name

  1. Noun nam
  2. ad, isim.
    by name: adıyla, ismiyle, ismen.
    I know him by name: İsmen tanıyorum.
    Christian
    name: vaftiz adı, öz ad.
    Family name: soyadı.
    maiden name: kızlık soyadı.
    of the name of: adıyla, ismiyle, adında, isminde, namında.
    name plate: tabela, ad levhası.
  3. kötü söz, küfür, küçültücü/hakaretâmiz söz.
    to call someone name: birine küfretmek/hakaret etmek.

    call one names: (a) birine sövüp saymak, küfürler savurmak, (b) kızdırmak için ad takmak.
  4. nam, şöhret.
    to protect someone's good name: şöhretini korumak.
    to have a bad name: kötü
    şöhret sahibi olmak, adı kötüye çıkmak.
  5. ünlü/tanınmış/ad yapmış kimse/kurum vb.
    a big name in industry.
    She is a name in shov business: Ünlü bir artisttir.
  6. dış görünüş, suret, zahir.
    in name: gürünüşte, zahiren, suretâ, sözde, görünüşte.
    He was ruler
    in name only: Sadece görünüşte hükümdardı.
  7. Tanrının kutsal adı.
    in the name of goodness/fortune: Allahaşkına.
  8. ün, unvan, şan ve şöhret, itibar.
    to seek name and position: mevki ve şöhret peşinde koşmak.
  9. adlandırmak, ad/isim koymak/vermek.
  10. adıyla/ismiyle çağırmak.
  11. zikretmek, sözünü etmek.
  12. adını/ismini söylemek, kimliğini söylemek/tanıtmak.
  13. belirtmek, tayin etmek, söylemek.
    name your price: İstediğiniz fiyatı söyleyin (ne isterseniz vereceğim).
  14. atamak, tayin etmek, memur etmek.
  15. adı/ismi … olan, … adıyla tanınan/ismiyle maruf.
  16. ünlü, meşhur, tanınmış, maruf.
    a name performer. name brands.
  17. adını/ismini veren.
    the name story: adını kitaba veren hikâye.
hesap sahibi Noun, Banking
kendi namına hareket etmek Verb
kendi adına hareket etmek Verb
şöhretinin şahikasında
birinin şöhretini kıskanmak Verb
ad ıyla sanıyla
kendi adı altında iş yapmak Verb
kendi hesabına iş yapmak Verb
bir kimsenin adını lekelemek, namusuna leke sürmek.
adını kaydettirmek Verb
adını kaydetmek Verb
adıni kaydetmek Verb
adını otelde kalanlar defterine yazmak Verb
adını ziyaretçiler defterine yazmak Verb
adını bir listeye yazmak Verb
resmi bir forma adını yazmak Verb
adını listeye yazdırmak Verb
adını kaydettirmek Verb
soyadını söylemek Verb
adıni , soyadını söylemek Verb
kendi alanında büyük ün yapmış olmak Verb
asalet unvanına sahip olmak Verb
müflis ilan edilmek Verb
(Br) yazılmak Verb
adı çağrılmak Verb
bir takım unvanları olmak Verb
bir şey adına olmak Verb
itibarını lekelemek Verb
birinin nam ve hesabına
üyeliğini muhafaza etmek Verb
adını bir girişime vermek Verb
bir şeye kendi adını vermek Verb
(kötü bir işe) adı karışmak, methaldar olmak, (bir işte) parmağı olmak.
Don't lend yourself to foolish
schemes. I shall not lend myself to your scheme.
kendi yağıyla kavrulmak Verb
adının hakkını vermek Verb
isminin hakkını vermek Verb
adından yararlanmak Verb
giysileri üzerine kendi adını yazmak Verb
adına beş parası olmamak Verb
(bir kimse) adı lekelenmiş/şöhretine leke sürülmüş.
matbaa harfi bir adresi matbaa harfleriyle yazmak adını matbaa harfleriyle
adını matbaa hafleriyle yazmak Verb
bir kitabı kendi adıyla yayımlamak Verb
bir kitabı kendi adına yayımlamak Verb
adını listeye koymak Verb
adını kaydettirmek Verb
adaylığını koymak Verb
adını listeye koymak Verb
adını listeye koymak Verb
