oyun

Turkish-English Translation

  1. hand
  2. play
  3. plant
  4. match
  5. device
  6. representation
  7. drama
  8. trick
  9. shine
  10. stall
  11. sport
  12. ramp
  13. dodge
  14. double
  15. gull
  16. pastime
  17. delusion
  18. hoax
  19. wile
  20. stratagem
  21. wheeze
  22. scam
  23. frisk
  24. lark
  25. artifice
  26. jeu
  27. fetch
  28. chicane
  29. wimple
  30. ruse
  31. filmization or filmisation
  32. dance
  33. jape
  34. production
  35. practices
  36. event
  37. game
  38. theatrical presentation
  39. folk dance
  40. (wrestling) a movement designed to throw one's opponent off guard
  41. shavie
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(iskambil) 21 oyunu
pontoon
(iskambil) remi oyunu
rummy
32 kâğıtla oynanan bir tür iskambil oyunu
piquet
64 kâğıtla oynanan iskambil oyunu
bezique
atlı top oyunu
polo
basketbol oyunu
basketball
basketbol oyunu
ball-game
beceri oyunu
game of skill
beyzbol oyunu
baseball
bilardo oyunu
billiards
bilgisayar oyunu
video game Noun
bilgisayar oyunu
arcade game Noun
bir iskambil oyunu
heart
bir sözcüğün ilk harfini değiştirerek yapılan kelime oyunu
paragram
bir tür bilardo oyunu
snooker
bir tür iskambil oyunu
blackjack
bir tür iskambil oyunu
brag
birdirbir oyunu
leapfrog
borsa oyunu
premium hunting
bovling oyunu
bowling
briç oyunu
bridge
cinayet oyunu
crime play
çocuk oyunu
child's play
çocuk oyunu
child's play play
çubuğa halka geçirme oyunu
quoits
daha yumuşak ve daha büyük bir topla oynanan beyzbol oyunu
softball
dama oyunu
draughts
darts oyunu
darts
dilsiz oyunu
mumming play
domino oyunu
dominoes
dram ve komedi karışımı televizyon oyunu
dramedy
eski bir çeşit zar oyunu
hazard
golf oyunu
golf
halat çekme oyunu
tug- of-war
halka atma oyunu
hoopla
harp oyunu
artifice of war
hayalin canlı oyunu
lively play of fantasy
hokey oyunu
hockey
iki deste kâğıtla oynanan iskambil oyunu
canasta
iş oyunu
business trick
iş oyunu
business game
iskambil kağıdı oyunu
card trick
işletme planı oyunu
management game
kaba kelime oyunu
joe miller
kanuna aykırı şans oyunu
unlawful game
kapalı bir odada raketlerle oynanan bir tür top oyunu
racquets Noun, Sports
karagöz oyunu
shadow play
Karaman'ın koyunu sonra çıkar oyunu
to be up to a dodge or two
kelime oyunu
word game
kelime oyunu
paronomasie Noun, Language-Literature
kelime oyunu
pun Noun, Language-Literature
kılıç oyunu
swordplay
kılıç oyunu
fencing
kısa sahne oyunu
playlet
körebe oyunu
blind man's buff
kriket oyunu
cricket
loto oyunu
policy playing
mantık oyunu
legerdemain
Oyun ve oyuncak imalatı (NACE kodu: 32.4)
Manufacture of games and toys (NACE code: C32.4) Noun, Trades-Professions
piyango oyunu
lottery gambling
poker oyunu
poker
radyo oyunu
radio drama
sahne oyunu
theater
sahne oyunu
play
sahne oyunu
theatre
sahne oyunu
stage play
saklambaç oyunu
hide and seek
saklanmış bir şeyi bulma oyunu
treasure hunt
salon oyunu
parlo u r game
şans oyunu
game of chance
şans oyunu
game of hazard
şantaj oyunu
badger game
satranç oyunu
chess
savaş oyunu
war game
savaş oyunu
feint
seksek oyunu
hopscotch
sessiz sinema oyunu
charades
şimendifer oyunu
chemmy
tahterevalli oyunu
seesaw
talih oyunu
numbers game
taraflardan birinin hiç sayı kaydetmediği top oyunu
shutout
tek başına oynanılan iskambil oyunu
solitaire
tek mi çift mi oyunu
odd or even
tombala oyunu
tombola
top oyunu
ball-game
uçuş akrobasi oyunu
flying trick
adi oyun
low- down trick
adil oyun
fair play
aşağılık oyun
mean trick
danslı oyun
masque
dürüst oyun
fair play
hileli oyun
trick
hileli oyun
foul play
hileli oyun
artifice
hileli oyun
ruse
jetonlu oyun
arcade game Noun
kötü oyun
rotten play
müzikli oyun
music drama
oynanan oyun
dramatic performance
pis oyun
dirty trick
radyofonik oyun
radio play
sahte oyun
misplay
statik oyun
static game Noun, Competition Law
statik oyun
one-shot game Noun, Competition Law
tarihi oyun
historical play Noun, Language-Literature
tekrarlanan oyun
repeated game Noun, Competition Law
tezli oyun
thesis play
oyun ...
theatric(al)
oyun alanı
play area Noun, Child Care
oyun alanı
playing field Noun, Sports
oyun alanı
playground Noun, Child Care
oyun alanı
recreation ground Noun, Sports
oyun alanı
game field Noun, Sports
oyun alanı
pitch Noun, Sports
oyun almak
to win a game Verb
oyun arkadaşı
playmate
oyun arkadaşı
playfellow
oyun çevirmek
to cheat Verb
oyun çubuğu
joy stick Information Technology
oyun eleştirisi
dramatic criticism
oyun fişi
jack
oyun girişi
prologue
oyun hakları
dramatic rights Noun
oyun hamuru
plasticine
oyun kartı
playing card
oyun kurucu
playmaker Noun, Sports
oyun makinesi
playing machine
oyun masası
gaming table
oyun masası
green table
oyun meydanı
arena
oyun odası
play room Noun
oyun odası
gambling den Noun
oyun oynama
dramatic performance
oyun oynamak
to hoodwink Verb
oyun oynamak
to play a trick on Verb
oyun oynamak
to dupe Verb
oyun oynamak
to play Verb
oyun oynamak
to pull a fast one on Verb
oyun parkı
pen Noun, Child Care
oyun parkı
playpen Noun, Child Care
oyun parkı
playground Noun
oyun partisi
game
oyun planı
game plan
oyun planı
gameplan
oyun sahası
stamping ground Noun
oyun salonu
amusement arcade Noun
oyun salonu
arcade center Noun
oyun seven
sportive
oyun sırası
turn
oyun taşı
piece
oyun teorisi
game theory Noun, Competition Law
oyun vermek
to put on a play Verb
oyun vermek
to loose a game Verb
oyun vermek
to put on a theatrical presentation Verb
oyun yazarı
dramatist
oyun yazarı
play wright
oyun yazarı
playwright Noun, Employment
oyun zarları
dice Noun
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir menfaat olmadan hoşça vakit geçirmek ... bağlanmış, mahârete dayalı eğlence
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.