future

  1. Noun, Language-Literature gelecek
  2. gelecek (zaman), istikbal.
    in the future: gelecekte, istikbalde.
    The future is always unknown to us.
  3. gelecek+, müstakbel.
    at some future time: gelecekte, istikbalde.
    His future wife: Müstakbel
    eşi/karısı.
    future events: gelecek olaylar.
  4. gelecekte olacak şey.
    She claims she can tell the future.
  5. gelecekteki durum (özellikle başarı/başarısızlık, istikbal.
    a young man with a future: istikbali (parlak) olan bir genç.
  6. Grammar (a) gelecek zaman, istikbal sigası, (b) gelecek zamanı gösteren.
    future tense.
  7. futures: sonradan teslim şartıyla mal alış/satışı (özellikle ihtikâr maksadıyla), böyle alınan
    mal veya hisse senedi. Cotton futures are selling at high prices: Yetişecek pamuk ürünü yüksek fiyata satılıyor.
geleceğini umursamamak Verb
geleceğinden emin olmak Verb
Çok da uzak olmayan bir gelecekte Adverb
Çok da uzak olmayan bir geçmişte Adverb
geleceğini mahvetmek Verb
çocukların geleceğini temin etmek Verb
gelecek için tasarılarını açmak Verb
Geleceğe Dönüş Proper Name, Cinema
geleceği umursamamak Verb
işin geleceği
ortak gelecek Noun
belirli bir kambiyo kuru üzerinde bir paranın ileri bir tarihte teslim edilmek üzere satın alınması ya da satılması
vadeli döviz işlemi Noun, Banking
karanlık gelecek
geleceğin karanlık manzaraları Noun
geleceğin Avrupa'sını tasarlamak Verb
geleceğinden emin olmak Verb
geleceği okumak Verb
vadeli döviz işlemi Noun, Banking
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Proper Name, Political Parties
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Proper Name, Organizations
parlak geleceği olmak Verb
parlak bir geleceği olmak Verb
birinin geleceğinden korkmak Verb
sağlam gelecek
yakın gelecek
uzak bir gelecekte
(a) yakın gelecekte, pek yakında, kısa bir süre sonra.
We'll need some more money in the foreseeable
future. (b) (olumsuz tümcelerde) uzun (bir) süre (içinde), bir hayli zaman, uzun müddet.
yakın gelecekte Adverb
ileride ilerde
yakın zamanda
yakın bir tarihte Adjective
yakında Adverb
yakın gelecekte Adverb
yeni çatışma nedenleri yaratmak Verb
geçmiş ile gelecek arasındaki bağ
geçmiş ile gelecek arasındaki bağ
parlak bir geleceği olmak Verb
gelecek için plan yapmak Verb
gelecek için tedarikli olmak Verb
bir gelecek tasarlamak Verb
parlak bir gelecek vaat etmek Verb
yakın gelecek
gelecekle ilgili plan yapmak Verb
gelecekle ilgili plan yapmak Verb
birisinin geleceğine ilgi göstermek Verb
gelecek için tahminlerde bulunmak Verb
geleceğin tedarikini yapmak Verb
gelecek için tedbir
gelecek için saklamak Verb
uzak gelecek
gelecek için para biriktirmek Verb
gelecek için tasarruf yapmak Verb
gelecek için tasarrufta bulunmak Verb
fütüroloji
gelecek bilimi
veresiye satın alınan mülk
gelecekte edinilecek mülk
(US) vadeli alıcı
teslimat sözleşmesi
gelecekte ödenecek giderler Noun
vadesi henüz gelmemiş borç
gelecekteki borçlar
gelecekteki borçlar Noun
(borsa) ilerideki bir tarihte teslim
(US) ilerde yapılacak teslimat
gelecek kazanç
gelecekteki mülkiyet hakkı
gelecekte edinilecek emlak
gelecekte yapılacak masraflar Noun
üretilmeyi bekleyen mallar Noun
gelecekteki beklenen çıkarlar
tahakkuk edecek faizler Noun
afterlife ile ayni anlama gelir. öldükten sonraki yaşam.
afterlife Noun
vade ayı
(US) vade ayı
gelecek teki ihtiyaçlar Noun
gelecekteki ihtiyaçlar Noun
vadeli muamele
gelecek teki talimat
gelecekteki siparişler Noun
gelecekteki talimat
geleceğe bakış Noun
bitmiş gelecek: gelecekte belirli bir zamandan önce tamamlanacak olan bir işi/durumu bildiren fiil.:

