english

English-Turkish Translation

  1. Noun, Language-Literature İngilizce
  2. İngiliz+, İngiliz halkı.
  3. İngilizce+.
    Black English
    ABD zenci İngilizcesi, ABD'deki zencilerin lehçesi.
    King's/Queen's
    English: en doğru/temiz İngilizce.
    Middle/Old English: 1500/1050'den önceki İngilizce.
    in plain English: açıkçası, açık ve anlaşılır bir dil ile.
    Modern English: Çağdaş İngilizce, 1500'den sonraki İngilizce.
  4. (bilârdoda) topu topaç gibi döndüren vuruş.
  5. Printing 14 puntoluk harf.
  6. perdahlı mat yüzeyli kâğıt.
  7. İngilizceye çevirmek.
    to English Euripides.
  8. (yabancı sözcüğü) İngilizceleştirmek, İngilizceye maletmek/adapte etmek.
  9. Sports topa vurup topaç gibi döndürmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

brush up one's english
İngilizce bilgisini tazelemek Verb
a hundred percent english
yüzde yüz İngiliz
American English
Amerikan İngilizcesi, ABD'de konuşulan İngilizce.
Basic English
Basit/Temel İngilizce: İngilizce öğretiminde ve milletlerarası yardımcı dil olarak kullanılmak üzere
850 sözcükten kurulmuş İngilizce. Sadece
Basic ile ayni anlama gelir.
Noun
Black English
zenci İngilizcesi: K. Amerika zencilerine özgü İngilizce şive. Noun
borough english
(Br) İngiltere'nin bazı bölgelerinde geçerli olan en küçük oğlan çocuğa arazi ve binaların miras kalması
British English
İngilizce, Britanya İngilizcesi (bilhassa Güney İngilterede konuşulan dil). Noun
business English
iş İngilizcesi Education-Training
Canadian English
Kanada İngilizcesi, Kanadada konuşulan İngilizce.
commercial english
ticari İngilizce
conversational english
konuşma İngilizcesi
form a class for beginners in english
İngilizce'yi yeni öğrenenler için bir sınıf açmak Verb
have a command of english
İngilizce'ye hâkim olmak Verb
have a good grounding in english
İngilizce temeli iyi olmak Verb
have a working knowledge of english
İngilizce'yi idare edecek kadar bilmek Verb
in plain english
açıktan açığa
in plain english
dobra dobra
Irish English
Irish ile ayni anlama gelir. İrlanda İngilizcesi. İrlandalıların değişik bir şive ile konuştukları İngilizce.
king's English
(İngilterede) resmî İngilizce. Kraliçe hükümdar ise:
queen's English denir. Noun
know english
Ingilizce bilmek
knowledge of English
İngilizce bilgisi Noun
master in english
(Br) İngilizce öğretmeni
master in English
ingilizce öğretmeni
Middle English
Orta İngilizce (150-1475 yılları arasında konuşulan İngilizce).
kıs.:
ME. Noun
modern english
bugünkü İngilizce
old english
siyah renkte kalın matbaa harfi
passable knowledge of english
az çok İngilizce bilgisi
pick up a knowledge of english
çat pat İngilizce öğrenmek Verb
pidgin English
Çin İngilizcesi: Çin, Malezya, K. Avustralya ve B. Afrikada konuşulan İngilizce-Çince ve yerli diller karması bir lehçe. Noun
pidgin English
önceleri Çin limanlarında ticarî dil olarak kullanılan karışık ve bozuk İngilizce. Noun
Queen's (King's) English
doğru İngilizce
receive thorough instruction in english
tamamıyla İngilizce öğretim görmek Verb
speak broken English
bozuk ingilizce konuşmak Verb
translate a passage into english
bir parçayı İngilizce'ye çevirmek Verb
turn a passage into english
bir parçayı İngilizce'ye çevirmek Verb
white english
beyaz Amerikalılar'ca konuşulan İngilizce
white english
zenci İngilizcesi aksine
english basement
(US) giriş katı
english basement
(US) yüksek bodrum kat
english basement
redöşose
English bond
İngiliz tuğla örgüsü.
English breakfast
İngiliz kahvaltısı: domuz sucuğu, yumurta, kızartılmış ekmek, reçel ile yapılan kahvaltı.
English Canadian
(a) İngiliz (asıllı) Kanadalı, (b) İngilizce konuşan Kanadalı, (c) İngiliz asıllı Kanadalılara ait.
English Channel
Manş Denizi.
English Civil War
İngiliz İç Savaşı: 1642-46'da Kralcılarla Parlamento taraftarları arasındaki mücadele.
English clause
İngiliz şartı Noun, Competition Law
English course
İngilizce kursu Noun
English daisy
İngiliz papatyası
(Bellis perennis).
English dictionary
İngilizce sözlük Noun, Language-Literature
English elm
elm (1).
English expression for …
İngilizce karşılığı Noun, Language-Literature
English expression for …
İngilizcesi Noun, Language-Literature
english finish
mat saten baskı kâğıdı
English green
İngiliz yeşili Adjective
English horn
İngiliz obuvası.
English is spoken here
burada ingilizce konuşulur
English ivy
ivy(1).
English ivy

