pink

  1. Adjective pembe
  2. pembe (renk).
  3. Botany karanfil
    (Dianthus).
  4. en üst derece, kemal, erginlik, mükemmellik.
  5. en yüksek mertebe/kademe/derece.
    in the pink of condition: sağlıkça en iyi durumda.
  6. pinko ile ayni anlama gelir. sol eğilimli, solcu, politikada hafifçe sola kaçan kişi.
  7. tilki avcısı.
  8. pink-stern=pinkie=pinky ile ayni anlama gelir. arkası dar gemi.
  9. Verb bıçaklamak, hançerlemek, bıçak/hançer/kılıç saplamak.
  10. Verb kenarını kertikli kesmek, kenarına delikli/çentikli süs yapmak.
  11. Verb (kumaşa/deriye) ufak delikler açmak.
  12. Verb süslemek, tezyin etmek.
  13. Verb gözlerini kısarak bakmak, gözlerini kırpıştırmak.
  14. Verb (tenkit ederek) incitmek, gücendirmek.
horozibiği rengi pembe Adjective
bebek pembesi Adjective
Barbie pembesi Adjective
açık pembe Adjective
gül rengi Adjective
sweet william
şeker pembesi Adjective
karanfil pembesi Adjective
karanfil çiçeği
mercan pembesi, sarımtrak pembe.
mercan pembesi Adjective
koyu pembe Adjective
koyu pembe Adjective
flamingo pembesi Adjective
açık galibarda Adjective
yerpembesi
(Gilia dianthoides): G. Kaliforniyada yetişen bir ot. Noun
moss pink Noun
yer-pembesi
(Phlox subulata): Doğu ABD'de yetişen ve beyaz-pembe-morumsu çiçek açan bodur bitki.

babies'-breath = baby's-breath ile ayni anlama gelir. bebe-teni
(Gypsophila paniculata):
karanfilgillerden beyaz-pembe, güzel kokulu çiçekler açan bitki.
sıcak pembe Adjective
sağlığı yerinde
lavanta pembesi Adjective
tozpembe
açık somon pembesi Adjective
kızıl mor renk.
dağ pembesi Adjective
pembecik
(Lychnis coronaria) : beyaz tüylü yaprakları ve güzel kırmızımsı çiçekleri için yetiştirilen Avrupa bitkisi.
salon sosyalisti
politik radikalizmini kokteyl partisi tartışmalarıyla sınırlayan solculara saldırı deyimi
salon Bolşeviği Noun
pastel pembe Adjective
gül pembesi Adjective
salmon ile ayni anlama gelir. sarımsı pembe (renk).
somon pembesi Adjective
çok parlak pembe (renk)
vurgun pembe Adjective
keyfine diyecek yok, ağzı kulaklarına varıyor, halinden çok memnun.
pembeleşmek Verb
sinekkapan
(Silene pennsylvanica). Noun
pamuk kurdu
(Pectinophora gossypiella): pamuk tohumlarını yiyen bir larva.
bollworm ile ayni anlama gelir. Noun
(tilki avcılarının giydikleri) kırmızı ceket.
büyük nezaket
telli sinarit Noun, Zoology
sona ermek, bitmek, azalmak, solmak.
The daylight pinks in: Ortalık kararıyor.
pembe kız: cin, nar suyu ve yumurta akı ile yapılan bir kokteyl.
büyük şıklık
son moda
mükemmelliğin en üstün derecesi
aşırı kibarlık
pembe inci Adjective
pembe zakkum
(Rhododendron macrophyllum): ABD'nin batı kıyılarında yetişir.
California rosebay
ile ayni anlama gelir.
Noun
gülibrişim Noun, Botany
pembe ihbar kâğıdı (bazı şirketlerde işten çıkarılacak olanlara verilen ihbar kâğıdı
ılımlı sosyalizm
hanımların kabul günü.
(Londra) kesin park yasağı olan bölge
(Br) aylık ödeme bilançosu durumu hakkında pembe kitap
(meyve vb) olgun olmak Verb
yanakları kıpkırmızı olmak Verb
formunda olmak Verb
tam form unda
yer-pembesi
(Phlox subulata): Doğu ABD'de yetişen ve beyaz-pembe-morumsu çiçek açan bodur bitki.