increase

English-Turkish Translation

  1. büyü(t)mek, çoğal(t)mak, art(ır)mak, geliş(tir)mek, yüksel(t)mek, ziyadeleş(tir)mek.
    The population
    of Turkey has increased by 6 million in last five years. He increased his efforts. To increase in volume/in weight. To increase someone's salary. To increase the speed. He increased his speed to 120 km/h.
  2. artma, artış, çoğalma, fazlalaşma, büyüme, gelişme, yükselme, yükseliş.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

approach one's employer about an increase in salary
maaş zammı almak için işverene yaklaşmak Verb
increase one's expenses
masraflarını yükseltmek Verb
increase one's holdings of cash
likiditesini artırmak Verb
increase one's knowledge
bilgisini artırmak Verb
increase one's pimss
kârını artırmak Verb
increase one's profits
kârıni artırmak Verb
increase one's spending
harcamalarını artırmak Verb
increase one's spendings
harcamalarını artırmak Verb
to increase interest rates
faiz arttırmak Verb, Economics
to increase interest rates
faiz yükseltmek Verb, Economics
27 % increase
% 27 artış
across-the-board increase
eşit zam
appreciable increase
büyük artış
assets increase
aktiflerin artışı
automatic salary increase
otomatik ücret artışı
automatic salary increase
otomatik maaş artışı
capital increase
sermaye artışı
capital increase
sermaye artırımı Noun, Accounting
capital increase
sermaye tezyidi Noun, Law
capital increase
sermaye arttırımı
capital increase
tezyid-i sermaye Noun, Law
cost increase
maliyet artışı
cost of living increase
hayat pahalılığı
curb the price increase
fiyat yükselişini frenlemek Verb
cyclical price increase
konjonktürel fiyat artışı
dividend increase
kâr payı artışı
earnings increase
kazancın artması
exemption increase
muafiyet artışı
exemption increase
(US) vergiden muaf olan meblağın yükseltilmesi
export increase
ihracat artışı
fee increase
harçların yükselmesi
fixed percentage value increase
sabit yüzde değer artışı
flat increase
götürü artış
freight rate increase
navlun ücreti zammı
fringe increase
sosyal yardımlar zammı
fringe increase
yan gelir artışı
general increase
genel artış
general increase
(yük tarifesi) genel fiyat artışı
hidden fas increase
gizli fiyat artışı
hidden fas increase
bir ürün ya da hizmetin kalitesini ya da miktarını düşürmek yoluyla gerçek değerinin azaltılması
hidden price increase
kalite düşürerek gizli fiyat artırma
hoped-for increase
ümitle beklenen artış
incremental increase
aşamalar ya da adımlarla meydana gelen
incremental increase
ya da birbirini izleyen bir birim artış
interest increase
faizin yükselmesi
interim increase
geçici ücret artışı
inventory increase
stok artması
merit increase
(US) liyakat zammı
merit salary increase
(US) liyakata dayanan maaş zammı
national productivity increase
milli hâsıla artışı
national productivity increase
milli hasıla artışı
natural increase
nüfus artışı
net increase
net artış
on the increase
yükselmekte
on the increase
artmakta
overall increase
toplam artış
pay increase
maaş zammı
pay increase
maaş artışı
pension increase
emekli aylığı zammı
percentage increase
artış yüzdesi Noun
petrol tax increase
benzin vergisi zammı
plus £ 4000 increase
4000 sterlin daha artış
police the price increase
fiyat artışını denetlemek Verb
population increase
nüfus artışı
postal increase
PTT ücretlerinde artış
postal increase
posta ücretlerinde artış
premium increase
prim artışı
price increase
zam
price increase
fiyat artışı
production increase
üretim artışı
productivity increase
üretim artışı
promotional salary increase
terfi sonucu maaş artışı
proportional increase
oranlı artış
proportional increase
nispi artış
quota increase
kotaların artırılması
quota increase
kotanın artırılması
rate of increase
artış oranı Noun, Mathematics
rent increase
kira artırma
repair increase
bakım masrafları için kira artırımı
revenue increase
gelir artışı
revenue increase
vergi geliri artışı
salary increase
maaş artışı
sales increase
satış artışı
seasonal increase
mevsime bağlı artış
slight increase
hafif artış
steady increase
muntazam artış
tariff increase
gümrük vergisi artışı
tax increase
vergi artışı
traffic increase
trafik artışı
trend increase
konjonktürün yükselmesi
turnover increase
cironun artması
unemployment increase
işsizlik artışı
value added tax increase
(Br) KDV artışı
value increase
değer artışı
VAT increase
(Br) KDV artışı
war increase
savaş zammı
increase (an amount) to
