uzatmak
to thrust out a hand Verb
el vermek
to suit Verb
el vermek
to hand Verb
el vermek
to be enough Verb
el vermek
to suffice Verb
el yazısı
writing
el yazısı
cursive script
el yazısı
handwriting
el yazısı
long hand
el yazısı
hand
el yazısı
writing hand
el yazısıyla
in long hand
el yıkama
hand-washing bond
el zımbası
punch pliers Noun
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Kolun, bilek mafsalından îtibâren avuç ve ... görmeye, tutmaya yarayan kısmı
  2. bk. –al
  3. bk. –al–
  4. Yakın olmayan kimse, yabancı
  5. Arapça’da isimleri mârife yapan bir ön ... dilimize aşağıdaki şekillerde girmiştir
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.