limit

English-Turkish Translation

  1. Noun had
  2. uç, nihayet.
  3. sınır, hudut.
    City limits. The limits of one's vision.
    His greeds knows no limit: İhtirasının hududu yoktur.
  4. had, derece.
    the limit: dayanılabilecek son had/aşama.
    without limit: hadsiz hesapsız,
    sınırsız.
    one's limit of endurance: bir kimsenin tahammül derecesi.
    I have reached the limit of my patience: Artık sabrım kalmadı.
    age limit: yaş haddi.
    weight limit: agırlık haddi.
    speed limit: maksimum/azamî hız.
  5. Mathematics erey, limit, gaye.
  6. (kumarda) limit, bir oyunda sürülebilecek azamî para miktarı.
  7. çekilmez/dayanılmaz şey, sabrı taşıran şey.
    You're the limit! Can't you make your mind up! Tövbe
    yarabbi! (Hasbinallah!). Ayol ne karar vereceksen ver!
  8. sınırlandırmak, tahdit etmek, hudut tayin etmek, hudut çekmek.
    We must limit our expenditure to $100.
    We are limited in what ve can do.
  9. kısıtlamak, kısmak, azamî had tayin etmek.
    He limited questions to 25 minutes.
  10. kuşatmak.
  11. hasretmek, münhasır kılmak, inhisar ettirmek.
    The plant is limited to Turkey. He limited questions
    to those dealing with education.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