iblağ etmek Verb
increase a credit
krediyi artırmak Verb
increase a credit
bir krediyi artırmak Verb
increase by something
birşey oranında artış sergilemek Verb
increase by something
birşey oranında artmak Verb
increase by something
birşey oranında artış göstermek Verb
increase consumption
tüketimi artırmak Verb
increase ecgd
ihracatı artırmak Verb
increase efficiency
randımanı artırmak Verb
increase export
ihracatı artırmak Verb
increase exports
ihracatı artırmak Verb
increase forecast
artış tahmini
increase imports
ithalatı artırmak Verb
increase in allowance
(gelir vergisi) muafiyet indirim payının yükselmesi
increase in capital investment
sermaye yatırımlarında artış
increase in charges
harçların yükselmesi
increase in consumption
tüketim artışı
increase in crime
işlenen suçlarda artış
increase in efficiency
verim artışı
increase in equity
öz varlık artışı
increase in fas
fiyat yükselmek Verb
increase in finished goods
bitmiş ürünlerde artış
increase in fixed assets
sabit varlıklarda artış
increase in forecast
artış tahmini
increase in freight rates
navlun ücretlerinde artış
increase in importance
önemli hale gelmek Verb
increase in importance
önem kazanmak Verb
increase in importance
önemi artmak Verb
increase in landing fees
(uçak) iniş ücretinde artış
increase in liquidity
nakit artışı
increase in numbers
sayıca artmak Verb
increase in oil prices
petrol fiyatlarında artış
increase in output
verim artışı
increase in population
nüfus artışı
increase in power
iktidarın gücünün artması
increase in price
fiyat yükseltmek Verb
increase in profit
kâr artışı
increase in purchasing power
satın alma gücünde artış
increase in rank
rütbe yükselişi
increase in rates
tarifenin yükselmesi
increase in real income
gerçek gelirde yükseliş
increase in receipts
kazançta artış
increase in sales
satışlarda artış
increase in savings
tasarruflarda artış
increase in shipments
sevkiyatlarda artış
increase in the risk
risk artışı
increase in trade
ticaretin gelişmesi
increase in turnover
ciro artışı
increase in unemployment
işsizlikte artış
increase in value
değer artışı
increase in value
değer kazanmak Verb
increase in variety
çeşitlendirmek Verb
increase in wage
maaş zammı
increase in wages
ücretlerde artış
increase in weight
ağırlığın artışı
increase liquidity
likiditeyi artırmak Verb
increase of capital
sermaye artımı
increase of capital
sermaye artırımı Noun, Accounting
increase of capital stock
(US) bir sermaye şirketinin hisselerinin artması
increase of credit
kredi artışı
increase of currency
(tedavüldeki) paranın çoğalması
increase of deposits
mevduat artışı
increase of duties
gümrük vergisinde artış
increase of exports
ihracat artışı
increase of rent
kira artışı
increase of salary
maaş artışı
increase of savings
tasarruflarda artış
increase of share prices
hisse senetleri fiyatlarında artış
increase of the price
tezyiti bedel
increase paper circulation
kâğıt para tedavülünü artırmak Verb
increase paper circulation
kâğıt para sürümünü artırmak Verb
increase paper money circulation
kağıt para tedavülünü artırmak Verb
increase pay
maaşı artırmak Verb
increase production
üretimi artırmak Verb
increase productivity
verimi artırmak Verb
increase salary
maaşı artırmak Verb
increase salary
bir maaşı artırmak Verb
increase sales
satışları artırmak Verb
increase speed
hızını artırmak Verb
increase speed
sürati artırmak Verb
increase speed
hız vermek Verb
increase taxation
vergiyi artırmak Verb
increase taxes
vergileri yükseltmek Verb
increase the expenditure
harcamaları artırmak Verb
increase the frequency of
sıklaştırmak Verb
increase the intensity
şiddetlendirmek Verb
increase the number of
sıklaştırmak Verb
increase the price
fiyatı artırmak Verb
increase the tariff
tarifeyi yükseltmek Verb
increase the weekly payroll
haftalık maaş tutarını artırmak Verb
increase wages
ücretlere zam yapmak Verb
increase wages
ücretleri artırmak Verb
cost increase factor
maliyet artıran faktör
horizontal increase in salaries
yatay maaş artığı
linear increase of taxation
verginin doğrusal artırılması
overall increase of prices
fiyatların genel artışı
pay- increase procedure
maaş zammı usulü
percentage increase in value
değerin yüzde olarak artışı
price increase increment
fiyat artışı
price increase rate
fiyat yükselme hızı
register an increase of
...'lık artış kaydetmek Verb
value increase fund
değer artış fonu
English-Turkish phrases from Zargan's own database