hakkında karar verilmesi güç biri olmak
Verb
kolay kolay hüküm verememek
Verb
bir yerden bir yere oynatmak
Verb
birini (zihninde) çıkaramamak
Verb
bir yerden bir yere
Adverb
öncelik tanımak, yer vermek, yerini terketmek, yerine geçmek.
Time passes and the old gives place to the new. Tears gave place to smiles. His anger gave place to remorse.
gemiye limanda yer vermek
Verb
birinin yerine kadar gitmesine yardım etmek
Verb
biraz uygunsuz kaçmak
Verb
yedek akçe hesabına koymak
Verb
bir meblağı birinin zimmetine geçirmek
Verb
bir meblağı birinin zimmetine yazmak
Verb
birinin alacağına bir meblağ yazmak
Verb
kamuoyuna karşı gelmek
Verb
kamuoyuyla muhalefete düşmek
Verb
kârı birinin hesabına geçirmek
Verb
kârı birinin hesabına geçirmek
Verb
yeni hesaba geçirmek
Verb
birini emekliye ayırmak
Verb
birinin hesabına yatırmak
Verb
bankada birinin hesabına yatırmak
Verb
birinin borcuna yazmak
Verb
bir işçiyi eski işine iade etmek
Verb
işçiyi eski işine iade etmek
Verb
kitabı yerine koymak
Verb
bir kitabı yerine koymak
Verb
teslim yerini tespit etme hakkı