period

  1. Noun aralık (Kaynak: Evrim Çalışkanları)
  2. Noun periyot (Kaynak: Evrim Çalışkanları)
  3. Noun evre (Kaynak: Evrim Çalışkanları)
  4. Noun dönem (Kaynak: Evrim Çalışkanları)
  5. devir, çağ.
    the classical period: klâsik çağ.
    the post-war period: savaş sonrası çağı.
  6. dönem, devre.
    the holiday period: tatil dönemi.
    Our school has 6 periods.
  7. Music bölüm, bestenin parçalarından biri.
  8. Geology çağ, devir.
  9. eşsüre, bir devrin süresi, periyot, frekansın tersi.
  10. period of revolution ile ayni anlama gelir. yörüngel eşsüre: bir gezegenin yörüngesinde tam bir dönüş süresi.
  11. süre, müddet, zaman.
    It must be done within a 3-month period: 3 aylık bir süre içinde yapılmalıdır.

    incubation period: kuluçka zamanı.
  12. nöbet.
  13. çağ sonu, dönem/devre sonu.
  14. Physiology (kadınlarda) âdet, aybaşı, hayiz.
    menstrual period. 11 (cümle bitince konulan) nokta.
    put a
    period to: bitirmek, sona erdirmek.
  15. şimdiki zaman.
  16. (tümce sonunda) duruş, durma, fasıla.
    The orator spoke in stately periods.
  17. (bkz: periodic sentence ).
  18. tarihî, eski çağa ait, eski devirlerden kalan.
    period piece. period costumes.
  19. Exclamation vesselam! bitti! okadar! lâmı cimi yok! itiraz yok!
kredi kullandırım süresi Noun, Banking
kullandırım süresi Noun, Banking
kredi kullandırım süresi Noun, Banking
kullandırım süresi Noun, Banking
hak düşürücü süre Noun, Civil Law
hesap dönemi Noun, Taxation-Customs
muhasebe devresi Noun, Accounting
savaş sonrası dönem
sigortada artan tehlike dönemi
en tehlikeli dönem
tahsisat devresi
sanat dönemi
vergilendirme dönemi
vergi matrahı dönemi
murakabe dönemi
denetim dönemi
sonbahar dönemi
kullandırım süresi
temel devre
esas devre
karşılaştırma için temel kabul edilen dönem
karşılaştırma için temel kabul edilen dönem
sosyal yardım süresi
ihaleye katılma süresi
blokaj süresi
gümrük antreposu süresi
borsada fiyatların yükseldiği dönem
konjonktür safhası Noun
bir işte pişme süresi
işte pişme süresi
bütçe dönemi
bütçe dönemi
faal dönem
işin yoğun dönemi
temizlik dönemi
karşılaştırma dönemi
sözleşme müddeti
mübadele süresi
grev öncesi dönem
edebi eserlerin kanunen korunma süresi
tekabül eden dönem
teminat altındaki dönem
haber zamanı
kredi süresi
kritik dönem
cari dönem Noun, Accounting
hem alacaklı hem de borçlu muamelelerinin faturalama için biriktirildiği sene
deflasyon dönemi
amortisman dönemi
kriz dönemi
kâr payı dönemi
(fabrika) faaliyetin durdurulduğu dönem
ekonomik dönem
devresi çevresi
acil durum süresi
çalışma süresi Noun, Employment
hayat halinde sigorta süresi
ortalama süre
rücû etme süresi
fuar süresi
bir işe alışma dönemi
(patent) başvuru süresi
mali yıl
hesap dönemi Noun, Accounting
sabit dönem
mehil
cezasız dönem Noun, Law
ödemesiz süre
mühlet
ödemesiz dönem
teminat süresi
(gelir vergisi) zilyetlik süresi
tatil süresi
tatil dönemi
politikada yeni seçilmiş politikacıyı basının sıkıştırmadığı dönem
atıl dönem
kuluçka süresi
kuluçka dönemi
belirsiz süre Noun
(sigorta) tazminat süresi
enflasyonist dönem
sigorta süresi
entegrasyon dönemi
faiz dönemi
intikal dönemi
ara dönem
iki dünya savaşı arasındaki dönem
envanter dönemi
stok dönemi
düzensiz adet
kira süresi
yasama dönemi
zamanaşımı süresi
zamanaşımı süresi
astarya (gemicilik)
arzın hiç değişmeyeceği kısa bir devre
çok kısa dönem
kanunen önemli süre
ipoteğin süresi
bir hayat sigortası poliçesinde
primlerin ödenmesini izleyen ve sigortacının sigortalıya feshetme ya da ödemesi tamamlanmış bir poliçe
haline dönüştürmesi konusunda seçim hakkı tanıd
işletme dönemi
faaliyet dönemi (bir işletmenin hammadde satın alıp bunları işleyerek mamul duruma getirmesi ve satması
evrelerinden oluşan faaliyet zinciri
maaş dönemi
amortisman süresi Noun
bir projenin başlangıç masraflarını çıkartması için gerekli olan süre
(US) geri ödeme süresi
geri ödeme süresi
geri ödeme dönemi
ödeme süresi
itfa süresi
işten çıkış saatleri Noun
daimi gelir süresi
poliçe süresi
bir poliçenin geçerlik süresi
bir açıkhava reklamının sergileneceği süre
geçen dönem
hazırlık dönemi
önceki dönem Noun, Accounting
önceki dönem Noun, Accounting
ceza erteleme süresi
deneme süresi Noun, Employment
işte deneme süresi içinde çalışan memur
memurun deneme süresi
memurun işte deneme süresi
üretim süresi
deneme süresi Noun, Employment
(US) (Senato) soru sorma saati
(telefon) çevir sesi bekleme süresi
durgunluk dönemi
denkleştirme süresi Noun, Law
temdit süresi
kira süresi Noun, Law
emanette tutma süresi
(gelir vergisi) üç aylık dönem
(istatistik) geri dönüş dönemi
rodaj süresi
hizmet süresi
mahsup dönemi
alışma süresi
kısa dönem
durgunluk dönemi
üzerinde mutabık kalınan süre
üzerinde anlaşmaya varılmış vade
harcama dönemi
başlangıç dönemi
belirtilen vade
kanuni vade
süskripsiyon süresi
suskripsiyon süresi
vergi dönemi
dilekçe verme süresi
dava açma süresi
deneme süresi Noun
üç aylık dönem
dönem
zaman dilimi Noun
ticari dönem
geçiş dönemi Noun
geçiş süreci Noun
intikal devresi
geçiş dönemi Noun
geçici dönem
konjonktür dönemi
deneme süresi Noun
devir süresi
geçerlik süresi
bekleme süresi (bir sigortanın başlangıcından sonra geçen süre ki bu süre içinde riziko vuku bulursa
sigortacılar bu olaydan sorumlu olmayacaklardır ;
bekleme süresi Noun
(malın) gümrük antreposunda kalacağı süre
(malın) gümrük antrepo sunda kalacağı süre
garanti süresi Noun, Commerce
çalışma dönemi
dönem analizi
devre tahlili
belli bir dönemin moda giysisi
belli bir döneme ait mobilya
sigorta süresi