item

English-Turkish Translation

  1. çeşit, kalem (eşya), adet, parça, (tek tek) eşya, mal.
    There are ten items on my shopping list:
    Alışveriş listemde on kalem eşya var.
    The shopwindow was filled with hundreds of items: Vitrine bir sürü mal doldurulmuştu.
  2. madde.
    give the items: madde madde saymak.
    The first item on the program: İzlencenin ilk maddesi.
  3. fıkra, bent, husus, konu.
    There are several interesting items in today's newspaper.
    news item:
    haber konusu, bir konudaki haber.
    items on the agenda: gündemdeki konular.
  4. (bir listedeki maddeleri sayarken söylenir) keza, dahi, ilâveten, benzer şekilde.
  5. (müfredatı ile, madde madde) saymak/yazmak/kaydetmek/not etmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

obligation involving a fungible item
cins borcu Noun, Law
obligation involving a non-substitutable item
parça borcu Noun, Law
obligation involving a substitutable item
cins borcu Noun, Law
obligation involving a unique item
parça borcu Noun, Law
accruing item
(henüz vadesi gelmemiş) hesap kalemleri Noun
agenda item
gündem maddesi Noun
balance item
bilanço kalemi
balance sheet item
bilanço kalemi
balancing item
denkleştirme kalemi
booking item
muhasebe kalemi
bookkeeping item
muhasebe kalemleri Noun
bookkeeping item
hesap kalemi
budget item
bütçe kalemi
calculation item
hesap kalemi
cancel an item
bir kalemi iptal etmek Verb
cancel an item
kalemi iptal etmek Verb
cancel an item
iptal etmek Verb
carry forward an item
bir kalemi yeni devre nakletmek Verb
carry forward an item
bir kalemi yeni devreye nakletmek Verb
cash item
nakit girişi
cash item
nakit
cash item
pul ve benzeri kasa unsuru
cash item
çek
classify under a tariff item
belli bir gümrük pozisyonu altında sınıflandırmak Verb
collection item
tahsilat kalemi
collection item
tahsile verilmiş senet
collection item
tahsilat kalemi (tahsil için kabul edilmiş ve nihaî ödemeden sonra mudi alacak hesabına geçirilmiş , senet , kıymetli evrak vs
collector's item
kolleksiyon yapmaya değer kıymetli/nadir mal.
collector's item
koleksiyon ürünü Noun
compensating item
denkleştirici muhasebe kalemi
compensatory item
denkleştirici kalem
compound item
bileşik muhasebe kalemi
consumer item
tüketici maddesi Noun
consumer item
tüketim maddesi Noun
cost item
maliyet kalemi
cost per item
kalem başına düşen maliyet
counter item
takas veya dahili şubelerden kaynaklanmayıp banka veznesine gelen veya banka veznesinden çıkan para
counter item
posta
credit an item
bir kalemi alacağa geçirmek Verb
credit item
kredi kalemi
credit item
alacak kalemi
current asset item
dönen varlık kalemi
current assets item
cari aktif kalemi
data item
bilgi unsuru
debit an item
bir kalemi borca yazmak Verb
debit an item
kalemi borca yazmak Verb
debit item
borç kalemi
deduct an item
bir muhasebe kalemini düşmek Verb
deductible item
masraf yazılabilecek kalem
deferred item
ödenmesi ertelenmiş kalem
delivery item
teslimat kalemi
end item
nihai ürün
expendable item
kırtasiye
expendable item
dayanıksız malzeme
expendable item
küçük aletler vb gibi kullanırken tüketilen veya yeniden kullanılmak üzere iadesi mümkün olmayan malzemeler
expense account item
gider hesabı kalemi
expense item
gider kalemi
export item
ihraç malı
fast selling item
sürümü olan mal
fix the value of an item
bir kalemin değerini saptamak Verb
fix the value of an item
kalemin değerini saptamak Verb
house item
(Br) firmanın kendi çeki
important item
önemli kalem
income item
gelir kalemi
intercompany item
şirket içi hesap kalemi
interesting item
ilginç makale
inventory item
envanter kalemi
journal item
yevmiye defteri kalemi
labor item
işçi maaşı kalemi Noun, Accounting
large item
büyük kalem
ledger an item
büyük deftere kaydetmek Verb
ledger item
büyük defter kalemi
liability item
pasif
liability item
borç kalemi
line item
reklam birimi Noun, Advertising
local item
yerli mal
lot item
parti mal
menu item
menü öğesi Information Technology
merchandise item
kalem eşya
multiple unit item
birden çok ürünün birlikte ambalajı
net errors and omissions item
net hata ve noksan kalemi
news item
gazete makalesi
news item
basın
news item
haber Noun, Media-Publishing
nonrecurring item
bir defaya mahsus kalem
novelty item
yeni çıkmış şey
out-of-stock item
stokta kalmamış kalem
par item
ibrazında tahsilatı nominal değeri üzerinden yapılabilecek herhangi bir mali araç
past due item
vadesinde ödenmemiş herhangi bir borçlanma aracı
patented item
patentli kalem
pay item
masrafı ödenen kalem
per contra item
bir hesabın başka bir hesaptaki bakiye ile dengelenmesi
post an item
bir kalemi hesaba geçirmek Verb
