happily

  1. Adverb sevinçle, saadetle, mutlulukla, mutlu/mes'ut/bahtiyar (bir şekilde), saadet içinde.
    She smiled happily.

    to live happily: mutlu yaşamak.
    She is happily married: Mutlu bir yuva kurdu.
    They lived happily ever after: Mutlu bir ömür sürdüler.
  2. Adverb bereket versin ki, çok şükür, iyi bir tesadüf olarak, şans eseri olarak.
    happily the accident was
    prevented: Çok şükür kaza önlendi.
    happily no one was hurt in the accident.
  3. Adverb maharetle, ustaca, ustalıkla, mahirane, münasip bir şekilde.
mutlu bir şekilde yaşamak Verb
mutluluk içinde yaşamak Verb
mutlu mesut yaşamak Verb
mutlu evli olmak Verb
biriyle mutlu yaşamak Verb
biriyle mutlu yaşamak Verb