ivy ile ayni anlama gelir. sarmaşık, duvar sarmaşığı
(Hedera helix).
English oak
kaya meşesi.
English Pale
pale2 (6).
English proficiency
İngilizce yeterliliği Noun, Education-Training
English proficiency exam
İngilizce dil sınavı Noun, Education-Training
English proficiency exam
İngilizce seviye tespit sınavı Noun, Education-Training
English red
İngiliz kırmızısı Adjective
English Revolution
İngiliz Devrimi: 1688-89'da James II'nin sürgüne gönderilmesi ve William ve Mary'nin tahta geçmesiyle sonuçlanan olay.
English saddle
İngiliz eğeri.
English setter
İngiliz av köpeği: uzun düz beyaz (veya benekli) tüylü bir cins av köpeği.
English sonnet
İngiliz sonesi: 3 kıta ve bir beyitten oluşan, kafiyesi
abab cdcd efef gg şeklinde bir manzume şekli.
English sparrow
serçe kuşu.
English sparrow
evcil serçe
(Passer domesticus).
english speaking countries
İngilizce konuşulan ülkeler Noun
english speaking nations
İngilizce konuşan milletler Noun
English springer (spaniel)
İngiliz av köpeği: uzun, düz, yumuşak siyah-beyaz tüylü bir cins köpek.
English toy spaniel
küçük İngiliz köpeği: uzun yumuşak tüylü, çıkık yuvarlak kafalı ve yukarı kıvrık burunlu bir tür köpek.
English translation
İngilizce çeviri Noun, Language-Literature
english usage
İngilizce konuşma
english version
İngilizce çeviri
English walnut
ceviz ağacı
(Juglans regia). Noun, Botany
English walnut
ceviz. Noun
English word for …
İngilizce karşılığı Noun, Language-Literature
English word for …
İngilizcesi Noun, Language-Literature
be english to the core
sapına kadar İngiliz olmak Verb
guide to english literature
İngiliz Edebiyatına Giriş
introduction to english literature
İngiliz edebiyatına giriş
of best english make
en iyi İngiliz malı
refer future disputes exclusively to english arbitration
gelecekteki anlaşmazlıkları münhasıran İngiliz hakemlerine havale etmek Verb
render english into french
İngilizce'yi Fransızca'ya çevirmek Verb
speak english and french with equal ease
İngilizce'yi ve Fransızca'yı aynı kolaylıkta konuşmak Verb
speak english with a suggestion of french
İngilizceyi hafif Fransız şivesi ile konuşmak Verb
translate an english book into turkish
İngilizce bir kitabı Türkçe'ye çevirmek Verb
How do you say that in English?
İngilizcesi nedir? Sentence, Language-Literature
of English stock
ingiliz asıllı
Old English sheepdog
İngiliz çobanköpeği: kurşunî beyaz uzun tüylü orta boy bir köpek cinsi. Noun
speak English and French with equal ease
ingilizce ve fransızca'yı aynı rahatlıkla konuşmak Verb
the English language
ingiliz dili
the English language
ingilizce
the English rule
davayı kaybeden tarafın kazanan tarafın masraflarını ödemesi kuralı Noun, Law
English-Turkish phrases from Zargan's own database