habitual

  1. âdet
  2. Adjective alışılmış, mutat, itiyat edinilmiş.
    a habitual smile. habitual courtesy.
  3. Adjective âdet edinilmiş, âdet hükmüne girmiş.
    a habitual gossip.
  4. Adjective herzamanki, herzaman kullanılan/yapılan/rastlanan.
    She took her habitual place at the table.
müzmin devamsızlık
mevcut bulunmamayı alışkanlık haline getirmiş kişi
sinema filmlerini muntazam izleyen kişi
mutat ikamet ülkesi Noun, International Law
sabıkalı
itiyadi suçlu
kronik akıl hastası Noun
daimi üye
itirazcı
(Br) suç işlemeyi alışkanlık haline getirmiş kişi
mutat mesken Noun, Civil Law