önceki, evvelki, öncel. önce olan, mukaddem (olay, vak'a, koşul, nesne, üslûp vb.). an antecedent event.
Mantık öncel: sonucun çıkarıldığı önerme(ler). Varsayımsal bir yargıda koşulu bildiren önermeye (A doğru
ise) öncel, koşullanmış önermeye (B de doğrudur) ardıl denir. “If the sun is fixed, the earth must move.” tümcesindeki “If the sun is fixed” öncel, “the earth must move.” ardıldır.
Gramer öncül: bir adılın gönderme yaptığı ve adıldan önce gelen öğe. “Jack has lost a hat and he can't find
it.” tümcesinde Jack adı he adılının, hat ise it adılının öncülüdür.
Matematik (a) bir oranın ilk termi, (b) orantının birinci ve üçüncü terimleri, (c) (vektör çiftinde) iki vektörden ilki.