regular

  1. Adjective düzenli
  2. Adjective mürettep
  3. Military muvazzaf
  4. Adjective mutat, aleâde, harcıâlem, normal, alışılmış, mahut, beylik.
    My regular time for going to work is 8.00 A.M.
  5. Adjective düzgün, muntazam, düzenli, intizamlı.
    He leads a regular life.
  6. Adjective yöntemli, usule uygun.
    a regular meeting.
  7. Adjective daimî, devamlı, müdavim, her zamanki.
    regular customer. our regular cook is ill.
  8. Adjective âdetlere/ilkelere uyan.
  9. Adjective gerçek, sahici, hakikî, tam, saf, temiz, adamakıllı.
    He's a regular nuisance: Tam bir baş belasıdır.
  10. Adjective, Botany (tüveyçleri) düzgün (dizilmiş) (çiçek).
  11. Adjective, Grammar kurallı, kıyasî.
  12. Adjective, Mathematics (a) düzenli: daima aynı yasaya/kurala uyan.
    regular curve: düzenli eğri.
    regular function:
    düzenli işlev.
    regular matrix: düzenli dizey.
    regular space: düzenli uzay. (b) düzgün (çokgen/çokyüzlü): bütün açıları/kenarları/yüzleri birbirine eşit.
    regular pentagon: düzgün beşgen.
    regular polygon: düzgün çokgen.
    regular polyhedron: düzgün çok-yüzlü.
    regular prism: düzgün prizma. (c) (kompleks değişkenli işlev) çözümsel, analitik.
  13. Adjective, Military nizamî (asker), muvazzaf.
    regular army: muvazzaf ordu, hazerî ordu.
  14. Adjective (Milletlerarası yasa) savaşçı, savaşan orduya mensup.
  15. Adjective belirli dine/mezhebe mensup.
    regular clergy.
  16. Adjective siyasî partinin yetkili organları tarafından seçilmiş.
  17. Adjective (kahve) sütlü.
  18. Noun daimî/ devamlımüşteri.
  19. Noun katolik papazı, katolik manastır sistemine mensup rahip.
  20. Noun, Military muvazzaf/nizamî asker.
  21. Noun siyasî partiye sadık üye.
  22. Noun orta boy elbise.
  23. Noun devamlı oyuncu/sporcu.
düzensiz göçmen Noun, International Law
kurallı
US tarifeli uçuş
daimi temsilci
muvazzaf ordu
muntazam devamlılık
muntazam devam
simetrik bina
sürekli iş
trenle sevkıyat yapan şirket
işin normal seyri
devamlı müşteri
müdavim
kabul günü
tesellüm günü
eşkenar ongen Noun, Geometry
düzenli temettü
belli vadelerde ödenen normal kâr payı
belli vadelerle ödenen (normal) kâr payı
belli vadelerde ödenen normal temettü
şirket tarafından hisse senetleri için saptanmış temettü oranı
aile doktoru
eşkenar onikigen Noun, Geometry
normal seçim
normal işçi
düzenli iş
sürekli iş
normal ciro
normal ücret
normal benzin
gedikli
muntazam alışkanlıklar
muntazam alışkanlıklar Noun
her zamanki alışkanlıklar Noun
eşkenar onbirgen Noun, Geometry
eşkenar yedigen Noun, Geometry
eşkenar altıgen Noun, Geometry
normal çalışma saatleri Noun
muntazam gelir
düzenli gelir
normal ciro
muntazam jet uçuşu
gidiş-dönüş jet uçuşu
düzenli bir grup hisse senedi
emtia ve menkul kıymetler borsasında
bir ticaret birimi
resmi kanallar
(Br) kanuni evlilik
olağan genel kurul
adi toplantı
(US) olağan genel kurul
daimi üye
(US) oldukça sabit
günü gününe ödenen para
muntazam seyri olan gemi
gedikli
eşkenar dokuzgen Noun, Geometry
muntazam uğraş
eşkenar sekizgen Noun, Geometry
Pindaric ode.
muvazzaf subay
muvazzaf memur
devamlı yolcu
devamlı müşteri
normal maaş
muntazam ödemeler Noun
eşkenar beşgen Noun, Geometry
normal fiyat
normal prosedür
normal süreç
normal ücret
normal maaş
muntazam maaş
normal satış
(borsa) teslimatı ertesi gün yapılan satış
her zaman para yatırılabilen ve çekilen banka tasarruf hesabı
hangi miktarda olursa olsun
düzenli tasarruf hesabı
muntazam sefer
normal sefer
normal oturum
normal büyüklük
muvazzaf asker
daimi kadro
muntazaman mal tedarik eden firma
daimi tedarikçi firma
hakemlik görev süresi
normal vade
(US) resmi parti programı
normal çalışma saati
ticaret gemisi
muntazam tren seferi
kartla yolculuk eden yolcu
muvazzaf birlikler Noun
nöbet
münavebe
sıra
muntazam yirmi dört saatlik servis
düzenli fiil
müdavim
normal ücret
normal maaş
ileri tarihlerdeki sözleşmeler ile ilgili olarak emtia teslimatı yapılan ve yasal olarak yetkili kılınmış mal deposu Noun
normal ağırlık
(Musevî takvimine göre) 354 günlük yıl.
teslimatı ertesi gün yapılan satış
saat gibi muntazam
belli aralıklarla Adverb
düzenli olarak Adverb
düzenli aralıklarla Adverb
ünlü adam olmak Verb
muntazam işi olmak Verb
devamlı işte çalışmak Verb
muntazam maaşa bağlanmak Verb
normal personel kadrosunda olmak Verb
bir yere abone olmak Verb
(çek) görünüşte normal tertip edilmiş olmak Verb
düzenli geliri olmak Verb
...'e muntazam uçak servisi olmak Verb
'e muntazam uçak servisi olmak Verb
devamlı işi olmak Verb
sürekli bir işi olmak Verb
devamlı işi olmamak Verb
devamlı işi olmak Verb
çalışma saatlerinde şaşmamak Verb
vaktinde işe gelmek Verb
işlemek Verb
belli aralarla toplantı yapmak Verb
belli aralarda toplanmak Verb
muntazam oturumlar halinde toplanmak Verb
malları normal fiyatından % 10 eksiğine teklif etmek Verb
malları normal fiyatlarından % 15 eksiğine teklif etmek Verb
malları % 15 eksiğine satmayı teklif etmek Verb
her zamanki … Noun
Umumi Pasaport Büro Amirliği Noun, Organizations