muhbirin adını açıklamayı reddetmek Verb
adını kaydettirmek Verb
kızlık adını yeniden kullanmaya başlamak Verb
geldiğini bildirmek Verb
birine geldiğini haber verdirmek Verb
bir belgeyi imzalamak Verb
imzasını atmak Verb
bir mektuba imzasını atmak Verb
adını ve adresini zarfın üstüne basmak Verb
adını ve adresini zarfın üzerine basmak Verb
adını bir belgenin altına koymak Verb
adını bir dilekçenin altına koymak Verb
kendi adına dava açmak Verb
adını söylemek Verb
adıni bağışlamak Verb
kendine/şahsına ait/mahsus/özgü, kendisinin, kendi adına.
He hasn't a friend to his name: Bir
tek dostu bile yok.
I haven't a penny to my name: Meteliğim yok.
kendi adı altında
İsminiz nedir? Sentence
Adınız nedir? Sentence
İsminizi öğrenebilir miyim? Sentence
Adınızı öğrenebilir miyim? Sentence
İsminiz? Sentence
adını yazmak Verb
adını soyadını yazmak Verb
adıni , soyadını yazmak Verb
adını açık olarak yazmak Verb
kendine bir ad takmak Verb
takma ad
damga
büyük ve önemli isim
kitap adı
bir markanın kelimelerden oluşan kısmı
marka adı
ticari unvan Noun, Law
ticaret unvanı Noun, Management
ikinci ad, takma ad, lâkap, müstear ad. Noun
(a) vaftiz adı, vaftizde verilen ad, (b) ad, küçük ad/isim.
kod adı
ortak isim
ticaret unvanı Noun, Management
şirket unvanı
şirket ünvanı
gizlenmek amacıyla kullanılan , kişinin kendi adından başka bir ad
gizlenmek amacıyla kullanılan kendi adından başka bir ad
veri adı
belge adı Information Technology
alan adı Noun, Software
sahte ad
soyadı, lâkap.
uydurma ad
sahte ve uydurma ad
nam-ı mevhum Noun
kütük adı
ad, isim. Noun
birine kara çalmak Verb
adı ve soyadı
tam ad ve soyadı
tam ad (ad ve soyadı
coğrafi isim
ad, isim. Noun
ticarethane adı
özdeyiş
herkesçe tanınan bir isim Noun
adı ile bilmek Verb
birini ad ıyla tanımak Verb
birini (sadece) adıyla tanımak Verb
soyadı. Noun
ad ve soyad
yer ismi Noun
kızlık soyadı, bir kadının evlenmeden önceki soyadı
ad, isim, göbek adı ile soyadı arasındaki ad. Noun
meslek adı
ün yapmış ad
ortaklık adı
takma ad, müstear isim. Noun
mahlas Noun, Language-Literature
müstear isim Noun, Language-Literature
şahsın adı
sevgi/şefkat ifade eden ad/isim.
Teddy was her pet name for him. Noun
yer adı
yer ismi Noun
mesleki unvan
özel isim
kanunen korunan isim
birine ad ıyla atıfta bulunmak Verb
cins isim
sahne adı
takma ad
bir değerli kâğıdın borsa daki adı
firma ünvanı
müstear ad
ticaret ünvanı
ticari isim Management
ticari marka
gerçek adı
birinin adını kullanmak Verb
bir gün tespit etmek Verb
künye
yaka kartı Noun, Management
isim plakası Noun
markalı mal
ad/isim günü: (a) bir kimsenin adını aldığı aziz namına yapılan bayram günü, (b) bir kimseye ad konulan gün, vaftiz günü. Noun
kötü şöhret edinmek Verb
baş rol
tabela
plaka
isim levhası Noun
isimlik
isim plakası Noun
tanıtma levhası Noun
adaş
birini bir göreve getirmek Verb
adrese teslim eden tedarikçi firma
isimlik Noun
sahibinin adını gösteren ve giysi üzerine dikilen şerit
(borsa) isim fişi
leke sürmek Verb
adı ve soyadı
adı kalmak Verb
  1. missive
  2. music
  3. certificate
  4. diploma
  5. declaration or permit (used in compounds only
official record of evidence taken by an examining magistrate from an accuse
deed of consent
to lodge an objection Verb

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Mektup