occasional

  1. Adjective arızi
  2. Adjective arasıra (vukubulan), tek-tük, gelip geçici, arızî, fırsat düştükçe (yapılan).
    an occasional publication.
    We get occasional visitors here. We had fine weather except an occasional thunderstorm.
  3. Adjective takımdan ayrı, gerekirse kullanılan.
    occasional chair: takımdan ayrı sandalye.
  4. Adjective rastgele, tesadüfî.
  5. Adjective belirli bir olay/vesile ile yapılan.
    occasional verses.
    occasional music: özel bir olay için müzik.
  6. Adjective gelgeç, gerekince çalışan.
    an occasional servant.
arasıra vuku bulan devamsızlık
ara sıra gelmeme
ara sıra yapılan devamsızlık
illet-i âdiye
vesile nedeni
dolaylı kaçakçılık
ara sıra yapılan kaçakçılık
tesadüfi müşteri
aylakçı
ara sıra çalışan işçi
(Br) zaman zaman içki satabilme müsaadesi Noun
özel bir olay için müzik
şilepçilik
özel bir olay için yazılmış şiir
ara sıra çalışan erkek uşak
ara sıra ziyaret
ara sıra bir sigaraya hayır diyemem
ara sıra tek bir kadehin zararı yok