gereksiz

Turkish-English Translation

  1. unnecessary
  2. Adjective ridiculous
  3. redundant
  4. needless
  5. undue
  6. Adjective superfluous
  7. Adjective gratuitous
  8. Adjective facetious
  9. unjustifiable
  10. Adjective otiose
  11. inessential
  12. supererogatory
  13. uncalled for
  14. pointless
  15. excrescent
  16. no good
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

gerekli gereksiz herşey
everything but the kitchen sink Noun, Idioms
gereksizlik
needlessness Noun
gereksiz ayrıntı üzerinde duran bilim adamı
pedant
gereksiz ayrıntılarla aşırı uğraşma eğilimi
esprit de notaire
gereksiz baskı
undue pressure
gereksiz endişe ve telaş
song and dance
gereksiz gösteriş
ostentation
gereksiz güçlük
unnecessary hardship
gereksiz harf
expletive
gereksiz heyecan
carry on
gereksiz insan
dork Noun
gereksiz miktar
superfluity
gereksiz olmak
to be unnecessary Verb
gereksiz risklere atılmak
to expose to unnecessary risks Verb
gereksiz şeyleri ayıklamak
to comb out Verb
gereksiz sözlerle dolu
verbose
gereksiz süsleme
embroidery
gereksiz tekrar
tautology
gereksiz tekrarlama
macrology
gereksiz valizler yüklenmek
to encumber oneself with unnecessary luggage Verb
gereksiz yere
purportless
gereksiz yere
needlessly
gereksiz yere gönüllü olarak kendini tehlikeye atma
voluntary exposure to unnecessary danger Noun
gereksiz yere katlanılan güçlük
undue hardship
gereksiz yere müdahale etmek
to meddle Verb
gereksiz yere müdahale etmek
to intermeddle Verb
gereksiz yere şiddetli hareket ya da tepki gösterme
overkilll
gereksiz yere sürekli yakınan kimse
whiner
gereksiz yere tekrarlama ile ilgili
tautological
gereksiz yere tıka basa doldurmak
to lumber up Verb
(giysilerde) gereksiz süs
frippery
(kitap) gereksiz ek
tag
aynı hakka ait olarak gereksiz yere birden çok dava açılması
multiple action
bir öyküye gereksiz ayrıntılar doldurmak
to lumber a story with details Verb
birini gereksiz masraflara sokmak
to run someone into unnecessary expenses Verb
Çok gereksiz bir hareketti.
That was uncalled for.
dikkati çekmek için yapılan gereksiz harcama
conspicuous consumption
fazladan, gereksiz olarak gelen
intrusive
fazladan, gereksiz olarak karışan
intrusive
metindeki gereksiz kelimeler
surplusage Noun
odayı gereksiz eşyalarla doldurmak
to lumber Verb
ona buna gereksiz iş buyurmak
to kick around Verb
uzun ve gereksiz yere konuşmak
to belabour Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Gerekmeyen, lüzûmu ... fuzûli, beyhûde
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.