gold

  1. Adjective altuni
  2. Noun, Chemistry altın
  3. altın: telgen, dövülgen, paslanmaz kıymetli maden. Simgesi
    Au, atom ağ. 196.967, atom nu. 79, özg. ağ. 19.3 (20°C'de).
  4. altın para.
    to pay in gold.
  5. (bkz: gold standard ).
  6. para, servet, zenginlik.
  7. altın+, altından yapılmış, altın gibi (parlak, kıymetli, saf, üstün vb.).
    a gold watch/ring/bracelet/coin.

    a heart of gold: saf/temiz kalp.
    black gold: petrol.
  8. altın rengi.
    gold paint.
    old gold: donuk altın rengi, mat sarı renk.
    The sun shone on the gold of her hair.
  9. altına dayanan/çevrilebilen.
    gold clause
    ABD vadesi gelen tahvil karşılığının altınla ödenmesini öngören madde.
altınla tartılacak kadar değerli olmak Verb
altın alaşımı
külçe altın
altın külçesi
düşük ayarlı altın
petrol. Noun
saf altın
kesilmiş altın sikke
on sekiz karat altın
altınlı
Hollanda altını: ince levhalar haline getirilip altın yaprak yerine kullanılan bakır-kalay-çinko alaşımı. Noun
yabancı banka kuruluşlarındaki altın rezervi
dengeleme fonu
kaplama altın: pirinç veya başka bir alaşım üzerine kaplanmış ve ağırlığın en az 1/20 sini oluşturan
altın.
rolled gold ile ayni anlama gelir.
Noun
has altın
saf altın
ABD Hazine dairesinde altın rezervinden fazla bulunan altın. Noun
tabiatte serbest bulunan altın madeni. Noun
tane altın
altın külçe
altın madalya sahibi
(a) mozaikli altın, kalay sülfür SnS2.: Yaldız ve bronz işlerinde kullanılan altın renginde bir madde.
saf altın
special drawing rights Noun
saf altın
som altın
sahici altın
altın kaplama.
som altın
22 ölçü altın
2 ölçü bakırdan oluşan altın alaşımı
altın standardı
sahici altın
zengin olmak Verb
altın madalya kazanmak Verb
altın madeni bulmuş gibi olmak Verb
altın bulmak Verb
altın fazlası
saf altın
işlenmemiş altın
altın alaşımı
cıvalı altın
cıvalı altın yaldız
altın getirisi
altın teminatı karşılığı
altın terazisi
külçe altın
altına dayanan, altın esasına göre ayarlanan (fiyat sistemi).
altın suyu
varakçı
altın yaldızcı
varakçılık: altını döverek ince yaprak haline getirme. Noun
altın böceği
(Metriona bicolor): gül, sarmaşık vb. ile beslenen parlak sarı renkli böcek.
altın miyar rejimi
altın yaldız klişesi
altın havuzu
altına endeksli bono ve tahviller Noun
(US) altınla ödenebilen tahvil karşılığı
altın para ile ödenecek tahvil
altın karşılıklı tahvil
sahte altın külçe: ucuz madenden yapılıp (dolandırmak maksadıyla) dışı yaldızlanarak altına benzetilmiş tuğla biçiminde külçe. Noun
(aldatmak maksadıyla kıymetli bir şey yerine konulan) sahte cisim. Noun
işten yan çizme
sırma
sarı yaldız
matbaa yaldızı
altın broş
fanatik
(US) bağnaz
altın klozu (borçlunun borcunu altınla ödeyeceğine dair taahhüdü
külçe altın
altın alış
(a) ABD hazinesince çıkarılan ve Federal hükümette para aktarmak için kullanılan özel banknot, (b) eskiden
altınla değiştirilebilen ABD hazine bonosu.
altına çevrilebilen banknot. Noun
altın tedavülü
gerçek altın şartı
borçlunun kambiyo rayicine göre
hizmetin karşılığını altın ile ödemesi
altın kaydı
altın sikke
sarıkız
altın para basma
altın nakliyatı
altın nakliyesi
altının nakliyatı
altın tüketimi
altın ayarı
altın teminatı (kuvertürü
altın karşılığı
altın teminatı
altın para
(a) altın arayıcı, (b)
k.d. fındıkçı: zengin erkeklerden para sızdırmaya çalışan kadın, sırf parası
için zengin erkekle evlenen kadın.
