gurultu

Turkish-English Translation

  1. grumble
  2. rumbling noise
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(makine) sağır bir gürültü yapmak
to knock Verb
bir şey yüzünden büyük patırtı gürültü çıkarmak
to make heavy weather of sth Verb
büyük gürültü
a deuce of a row
büyük gürültü kopararak
with fanfare
büyük gürültü ve karmaşa
bedlam
çok gürültü etmek
to make a hell of a noise Verb
dış gürültü
ambient noise Noun, Transport
gece yapılan gürültü
disorder by night
gürültü
moil
gürültü
rumpus
gürültü
row
gürültü
clash
gürültü
clutter
gürültü
clangor
gürültü
din
gürültü
hullabaloo
gürültü
fracas
gürültü
commotion Noun
gürültü
stir
gürültü
uproar
gürültü
boom
gürültü
clank
gürültü
hoopla
gürültü
clamour
gürültü
hubble bubble
gürültü
bang
gürültü
hubbub
gürültü
noise Information Technology
gürültü
clatter
gürültü
pother
gürültü
noisy quarrel
gürültü
rabblement
gürültü
ran-tan
gürültü
riot
gürültü
roar
gürültü
ruckus
gürültü
ruffle
gürültü
shindy
gürültü
sound
gürültü
stirabout
gürültü
tumult
gürültü
tumultuousness
gürültü
ballyhoo
gürültü
bluster
gürültü
bobbery
gürültü
boisterousness
gürültü
brannigan
gürültü
brawl
gürültü
brouhaha
gürültü
bruit
gürültü
buzz
gürültü
chang
gürültü
clamor
gürültü
coil
gürültü
corroboree
gürültü
disorderliness
gürültü
distraction
gürültü
fuss
gürültü
hubble-bubble
gürültü
hurrah
gürültü
vociferance
gürültü
welter
gürültü
whoopee
gürültü çıkaran kimse
noisemaker
gürültü çıkarmadan
quietly Adverb
gürültü çıkarmak
to make uproar Verb
gürültü çıkarmayan daktilo makinesi
silent typewriter
gürültü düzeyi
noise level
gürültü emisyonu sınırlaması
limitation of noise emission
gürültü etmek
to riot Verb
gürültü ile çarpışmak
to clash Verb
gürültü ile kırılmak
to crash Verb
gürültü ile mücadele derneği
society for noise abatement
gürültü ile söylemek
to din Verb
gürültü kirliliği
noise pollution Noun, Environment-Ecology
gürültü kontrol tüzüğü
regulation on noise control
gürültü koparmak
to raise hell Verb
gürültü patırdı çıkartmak
to row Verb
gürültü patırtı
tumult
gürültü patırtı
tow- row
gürültü patırtı
row
gürültü patırtı
racket
gürültü patırtı
riot
gürültü patırtı
cracker
gürültü patırtı
turmoil
gürültü patırtı çıkararak
like the clappers
gürültü patırtı çıkarma
rough house
gürültü seviyesi
noise level
gürültü seviyesi kontrolu
noise control
gürültü seviyesi kontrolü
noise control
gürültü seviyesini indirme
noise reduction
gürültü sınırlamaları
noise restrictions Noun
gürültü sınırlandırılması
limitation of noise emission
gürültü ve niza çıkaran kişi
common barrator
gürültü yapmak
to clamour Verb
gürültü yü azaltma
noise abatement
gürültü yü önleme
noise prevention
gürültü yü yok etme
noise suppression
havanın gürültü ile kirlenmesi
noise pollution
hızlı ve gürültü çıkararak yemek
gobble
insanlara zarar veren gürültü
noise pollution
izin verilebilir gürültü düzeyi
permissible noise level
kabul edilebilir gürültü düzeyi
permissible noise level
kavga gürültü
argy bargy
kavga gürültü
affray
kuru gürültü
a flash in the pan
lütfen biraz daha az gürültü yapın
less noise please
radyo istasyonunu bozmak için yapılan gürültü
jam
radyoda gürültü yapan yayın aleti
jamming transmitter
sık sık haksız davalar açan ve kavga gürültü çıkaran kişi
maintainer Noun, Law
sık sık haksız davalar açan ve kavga gürültü çıkaran kişi
champertor Noun, Law
sık sık haksız davalar açan ve kavga gürültü çıkaran kişi
barrator Noun, Law
sık sık haksız davalar açan ve kavga gürültü çıkaran kişi
embracer Noun, Law
törenlerde gürültü çıkaran zil
noisemaker
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Karın ve ... gur sesi
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

gürültü
Aralarında âhenk bulunmadığı için kulağa hoş ... kuvvetli ses, patırtı, şamata