will/shall have+

past participle
şeklinde yapılır.
By next week, he will have gone: Gelecek haftaya kadar gitmiş olacak.
Noun
bu zamanı gösteren. Noun
bitmiş gelecek zamanlı fiil/tümce. Noun
geleceğe yönelik planlar Noun
geleceğe yönelik proje
gelecekte elde edilecek emlak
gelecekte ele geçecek fırsatlar Noun
gelecekte elde edilecek fırsatlar Noun
gelecekte yer alması olası şeyler Noun
bir girişimin gelecekteki görünümü
bir girişimin gelecek teki görünümü
(US) vadeli alış
gelecekteki hak
gelecekteki bocalama: hızlı toplumsal ve teknolojik gelişmeye çabuk uyamamaktan doğan ruhsal/bedensel sarsıntı. Noun
güç koşullar altında işe uyma veya karar almada kişilerin/kurumların geçirdiği bunalım. Noun
gelecek zaman
gelecek zaman kipi
gelecekteki trend
gelecek teki kullanım
gelecekteki kullanım
gelecekteki değer (bir paranın bileşik faizle ilerde kazanacağı değer
gelecekteki değer
kısa vadede teslim edilmek üzere satın almak Verb
gelecekteki bir borcun deviri
gelecekteki bir borcun devri
ilerki bir tarihte Adverb
daha sonraki bir tarihte Adverb
ileriki bir tarihte Adverb
gelecekteki gelişim için temel
US (hisse senedi) ilerideki bir tarihte teslim edilmek üzere satın almak Verb
vergileme zararını gelecek yıl kârları ile beyan etmek Verb
geleceğe güvenle bakmak Verb
vadeli altın sözleşmesi
sonradan ele almak üzere bir raporu dolaba kaldırmak Verb
gelecekteki gelişimleri tahmin etmek Verb
şimdiki ve gelecekte elde edilecek servet
mevcut ve gelecekte iktisap olunacak mal mülk
gelecekteki olayların görünümü
(US) vadeli satın almak Verb
satın alınan malın sonradan teslim edileceği alışveriş
gelecekteki anlaşmazlıkları münhasıran İngiliz hakemlerine havale etmek Verb
vadeli işlem gören menkul değerler Noun
ilerde teslim şartıyla satış yapmak Verb
ileride teslim şartıyla satmak Verb
(US) vadeli satmak Verb
insanlığın geleceği üzerine spekülasyon yapmak Verb
insanlığın geleceği üzerinde spekülasyon yapmak Verb
veresiye almak Verb
ilerideki bir tarihte teslim etmek üzere sipariş almak Verb
ileride bir tarihte teslim etmek üzere sipariş almak Verb
gelecek Tanrı'nın elindedir
vadeli satın alma
Gelecek Yıllarda İndirilecek KDV Accounting
Gelecek Aylara Ait Gelirler Noun, Accounting
Gelecek Aylara Ait Gelirler ve Gider Tahakkukları Noun, Accounting
Gelecek Yıllara Ait Gelirler Noun, Accounting
Gelecek Yıllara Ait Gelirler ve Gider Tahakkukları Noun, Accounting
Gelecek Yıllar İhtiyacı Stoklar Noun, Accounting
Gelecek Aylara Ait Giderler Noun, Accounting
Gelecek Yıllara Ait Peşin Ödenen Giderler Noun, Accounting
önümüzdeki dönem Noun
önümüzdeki dönem Noun