altın ocağı
altın dolar
altın tükenmesi
altın tel haddesi Noun
altın tarak makinesi
altın tarak makinası Noun
dust ile ayni anlama gelir. altın tozu.
altın tozu.
altın ihracı
altın ihracatı yasağı
altın ihracı yasağı
altın ankesi
altın ihracı
altın fiyatı
altın hırsı/humması. Noun
altın madeni bölgesi. Noun
altın dolgulu
altın kaplama
kırmızı balık
altın fiyatlarının tespiti
(Londra) altın fiyatlarının tespiti
altın gulden
altın levha(lar). (altın yapraktan biraz daha kalın olanlar).
gold-foil: altın levhalı. Noun
altın frank
altın fon
altın fonu
altın yaldızcısı
altın define
altın aktifler Noun
altın mevcudu
altın ithali
altın endeksi
altın akışı
külçe altın
yaldız
(çok ince) altın yaprak/varak/safiha.
gold-leaf: altın yapraklı, altın yapraktan yapılmış. Noun
altın ikrazı
altın kaybı
altın piyasası
altın madalya sahibi
altın madeni.
servet/refah kaynağı, hazine, zengin kaynak, çok kârlı iş.
His special knowledge made him a gold mine
of information. His real-estate business is a gold mine.
Noun
altın madenciliği. Noun
altın hareketi
altına çevrilebilen banknot. Noun
(US) karşılığı altın ile ödenebilecek banknot
sarı altın
altın opsiyonu (gelecekteki bir tarihte belli bir fiyattan altın alıp satma hakkı
altın opsiyonu
altının memleket dışına akışı
altının ülke dışına akışı
altın arayıcı cısı
altın paritesi
altın ile ödeme
altın ödeme
altın sikke
altın tabak. Noun
altınla kaplama. Noun
altın-düzey: dış ticarette ödemenin altınla yapıldığı zaman zarara uğranılmayan nokta/düzey. Noun, Economics
altının ergime noktası: 1063°C. Sıcaklık ölçümünde referans olarak kullanılır. Noun, Physics
altın ihraç ve ithal noktaları (altın esasını kabul eden iki ülke arasındaki ticari işlemlerde yabancı
ülke üzerine düzenlenen ve o ülkede ödenecek po
altın ihraç ve ithal noktaları Noun
altın havuzu
altın acyosu Noun
altın primi (kâğıt paranın nominal değerinin düşmesiyle altının yükselmesi ; altının kâğıda göre prim yapması , değerinin artması
altın primi
altın fiyatı
altın sikke kesme
altın yaldızlı baskı
altın üretimi
altın arayıcı
altın alıcısı
altın fiyatı
altın razervi/stoku/mevcudu: bir ülkenin para değerini korumak için merkez bankasında sakladığı altın miktarı. Noun
ABD Federal hükümetinin taahhütlerinin teminatı olarak hazinede tuttuğu altın miktarı. Noun
altına hücum: altın madeni keşfedilen bölgeye halkın kütle halinde göçmesi (1849'da Kaliforniyaya olduğu gibi). Noun
altın arayıcı
altın hisse senetleri Noun
(Br) altın hisse senetleri Noun
altın sevkıyatı
altın nakliyatı
altının nakliyatı
altın sikke
altın esası, altın para kuralı/sistemi: para değerinde altını esas tutma usulü.
go off the gold standard:
altın esasından ayrılmak.
Noun
altın yıldız, şehitlik simgesi: bir aile/kurum fertlerinden birinin harpte öldüğünü göstermek üzere bayrağa
konulan altın renkli yıldız.
Noun
kral maiyet memuru. Noun
bu memurun görev simgesi olarak daşıdığı yaldızlı çubuk. Noun
altın stoku
altın yatırımı
altın yatırımı
altın arzı
altın ticareti
(IMF) altınla ödenecek kısım
altının nakliyatı
altın nakliyatı
altın değeri
altın ayırıcı: yıkayarak altını kumdan ayıran kimse/alet. Noun
altın yıkama
altın çekişleri Noun