familiar

  1. bildik, tanıdık, âşina, bilinen, tanınan, alışılmış, mutat.
    a familiar face/tune.
  2. bilen, haberdar (olan), bilgisi/malûmatı olan, malûmatlı, bilgili.
    to be familiar with: bilmek,
    haberdar/malûmatı olmak, tanımak, âşina olmak.
    I am not familiar with Italian: İtalyanca bilmem.
    He is familiar with French.
    I am familiar with that book: O kitabı bilirim (o kitap hakkında bilgim var).
  3. samimî, teklifsiz, senli benli, lâübali, arsız.
    a familiar friend.
    get familiar with …
    : küstahça davranmak, lâübali olmak.
    The man's unpleasant familiar behavior angered the girl. He didn't like his familiar manner.
    be too familiar: lâübali olmak.
  4. (hayvan) evcil, ehli, insana alışık, canayakın.
    familiar animals.
  5. samimî dost, tanıdık, âşina, arkadaş.
  6. (bkz: familiar spirit ).
  7. (Katolik kilisesinde) (a) piskopos veya Papanın ev hizmetçisi, (b) Engizisyon zamanında suçluları tutuklayan memur.
  8. cin, ruh, cadı, karakedi şeklinde tasavvur edilen ve bir kimsenin hizmetinde olduğu farzolunan ruh.
sululaşmak Verb
meşhur
laubali
fazla teklifsiz
teklifsiz dost
her zamanki usul
herkesin bildiği vecizeler
tanıdık/dost ruh: bir kimseye yardım eden/muzahir olan ruh. Noun
ruh çağırana gaipten haber veren ruh. Noun
aşina olmak Verb
aşina olmak Verb
bir büronun bütün girdisini çıktısını bilmek Verb
bildik bir arazide bulunmak Verb
senlibenli olmak Verb
bir şeyi iyi bilmek Verb
alışmak Verb
bir şeyle ünsiyet peyda etmek Verb
laubalileşmek Verb
yabancı gelmemek Verb
bir dili iyi öğrenmek Verb
(Br) televizyonda sık sık görülen sima