qualification

  1. Noun, Law ehliyet
  2. Noun vasıf
  3. Noun kalifikasyon
  4. Noun ehliyet, liyakat, yetenek, yeter(li)lik;
  5. Noun nitelik, vasıf, meziyet;
    He has all the qualification s.
  6. Noun koşul, şart, kayıt.
    without qualification: kayıtsız şartsız.
    He endorsed the plan without qualification
    .
    I agree, with qualification: Bazı şartlarla kabul ediyorum.
  7. Noun kısıtlama, tahdit, sınırlandırma.
    . He protected his argument with several qualification .
    A
    plan that requires qualification: Kısıtlamayı gerektiren bir plân.
vasıflarının eksikliğini kabul etmek Verb
belli bir iş için gerekli eğitim
herhangi bir kaydı ihtirazi olmadan kabul etmek Verb
denetçi ehliyetnamesi
sınava girebilme izni
tam ehliyet
hukuk eğitimi
kanuni ehliyet
bir tek kaydı ihtirazide bulunmak Verb
gerekli vasıf
ehliyet belgesi
mal sahipliğini kanıtlayan belge
bir kimseye oy hakkı sağlayan mülk sahipliği
kısmen doğru olmak Verb
bazı siyasal düzenlerde seçme ya da seçilme hakkını elde edebilmek için ödenmesi gerekli olan vergi
kaydı ihtirazi ile
herhangi bir kaydı ihtirazi olmadan
ehliyet belgesi
personel dosyası Noun
sosyal yardım alabilme koşulu
kâr payına hakkı olma
emeklilik aylığı hakkı için gerekli şart
iş talep formu
nitelik belirleme çerçevesi (Kaynak: CEDEFOP) Noun, Education-Training
hisse senedi depozitosu Noun
denetim raporunun sınırlandırılması (denetim raporunda bir sınırlama veya kuşku nedeniyle şartlı görüş bildirilmesi
(US) vasıf değerlendirme
vasıf değerlendirmesi
aranan vasıflar Noun
yönetim kurulu üyelerinin teminat olarak verdikleri hisse senetleri Noun
şirket yöneticisi seçilmeye aday olunması için sahip olunması gereken hisse senedi
şirket tüzüğünde belirtilmiş olması kaydı ile
nitelik belirleme sistemi (Kaynak: CEDEFOP) Noun, Education-Training
yetenek tespit testi
hâkimlik mevkii için aranan vasıflar
ehliyetli muhasebeci olmak Verb
Ömür Boyu Ögrenmeye Yönelik Avrupa Nitelik Belirleme Çerçevesi Noun, Education-Training