pressed

  1. Adjective sıkış(tırıl)mış, bas(tır)ılmış.
alacaklılar tarafından sıkıştırılmak Verb
zorlanmak Verb
sıkışık durumda olmak Verb
sıkışık durumunda olmak Verb
sıkışık durumda olmak.
I am very pressed: Çok sıkışık durumdayım.
kalıp tuğlası, kalıba konularak fırınlanan tuğla.
basık
sıkışık para durumu
eli dar olmak Verb
yer kıtlığı çekmek Verb
zaman kıtlığı çekmek Verb
kalıp camı, kalıpla şekil verilmiş cam.
herkes tarafından para ödemesi talep edilmek Verb
işi acele olmak, vakti olmamak, (zamanı) dar/sıkışık olmak, iki ayağı bir pabuca girmek.
sıkıştırılmak Verb
sıkışıklık
bugün çok işim var