plane

ditch one's plane

uçağı denize indirmek Verb

(carpenter's) plane

rende

(carpentry) smoothing plane

sistire

(geom) plane

düzlem

air plane

uçak

ambulance plane

ambulans uçağı

badger plane

(marangozun) geçme tahta planyası.

bank a plane

uçağı bir yana eğik duruma getirmek Verb

bank a plane

uçağa eğim vermek Verb

base plane

taban

battle plane

savaş uçağı

block plane

(marangozlukta) kaba rende. Noun

board a plane

uçağa binmek Verb

board to enter a plane

uçağa binmek Verb

bomb plane

bombardıman uçağı

bring down a plane

uçağı düşürmek Verb

cargo plane

kargo uçağı

carpenter's plane

planya

carrier- based plane

uçak gemisinde üslenen uçak

catch a plane

uçağa yetişmek Verb

charter plane

çarter uçağı

charter plane

çartır uçağı

chartered plane

çarter uçağı

class of accommodation (on a train , ship or air plane

mevki

commercial plane

ticari uçak

company plane

şirket uçağı

composition plane

(ikiz kristallerde) ortak yüzey, birleşme yüzeyi.

coordinate plane

koordinat düzlemi Noun, Algebra

datum plane

tidal datum

design a plane

bir uçak planı çizmek Verb

direct plane

direkt uçak

down a plane

bir uçağı indirmek Verb

economy plane

turistik mevki uçak

fault plane

kopma yüzü

fault plane

kırık yüzey

fighter plane

avcı uçağı.

fillister plane

fillister ile ayni anlama gelir. yiv/oluk rendesi.

float plane

deniz uçağı

free on plane

uçakta teslim

freight plane

taşıt uçağı

galactic plane

gökada (çemberi) düzlemi.

ground a plane

uçağı indirmek Verb

head plane

kenar rendesi Noun

high-performance plane

yüksek performanslı uçak

hijacked plane

kaçırılan uçak

idle plane

kullanılmadan duran uçak

inclined plane

(a) eğik düzlem, (b) incline 9 (a).

jack plane

(Marangoz) el rendesi, kaba rende. Noun

jet cargo plane

jet yük uçağı

jet plane

jet uçağı, tepkili uçak.

land plane

kara uçağı

light plane

hafif uçak

London plane

sis çınarı, Londra çınarı: sise/dumana dayanıklı, sokaklara dikilen bir tür çınar.

longitudinal plane

boylamasına düzlem Noun, Transport

mail plane

posta uçağı

middle plane

(resimde) orta yer, orta uzaklık, tablonun ortası. Noun

middle plane

middle distance

military plane

askeri uçak

on a higher social plane

daha yüksek sosyal düzeyde

on a wider plane

daha geniş bir düzeyde

on the same plane

aynı düzeyde

on the upward plane

yükselmekte

parent child plane

ikiz uçak (bir uçak diğerinin altına tespit edilmiş olarak kalkar , belli bir hıza ulaşıldığında küçük uçak ana uçaktan ayrılır

passenger plane

yolcu uçağı Noun, Transport

pick out a plane

projektörle uçak arayıp bulmak Verb

picture plane

resim düzlemi.

pilotless plane

pilotsuz uçak

political plane

politik düzeyde

polly plane

hoparlörlü uçak

propeller plane

pervaneli uçak

pursuit plane

avcı uçağı.

put someone on a plane

birini uçağa bindirmek Verb

reconnaissance plane

keşif uçağı

rescue plane

kurtarma uçağı

return plane

dönüş uçağı

rocket plane

tepkili uçak. Noun

rocket plane

roket atıcılarla mücehhez uçak Noun

rotor plane

fırıldaklı uçak, döner kanatlı uçak: Havada tutan yüzeyi düşey eksen etrafında dönen hava aracı (helikopter vb.). Noun

router plane

router ile ayni anlama gelir. (marangoz) oyma rendesi, freze/oluk tezgâhı.

scouting plane

keşif uçağı

shoot down a plane

isabet ettirerek yere düşürmek Verb

special plane

özel uçak

sporting plane

spor uçak

spy plane

casus uçağı

supporting plane

durma düzlemi Noun, Transport

supporting plane

destek düzlemi Noun, Transport

tail-steering plane

kuyruktan kumandalı uçak

take a plane

uçağa binmek Verb

through plane

direkt uçak

to shoot down a plane

uçağa ateş edip

torpedo plane

torpido bombardıman uçağı.

training plane

eğitim uçağı

transport plane

nakliye uçağı Military

transport plane

yük uçağı

try plane

planya

waiting plane

kalkmak üzere bekleyen uçak

war plane

savaş uçağı Noun, Military

weather plane

meteoroloji uçağı

wheel center plane

tekerlek orta düzlemi Noun, Transport

zoo plane

(US) bir seçim kampanyası sırasında adayı izleme görevi verilen gazetecilere tahsis edilen uçak

plane angle

düzlem açı

plane away/off

(rendeleyerek) düzeltmek, düzleştirmek, dümdüz/kaypak hale getirmek, pürüzlerini temizlemek.

plane bit

tığ

plane connection

uçak aktarması (bağlantısı

plane connection

uçak aktarması , bağlantısı

plane connection

uçak bağlantısı

plane crash

uçak kazası

plane crash in water

suda meydana gelen uçak kazası Noun, Maritime Traffic

plane fare

uçak bileti ücreti

plane fillet

düzlük

plane geometry

düzlem geometrisi Noun, Geometry

plane of ecliptic

ecliptic ile ayni anlama gelir. ekliptik düzlem, tutulum düzlemi: arzın yörüngesiyle güneşin merkezinden geçen düzlem.

plane reservation

uçak rezervasyonu

plane table

resim sehpası: topografik ölçüleri kaydetmek için üç ayaklı resim tahtası. Noun

plane ticket

uçak bileti Noun, Air Traffic

plane tree

çınar (ağacı)
(Platanus orientalis); batı çınarı
(P. occidentalis). Noun

plane tree

çınar Noun, Plant Species

plane trip

uçak yolculuğu

plane trip home

dönüş uçak yolculuğu

plane wreck

uçak enkazı Noun, Aviation

allow a plane into revenue service

bir uçağı tarifeli uçuş trafiğine almak Verb

be on the same plane as a savage

bir vahşi ile aynı düzeyde olmak Verb

focal plane shutter

(fotoğrafçılık) obtüratör

median longitudinal plane of the vehicle

araç boyuna orta düzlemi Noun, Transport

surveyor's plane table

plançete