genuine

  1. Adjective sahici, hakikî, öz, hilesiz, taklit veya sahte olmayan.
    a genuine diamond. genuine leather.
  2. Adjective mevsuk, güvenilir, inanılır.
    They seemed nice, genuine fellows.
  3. Adjective samimî, içten, yürekten, riyasız.
    genuine sorrow.
  4. Adjective özbeöz, su katılmamış, halis.
    a genuine Indian.
bir şeyin sahici olduğunu kanıtlamak Verb
sahih ve geçerli (yeterli karşılığı olan ve usulüne göre hazırlanmış çekin durumu
markalı mal
alameti farikalı mal
gerçek aktif
kalp olmayan para
maddi vakıalara ilişkin önemli ihtilaf Noun, Law
gerçek bağ Noun, International Law
sahici inci
ciddi talip
sahici Rembrandt
tahrif edilmemiş imza
gerçekten sahibine ait imza
alıcı gözü ile
sahte bir şeyi sahici gibi yutturmak Verb