post an item
kalemi cari hesaba geçirmek Verb
post up an item
bir kaydı büyük deftere geçirmek Verb
press item
gazete makalesi
press item
gazete haberi
put a tick against an item
bir kalem eşyanın karşısına kontrol işareti koymak Verb
rationed item
vesikaya tabi mal
receivable item
alacak
recorded item
hesaba geçirilmiş kalem
residual item
bakiye kalem
return item
banka tarafından kabul edilmemiş ve ödemeden iade edilmiş ciro edilebilir m
return item
banka tarafından kabul edilmemiş ve ödemeden iade edilmiş ciro edilebilir mali araç
revenue item
gelir kalemi
revenue item
gelir kalemi Noun, Accounting
safe custody- item
(Br) kasaya emanet için verilen eşya
safe-custody item
kasaya emanet için verilen eşya
seasonal item
mevsim malı
separate item
ayrı kalem
single item
tek meblağ (olarak
single item
tek kalem Noun
small item
küçük muhasebe kalemi
small-ticket item
değersiz eşya
spending item
masraf kalemi
strike off an item
kalemi silmek Verb
strike off an item
bir muhasebe kalemini silmek Verb
strike off an item
bir kalemi silmek Verb
surplus item
yedek kalem
suspense item
geçici kayıt
take out an item
kalemi silmek Verb
take out an item
bir kalemi silmek Verb
take out an item
bir muhasebe kalemini silmek Verb
tariff item
gümrük pozisyonu
tax equalization item
vergisel dengeleme kalemi
tax item
vergi kalemi
tax preference item
vergi indirimi uygulanan belirli mallar
tonnage item
toptancının perakendeciye düzenli aralıklarla ve yüksek hacimde sağladığı mal
trading item
ticari ürün
transitory item
(bilanço) geçici kalemler
urgent item
acele sevkıyat kalemi
wire- fate item
vb
wire- fate item
senet
wire- fate item
tahsil edilip edilmediği gönderilen bankaya telgrafla sorulan çek
item in dispute
ihtilaf konusu
item in the revenue
gelir kalemi
item in transit
transit
item included in a budget
bir bütçede öngörülen kalem
item man
muhabir
item not in stock
stokta kalmayan kalem
item not squared
ödenmemiş borç
item number
poz numarası Noun
item of (on) the agenda
gündem konusu
item of a bill
hesap kalemleri Noun
item of account
hesap kalemi
item of property
mal kalemi
item of value
değerli eşya
item on the inventory
envanter kalemi
item veto
kısmî veto, bir yasanının tümünün değil, bazı maddelerinin veto edilmesi.
allow an item in an account
bir hesap kalemini kabul etmek Verb
allow an item in an account
bir hesap kaleminıkabul etmek Verb
balance an item against the other
bir kalemi ötekiyle dengelemek Verb
balance one item against the other
bir kalemi ötekiyle dengelemek Verb
break an item of news
(US) bir haber açıklamak Verb
break an item of news
haber açıklamak Verb
break an item of news
bir haber açıklamak Verb
carry an item forward
bir kalemin nakli yekûnunu yapmak Verb
carry an item forward
kalemin nakl-i yekûnunu yapmak Verb
deduct an item from an account
kalemi hesaptan indirmek Verb
deduct an item from an account
bir kalemi hesaptan indirmek Verb
enter an item in the ledger
büyük deftere kaydetmek Verb
enter an item in the ledger
deftere bir kayıt geçirmek Verb
enter an item in the ledger
bir hesap kaleminıbüyük deftere kaydetmek Verb
enter an item in the ledger
bir hesap kalemini büyük deftere kaydetmek Verb
enter an item on the credit side
kalemi alacağa geçirmek Verb
examine item by item
kalem kalem kontrol etmek Verb
examine item by item
kalem kalem incelemek Verb
examine item by item
bir bir incelemek Verb
falsify an item in an account
hesaptaki bir kalemde tahrifat yapmak Verb
open item system
çeşitli hesaplara kayıt yapılmaksızın belgelerin sınıflandırılarak izlendiği muhasebe sistemi
paper less item processing system
elektronik fon nakil sistemi
pass an item of expenditure
bir masraf kalemi geçirmek Verb
pass an item of expenditure
bir masraf kalemini geçirmek Verb
pass an item to an account
bir kalemi bir hesaba geçirmek Verb
pass an item to the curent account
bir kalemi cari hesaba geçmek Verb
pass an item to the current account
(Br) bir kalemi cari hesaba geçirmek Verb
post an item in the ledger
büyük deftere bir hesap kalemi geçirmek Verb
proceed to the next item on the agenda
gündemdeki sırası gelen konuyu ele almak Verb
scratch an item from an account
hesaptan bir kalemi silmek Verb
scratch an item from an account
hesaptan bir kalem silmek Verb
scratch an item of an account
hesaptan bir kalemi silmek Verb
set off one item against the other
bir muhasebe kalemini bir başkasına mahsup etmek Verb
to pass an item to the current account
bir kalemi cari hesaba geçirmek Verb
transfer funds from one budget item to another
aktarma yapmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database