yurt

English-Turkish Translation

  1. Noun otağ, yurt, Türkmen çadırı, yuvarlak kubbeli çadır. (Kırgız ve Moğollar kullanır).
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

Turkish-English Translation

  1. Noun, Education-Training dormitory
  2. fatherland
  3. hearth
  4. homeland
  5. shipping country
  6. Noun accommodation
  7. country
  8. home
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

aile yurdu
family home
aile yurdu
homestead
aile yurdu
National home
alkolikler yurdu
institution for inebriates
bağışlarla işletilen gençlik yurdu
voluntary home
bakım yurdu
nursing home Noun, Geriatrics
bakım yurdu
care home Noun, Geriatrics
bakım yurdu
rest home Noun, Geriatrics
bakım yurdu
old people's home Noun, Geriatrics
bir-iki çocuk için yetimler yurdu
foster home
düşkünler yurdu
home for indigent people incapable of making their own living
erkek yurdu
men's dormitory Noun, Education-Training
fakirler yurdu
cap lodging house
gençlik yurdu
youth hostel
görme özürlüler yurdu
home for the blind
güzel sanatlar yurdu
home of the fine arts
iyileşmesi olanaksız hastalar yurdu
home for incurable
kimsesizler yurdu
reception center
kimsesizler yurdu
casual ward
kimsesizler yurdu
pogey pogy
kimsesizler yurdu
foundling hospital
kimsesizler yurdu
handicapped people and homeless children
kimsesizler yurdu
scratch house
kimsesizler yurdu
a home for poor
kimsesizler yurdu
homeless
kimsesizler yurdu
asylum
kız yurdu
women's dormitory Noun, Education-Training
meskensizler yurdu
district asylum
öğrenci yurdu
hall of residence Noun, Education-Training
öğrenci yurdu
dorm Noun, Education-Training
öğrenci yurdu
hall Noun, Education-Training
öksüzler yurdu
orphanage
sağlık yurdu
cottage hospital
şifa yurdu
retreat
talebe yurdu
hostel
talebe yurdu
youth hostel
yaşlılar yurdu
home for the elderly
yetimler yurdu
orphans'home
yetimler yurdu
foundling hospital
yoksullar yurdu
pauper asylum
yoksullar yurdu
common lodging house
yurt dışında
abroad Adverb
yurtdışı merkezli
foreign-based Adjective
yurtdışı yasağı
foreign travel ban Noun, Law
yurtdışı yasağı
prohibition to leave the country Noun, Law
yurtdışı yatırımcılar
foreign investors Noun, Banking
yurtdışı yerleşikler
foreign residents Noun, Public Administration
yurtdışına çıkış yasağı
foreign travel ban Noun, Law
yurtdışına çıkış yasağı
prohibition to leave the country Noun, Law
yurtdışında yerleşikler
foreign residents Noun, Public Administration
yurtseverlik
patriotism Noun, Politics-Intl. Relations
yurtsuz
rootless Adjective
(Avus) evi olmayan gençler için yurt
youth cottage
kefalet bırakılmış kişilerin kalabileceği yurt
bail hostel
yurt bilgisi
civics
yurt dışı fiyatlar
overseas prices Noun
yurt dışı fiyatlar
oversea prices Noun
yurt dışı mevki
oversea post
yurt dışı mevki
overseas post
yurt dışı muameleler
oversea operations Noun
yurt dışı muameleler
overseas opearations Noun
yurt dışı posta
overseas mail
yurt dışı posta
overseas post
yurt dışı posta
oversea mail
yurt dışı posta paketi ücreti
overseas parcel rate
yurt dışı posta paketi ücreti
oversea parcel rate
yurt dışı posta tarifesi
oversea postage rate
yurt dışı posta tarifesi
overseas postage rate
yurt dışı posta ücreti
overseas postage
yurt dışı satışlar
oversea sales Noun
yurt dışı satışlar
overseas sales Noun
yurt dışı seferi birlikler
expeditionary troops Noun
yurt dışı seyahati
oversea journey
yurt dışı sipariş
overseas order
yurt dışı sipariş
oversea order
yurt dışı taşımacılık
overseas transport
yurt dışı taşımacılık
oversea transport
yurt dışı taşımacılık
oversea trade
yurt dışı temsilcilik
overseas agency
yurt dışı yatırımlar
oversea spending
yurt dışı yatırımlar
overseas spending Noun
yurt dışı yolculuk
overseas travel
yurt dışı yolculuk
oversea travel
yurt dışına asker yollama
military expedition
yurt dışına gönderilecek mallar için gümrüğe verilen liste
outward manifest
yurt dışına gönderilen askeri güç
expeditionary force
yurt dışına gönderilen askeri güç mesajı
expeditionary force message
yurt dışına gönderilen mallarla ilgili konşimento
outward bill of lading
yurt dışına yolculuk
overseas journey
yurt dışına yolculuk
oversea journey
yurt dışında istihdam edilenlerin ücretleri
bank transfer Noun
yurt dışında kurulu
foreign-based Adjective
yurt dışında yerleşik
foreign-based Adjective
yurt dışındaki değerler
foreign vats Noun
yurt dışından gelen mallar için gümrük beyannamesi
inward manifest
yurt dışından gönderilecek mallar için gümrük beyannamesi
outward manifest
yurt içi fiyatları
domestic prices Noun
yurt içi harçlar
internal charges Noun
yurt içi hava trafiği
internal air traffic
yurt içi havayolu
interior air route
yurt içi havayolu
internal air route
yurt içi hizmet
service at home
yurt içi mektup
local letter
yurt içi posta ücreti
inland postage
yurt içi ticaret
domestic trade
yurt içi vapur seferleri
internal navigation Noun
yurt içi vapur seyrüseferi
internal navigation
yurt içi yatırım
domestic investment
Yurt İçi Yurt Dışı Kurum ve Kuruluşlarla İlişkiler Şube Müdürlüğü
Section of Relations with Domestic and Foreign Institutions and Organizations Noun, Organizations
yurt içinde
domestically Adverb
yurt içinde
within the country Adverb
yurt özlemi
(Fr.) mal du pays
Yurt Partisi
Homeland Party Proper Name, Political Parties
Yurt Şehitleri Günü
memorial day
yurt tutmak
to settle in life Verb
karşılığı yurt dışında ödenebilecek devlet senet dileri
external bonds Noun
karşılığı yurt dışında ödenebilecek devlet senetleri
external bonds Noun
Denizlerde ve Yurt Yüzeyinde Görülen Patlayıcı Madde ve Şüpheli Cisimlere Uygulanacak Esaslara İlişkin Kanun
Law Concerning the Principles Applicable to Explosives and Suspicious Objects Detected on Sea and Land Proper Name, Law
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir milletin üzerinde yaşadığı, hâkim olduğu ... kültürünü oluşturduğu toprak, vatan
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.