ihtiyaç

Turkish-English Translation

  1. use
  2. need
  3. call
  4. lack
  5. Noun requirement
  6. demand
  7. Noun poverty
  8. Noun necessity
  9. deprivation
  10. push
  11. pinch
  12. imperative
  13. privation
  14. wantage
  15. want
  16. turn
  17. exigency exigence
  18. something needed
  19. needfulness
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

döviz ihtiyacı
demand for foreign currency Noun, Economics
döviz ihtiyacı
demand for foreign exchange Noun, Economics
döviz ihtiyacı
foreign currency demand Noun, Economics
döviz ihtiyacı
foreign exchange demand Noun, Economics
acil ihtiyaç
urgent need
acil ihtiyaç
urgent necessity
acil ihtiyaç
prime necessity
acil ihtiyaç
urgent want
acil ihtiyaç
pressing need
acil ihtiyaç
pressing necessity
bir aylık ihtiyaç
a month's supply
bütün ihtiyaç
entire need
daktilolara (kişi) olan büyük ihtiyaç
great demand for typists
ertelenen ihtiyaç
deferred demand
günlük ihtiyaç
daily ration
hayati ihtiyaç
vital necessity
mübrem ihtiyaç
urgent need
müstacel ihtiyaç
flagrant necessity
nakdi ihtiyaç
cash requirement
özel bir şeye olan ihtiyaç
selective demand
özel ihtiyaç
private want
psikolojik ihtiyaç
psychological need Noun, Psychology
şiddetli ihtiyaç
dire necessity
temel ihtiyaç
necessity Noun
temel ihtiyaç
basic need Noun, Psychoanalysis
toplam ekonomik ihtiyaç
overall economic demand
zorunlu (mübrem ihtiyaç
imperious necessity
zorunlu ihtiyaç
necessity Noun
ihtiyaç belgesi
certificate of necessity
ihtiyaç buluşlara yol açar
necessity is the mother of invention
ihtiyaç bursu
hardship grant Noun, Education-Training
ihtiyaç değişikliği
change of requirement
ihtiyaç durumu
current needs Noun
ihtiyaç durumu
financial situation Noun
ihtiyaç durumu
financial standing Noun
ihtiyaç durumu
requirements Noun
ihtiyaç durumu
needs Noun
ihtiyaç duymak
to require Verb
ihtiyaç duymak
to want Verb
ihtiyaç duymak
to look to Verb
ihtiyaç duymak
to lack Verb
ihtiyaç duymak
to need Verb
ihtiyaç duyulan birşeyi sağlamak
to come through with something Verb
ihtiyaç duyulan mallar
required goods Noun
ihtiyaç hali
neediness
ihtiyaç halinde
in case of need
ihtiyaç halinde
as may be required
ihtiyaç halinde müdahale etmek
to intervene in case of need Verb
ihtiyaç içinde olmak
to be in want Verb
ihtiyaç karşılama belgesi
consumption voucher
ihtiyaç karşısında
at a pinch
ihtiyaç kredisi
personal loan Noun, Banking
ihtiyaç kredisi
consumer loan
ihtiyaç listesi
demand schedules
ihtiyaç listesi
demand schedule
ihtiyaç listesi
list of requirements
ihtiyaç listesi
desiderata list
ihtiyaç maddeleri
perishable commodities Noun
ihtiyaç malları
goods of the first order Noun
ihtiyaç malları
hard goods Noun
ihtiyaç malları
(US) hard goods Noun
ihtiyaç molası
bathroom break Noun
ihtiyaç nedeniyle menkul kıymetlerin elden çıkarılması
spilling stock
ihtiyaç oldukça gündelikle tutulan işçi sistemini kaldırma
decasualization
ihtiyaç yüzünden satış
necessitous selling
ihtiyaç zamanlarında
in times of need
acil ihtiyaç gösteren onarımlar
emergency repairs Noun
asgari ihtiyaç maddesi
minimum supply Noun
basit ihtiyaç maddeleri
utility goods Noun
birinin birşey yapmasına ihtiyaç duymak
to look to someone to do something Verb
birinin ihtiyaç maddelerinin tedarikini kesmek
to cut off sb's supplies Verb
birinin yardımına ihtiyaç duymak
to look to someone Verb
birşey için birşeye ihtiyaç duymak
to need something for something Verb
birşeye ihtiyaç duymak
to lack something Verb
birşeye ihtiyaç duymamak
to not lack for something Verb
daha çok likiditeye ihtiyaç olmak
to require greater liquidity Verb
eğitim ihtiyaç analizi
training needs analysis Noun, Human Resources
ev ihtiyaç maddeleri
household commodities Noun
genel ihtiyaç yedek parçaları
initial concurrent spare parts Noun
günlük ihtiyaç maddeleri
current goods Noun
havaya karşı korunmaya ihtiyaç duymak
to need protection against the weather Verb
hiçbirşeye ihtiyaç duymamak
to lack for nothing Verb
işgücüne artık ihtiyaç kalmadığı için işten çıkarmak
to dismiss for redundancy Verb
lüks ihtiyaç maddeleri sanayii
sophisticated industry Noun
malzeme ihtiyaç belgesi
stores requisition
mutlak ihtiyaç davası
case of absolute necessity Noun
önemli ihtiyaç maddeleri
conventional necessities Noun
pek ihtiyaç duyulmamakta
not much required
şahsi ihtiyaç için
for domestic use
tamire ihtiyaç gösteren
out of fix
tamire ihtiyaç göstermemek
to be in a good state of repair Verb
temel ihtiyaç maddeleri
essential goods Noun
temel ihtiyaç maddeleri
basic commodities Noun
temel ihtiyaç maddesi olmayan mallar
nonessential goods Noun
ticari ihtiyaç malları
trade supplies Noun
üçüncü bir ülkeye ihtiyaç göstermeyen işlemler
direct exchange
yardımcıya ihtiyaç olmak
to be short of hands Verb
yeni ihtiyaç yaratmak
to create a new want Verb
zaruri ihtiyaç maddesi
necessary article Noun
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Gerekli olan, ... eksikliğini duyma
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.