leather

English-Turkish Translation

  1. kösele, (tabaklanmış) deri, meşin.
    fair leather: tabiî renkli kösele.
    morocco leather:
    sahtiyan.
    patent leather: rugan.
    Russia leather: telâtin.
    leather - dresser: deri işçisi.
    leather jacket: tipula kurtçuğu/larvası.
    leather prunella: değersiz şey, önemsiz mesele.
    Nothing like leather! Tavsiyelerine diyecek yok! (Kendi çıkarını düşünerek bir tavsiyede bulunan kimseye söylenir).
  2. deri(den yapılmış) eşya.
    leather goods: deri eşya.
  3. deri+, kösele+.
    leather processing: deri işleme.
    leather upholstering: deri kaplama.
  4. kösele/deri ile kaplamak.
  5. kamçı/kayış ile dövmek, dayak atmak.
    leathering: dayak atma, kamçılama.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

Agents involved in the sale of textiles, clothing, fur, footwear and leather goods (NACE code: G46.1.6)
Tekstil, giysi, kürk, ayakkabı ve deri eşyaların satışı ile ilgili aracılar (NACE kodu: 46.16) Noun, Trades-Professions
Manufacture of leather and related products (NACE code: C15)
Deri ve ilgili ürünlerin imalatı (NACE kodu: 15) Noun, Trades-Professions
Manufacture of leather clothes (NACE code: C14.1.1)
Deri giyim eşyası imalatı (NACE kodu: 14.11) Noun, Trades-Professions
Manufacture of machinery for textile, apparel and leather production (NACE code: C28.9.4)
Tekstil, giyim eşyası ve deri üretiminde kullanılan makinelerin imalatı (NACE kodu: 28.94) Noun, Trades-Professions
Repair of footwear and leather goods (NACE code: S95.2.3)
Ayakkabı ve deri eşyaların onarımı (NACE kodu: 95.23) Noun, Trades-Professions
Retail sale of footwear and leather goods in specialised stores (NACE code: G47.7.2)
Belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalarda ayakkabı ve deri eşyaların perakende ticareti (NACE kodu: 47.72) Noun, Trades-Professions
Tanning and dressing of leather; dressing and dyeing of fur (NACE code: C15.1.1)
Derinin tabaklanması ve işlenmesi; kürkün işlenmesi ve boyanması (NACE kodu: 15.11) Noun, Trades-Professions
Tanning and dressing of leather; manufacture of luggage, handbags, saddlery and harness; dressing and dyeing of fur (NACE code: C15.1)
Derinin tabaklanması ve işlenmesi; bavul, el çantası, saraçlık ve koşum takımı imalatı; kürkün işlenmesi
ve boyanması (NACE kodu: 15.1)
Noun, Trades-Professions
Wholesale of hides, skins and leather (NACE code: G46.2.4)
Ham deri, post ve deri toptan ticareti (NACE kodu: 46.24) Noun, Trades-Professions
(meat) tough as leather
kayış gibi
artificial leather
yapay deri Noun, Textile Industry
artificial leather
suni deri Noun, Textile Industry
grain leather
kıl tarafı işlenmiş deri
half leather
half binding
hell for leather
çok hızlı/süratli, yıldırım gibi, dört nala, dolu dizgin.
I was half an hour late for work, and I
cycled hell for leather down the hill.
imitation leather
imitasyon deri
imitation leather
deri taklidi
mock leather
deri taklidi
morocco leather
maroken
morocco leather
sahtiyan
mountain leather
hafif asbest.
near leather
deri taklidi
ooze leather
güderi, içi kadife gibi yumuşak dana vb. derisi. Noun
patent leather
rugan, parlak deri.
black patent (leather) shoes: siyah rugan ayakkabı.
patent leather
rugan Noun, Textile Industry
pebble leather
pebble ile ayni anlama gelir. pürtüklü deri.
ride hell for leather
elinden geldiği kadar çabuk gitmek Verb
roan leather
roan ile ayni anlama gelir. meşin, marokene benzer koyun derisi, bu deriden yapılmış kitap cildi.
rock leather
bir tür asbest Noun
rock leather
rock cork
rubbing leather
manşon
saddle leather
eyer derisi, eyer yapmakta kullanılan deri/kösele. Noun
shoe leather
kunduralık kösele.
stirrup leather
üzengi kayışı
stout leather
kösele
thick leather
gön
thong leather
sırım köselesi.
thong leather
whang ile ayni anlama gelir. sırım/kayış yapılan deri, sırım köselesi.
wash leather
güderi
white leather
beyaz deri, şaplı kösele. Noun
leather articles
deri eşya
leather bag
tulum
leather bar
deri ceket giyen homoseksüellerin devam ettikleri bar. Noun
leather binding
deri kaplı
leather binding
(US) deri kaplı
leather bottle
tulum, kırba, tuluk. Noun
leather gloves
deri eldiven
leather imitation
deri taklidi
leather industry
deri sanayi
leather industry
deri sanayii
leather jacket
deri ceket
leather strap
kayış
leather suitcase
deri çanta
leather trade
dericilik
leather upholstery
(araba) deri kaplama
(car) leather upholstery
deri kaplama
canteen or flask ; leather flask .
matara
full- leather binding
baştan başa deri cilt
imitation leather binding
taklit deriden cilt
patent leather shoes
rugan ayakkabı
stirrup leather/strap
üzengi kayışı.
thin leather cord
sırım
English-Turkish phrases from Zargan's own database