formal

  1. Adjective formel
  2. töresel, geleneksel, an'anevî, usule/teamüle/âdetlere uygun.
    formal dress. a formal dinner party.
  3. resmî.
    formal call: resmî ziyaret.
    formal authorization: resmî izin/yetki.
    A written
    contract is a formal agreement to do something.
  4. ciddî, kurallara/tüzelere bağlı, resmî ve soğuk tavırlı, merasime/teşrifata meraklı.
    The judge always
    had a formal manner in court. He's very formal with everybody; he never joins in a laugh.
  5. biçimsel, şeklî, (belirli/düzgün) şekilli, tertipli, muntazam.
    The bushes were cut into formal shapes
    of birds.
    a formal garden: muntazam (şekilli) bahçe.
  6. şeklen, (dış) görünüşte, zahirî, dış.
    the formal structure of a poem: bir şiirin dış yapısı.
    a
    formal likeness: şeklen/dış/zahirî benzerlik.
  7. akademik, okulda kazanılan.
    formal education: akademik öğretim/öğrenim.
    He had little formal education.
  8. Philosophy biçimsel.
  9. Logic (bkz: formal logic ).
  10. Mathematics (a) (a) mantıkî (ispat), (b) kanıtlanmış, baştanbaşa doğru (hesap).
  11. Grammar biçimsel, kurallara uygun, şekle bağlı: anlama karşıt olarak dilin sesbilimsel, biçimbilimsel sözdizim yönüne ilişkin olan.
  12. resmî balo/ziyafet vb.: tuvalet/gece elbisesi giyimi mecburî olan toplantı.
  13. tuvalet, gece elbisesi.
  14. resmî giyimli (kimse).
  15. Chemistry (bkz: methylal ).
taahhüdünün feshine dair resmi bildirisi
biçimsellik Noun
şekilcilik Noun
duruşma sırasındaki ikrar
resmi başvuru
resmi ziyaret
(mektubun) resmi kapanış sözleri Noun
resmi tebliğ
resmi toplantı
resmi muvafakat
şekli akit
resmi senet niteliğinde olan yani onaylı ve ciddi taahhütleri içeren sözleşme
resmi sözleşme
şekle bağlı akit
münazara
resmi beyan
şekli kusur
biçim bakımından noksanlık
resmi tekzip
resmi yalanlama
resmi akşam yemeği
diplomatik bağların resmen kopması
resmi elbise
örgün eğitim
temel eğitim
resmi mektup bitiriş sözleri Noun
örgün öğrenme (Kaynak: CEDEFOP) Noun, Education-Training
resmi tasfiye
biçimsel mantık, genel/surî mantık: düşünmenin içerik bakımdan doğruluğunu değil, biçimsel doğruluğunu inceleyen mantık dalı. Noun
usul önergesi
protesto
ültimatom
borçluya (ödemesi için) yapılan ihbar
borçluya (ödemesi için) yapılan resmi ihbar
resmi açılış hemen başlanacak iş olanağı
resmi açılış oturumu
resmi açılış oturumu
diplomalar Noun
resmi ödül dağıtımı
cenaze alayı
resmi belge
bir sözleşmenin resmi hükümleri Noun
bir sözleşmenin hüküm kmüleri Noun
tasdikli makbuz
resmi makbuz
resmikabül
sunuş
resmi talep
biçim bakımından gerekli koşullar Noun
resmi şartlar Noun
işte giyilen resmi giysi
resmi eğitim
emlakin resmen devri
muhakeme usulü
tuvalet giymek Verb
dava ikame etme
birine resmi ikazda bulunmak Verb
birine resmen ihtarda bulunmak Verb
resmi toplantı yapmak Verb
resmi toplantı yapmak Verb
kararname çıkarmak Verb
resmi beyanat vermek Verb
resmi beyanatta bulunmak Verb
istida etmek Verb
resmi konuşma yapmak Verb
birini resmen ziyaret etmek Verb