lay down a time limit on one's acceptance
birinin kabulü için zaman sınırı tespit etmek Verb
limit one's expenditure
masraf kısmak Verb
limit one's expenditure
masraflarını sınırlamak Verb
limit one's expenses
masraflarını sınırlamak Verb
reduce one's limit
sınırını daraltmak Verb
reduce one's limit
sınırıni daraltmak Verb
(mail) weight limit
azami ağırlık
action limit
düzeltme önlemi alma haddi (kalite kontrol cetveline çizilen ve herhangi bir örneğin bu çizgiyi aşması
halinde düzeltmek için gerekli önlemin alındığı
age limit
yaş haddi.
age limit
yaş haddi Noun
alter the time limit
süre sınırını değiştirmek Verb
assign a limit
sınır koymak Verb
at a limit
belli bir limit dahilinde (bir müşterinin borsa simsarına hisse alım satımında koyduğu fiyat limiti
at limit
(borsada) müşterinin
at limit
belli bir fiyatın altında satmaması
at limit
ya da belli bir fiyatın üstünde satın almaması için borsa simsarına verdiği talimat
at limit
hisse senetleri ya da emtiaların alımı ya da satımı için en alt ve en üst sınırlar saptanarak borsa simsarına verilen talimat
at limit
sınırda
attain the age limit
yaş haddine varmak Verb
average outgoing quality limit
kalite kontrolünde en yüksek vasıflı mallarla en düşük kaliteli malların bir grafikle gösterilmesi
be bounded to limit
sınırla sınırlanmak Verb
borrowing limit
borç limiti
cancel a limit
bir sınırı kaldırmak Verb
cancel a limit
sınırı kaldırmak Verb
cartage limit
teslimat bölgesi
cartage limit
teslimat reyonu
cash limit
nakit limiti
cash limit
nakdi sınır
cash limit
nakdi limit
cash limit
nakit sınırı
catastrophe limit
doğal afet sigorta limiti
clearance limit
(uçakta) boşluk toleransı
clearance limit
gabari boyutları Noun
control limit
(istatistik) kontrol sınırı
control limit
kontrolsınırı
corporate limit
belediye sınırı
cost limit
maliyetsınırı
cost limit
maliyet sınırı
credit limit
credit line ile ayni anlama gelir. kredi haddi/sınırı/limiti.
customer's limit
müşteri kredi limiti
d- mile limit
üç mil sınırı
debt limit
borç limiti
debt limit
borç tavanı
debt limit
borç verilecek veya alınacak paranın en yüksek haddi
deduction limit
mahsup limiti
discount limit
iskonto limiti
discount limit
iskonto limiti (iskonto edilecek senetlere merkez bankasınca konulan sınır
elastic limit
esneklik sınırı.
estate-duty exemption limit
(US) veraset vergisi sınırı
exceed a limit
bir limitin ötesine geçmek Verb
exceed a time limit
zamansınırını aşmak Verb
exceed a time limit
zaman sınırını aşmak Verb
exceed the speed limit
hız limitini aşmak Verb
exceeding the speed limit
sürat limitini aşma
exemption limit
muafiyet sınırı
firm limit
sabit fiyat sınırı
fix a limit
sınır tayin etmek Verb
fixing of a limit
sınır tespiti
foreign exchange limit
döviz limiti
go beyond the limit
sınırı aşmak Verb
house limit
kısmi ya da tam ödemeden önce işletmenin bir konuğa açtığı kredi sınırı
income limit
gelir sınırı
income limit
gelirsınırı
indemnity limit
tazminat haddi
lending limit
kredi limiti
load limit
istiap haddi
load limit
kullanım kapasitesinin kurulu kapasiteye oranı
load limit
yük sınırı
loading limit
yük sınırı
lower limit
alt sınır
lower limit
alt sınır Noun
lower- price limit
son fiyat
maximum limit
azamisınır
maximum time limit
azami zaman haddi
minimum limit
asgari had Noun
observe the time limit
zamanaşımına riayet etmek Verb
prescribed limit
öngörülen had Noun
price limit
fiyat limiti
price limit
fiyatsınırı
price limit
fiyat haddi
provide a time limit
vade tespit etmek Verb
put a limit
limit koymak Verb
put a limit
sınırlamak Verb
put a limit
limit belirlemek Verb
raise the limit
sınırı yükseltmek Verb
raise the limit
limiti yükseltmek Verb
rate limit
(posta , US) ağırlık limiti
rate limit
(posta) ağırlık haddi
reach the age limit
yaş haddine erişmek Verb
reach the age limit
yaş haddini doldurmak Verb
Roche limit
Roş sınırı: doğal uydunun yörüngede kalabileceği en az yükseklik Noun
sales limit
satış sınırı
set a limit
bir sınır koymak Verb
speed limit
hız sınırı, azamî sürat.
standard limit
(mali mesuliyet sigortası) normal sigorta meblağı
stock limit
depo limiti
stop limit
(borsa) müdahale sınırı
stop profit limit
kâr sınırı
strict time limit
hak düşürücü mühlet
strict time limit
hak düşürücü süre
suitable limit
ölçü
superior limit
üst sınır
tax limit
vergi sınırı
tax limit
vergisınırı
tax rate limit
vergi oranı sınırı
three-mile limit
üç millik karasuları sınırı. Noun
time limit
belirli süre/ müddet, mühlet.
time limit
süre, mühlet, vade, zaman sınırı. Noun
time limit
süre sınırlaması Noun
to the limit
'a kadar
tolerance limit
pay sınırı
tolerance limit
fark haddi
twelve-mile limit
on iki millik karasuları sınırı. Noun
underwriter limit
sigortacının verdiği azami teminat miktarı
underwriting limit
sigortacı veya reasürönün teminat verdiği azami miktar
underwriting limit
taahhüt limiti
upper limit
üst sınır Noun
usury limit
murabaha haddi
utmost limit
en uç sınır
weight limit
(posta) azami ağırlık
within (a limit
içinde
within limit
bir sınır içinde
without time limit
vade siz
without time limit
vadesiz
writing limit
reasürans limiti
limit a fas
bir fiyata sınır koymak Verb
limit a price
fiyata sınır koymak Verb
limit any one bottom
bir sevkıyat için açık teminat tahtında beyan edilen azami meblağ
limit any one location
emtea sigortacısının flotan poliçe tahtında bir mahal itibariyle rizikoya maruz kaldığı azami miktar
limit functions
görevleri sınırlamak Verb
limit liability
sorumluluk sınırı
limit of age
yaş haddi
limit of authority
yetki sınırı
limit of compensation
tazminat sınırı
limit of credit
kredi limit sınırı
limit of human performance
insan gücü sınırları Noun
limit of human performance
insan performansı sınırları Noun
limit of liability
sorumluluk sınırı
limit of territorial waters
karasuları sınırı
limit of the capacity
kapasite haddi
limit of time
sınırı
limit of tolerance
hoşgörü sınırı
limit of tolerance
tolerans sınırı
limit of votes
oy hakkı kısıtlaması
limit pricing
limit fiyatlaması Noun, Competition Law
limit production
üretimi sınırlamak Verb
limit rights
hakları sınırlamak Verb
limit to a fas
bir fiyata bağlamak Verb
endurance limit (material)
dayanıklılık sınırı
endurance limit (material)
kağşamaya dayanma sınırı
exemption limit (taxation ,)
US (vergi) muafiyet sınırı
no limit order
sınırsız emir
no limit order
fiyatlara sınırlama koymayan borsada alım satım emri
put a limit to
hudutlandırmak Verb
safe limit of speed
emniyet hız limiti
speed limit sign
hız limit işareti
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. rubicon
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(özel idare muhasebesi) borç limiti
debt limitation
(posta , US) ağırlık limiti
rate limit
borç limiti
debt limit
borç limiti
borrowing limit
depo limiti
stock limit
doğal afet sigorta limiti
catastrophe limit
döviz limiti
foreign exchange limit
emniyet hız limiti
safe limit of speed
kişisel kredi limiti
personal line of credit
kredi limiti
ceiling
kredi limiti
lending limit
kredi limiti
credit line Noun, Banking
kredi limiti
credit limit
kullanılmayan kredi limiti
unavailed credit line
mahsup limiti
deduction limit
motorlu taşıt hız limiti
motor vehicle speed limit
müşteri kredi limiti
customer's limit
müşteriye tanınan kredi limiti
open to buy
nakit limiti
cash limit
reasürans limiti
writing limit
taahhüt limiti
underwriting limit
geniş limit
large limitation
nakdi limit
cash limit
üst limit
cap Noun, Advertising
limit belirlemek
to put a limit Verb
limit fiyatlaması
limit pricing Noun, Competition Law
limit işareti
bar code
limit koymak
to put a limit Verb
limit, sınır; had
limit
hız limit işareti
speed limit sign
kredi limit sınırı
(Br) limit of credit
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir şeyin ... son nokta
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.