yokmuş gibi davranmak
Fiil
tanımıyormuş gibi yapmak
Fiil
açık (doldurulmamış) bir poliçeyi kabul etmek
Fiil
açık bir poliçeyi kabul etmek
Fiil
sonradan doldurulmak üzere verilen imzalı kâğıt (vekâletname) doldurma yetkisi
becerememek, başarısızlığa uğramak, muvaffak olamamak, (piyangoda) boş çıkmak.
She tried to make him recognize her, but drew a blank: Kendini ona tanıtmaya çalıştı ise de muvaffak olamadı.
başarısızlığa uğramak, umduğunu elde edememek, eli boş dönmek.
He tried to get information from his neighbors but drew a blank.
becerememek, başarısızlığa uğramak, muvaffak olamamak, (piyangoda) boş çıkmak.
She tried to make him recognize her, but drew a blank: Kendini ona tanıtmaya çalıştı ise de muvaffak olamadı.
formda boş yerleri doldurmak
Fiil
(US) gelir vergisi beyanname formu
bir sayfayı boş bırakmak
Fiil
soru formunda bir yeri boş bırakmak
Fiil
kesin olarak reddetmek
Fiil
sözleşme yazılmadan önce açığa imza atmak
Fiil
(US) tahsilat istihbarat formu
(Br) boş bırakılmış oy pusulası
açığa atılan kabul imzası
cansız mühimmat
İsim, Askerlik
meblağı keşideci tarafından doldurulacak senet
alacaklının adı yazılı olmayan senet
alacaklının adı bulunmayan senet
meblağı keşideci tarafından doldurulacak olan senet
konsinyenin adının bulunmadığı konşimento
kuru sıkı, boş mermi, mermisiz yalnız barut dolu kovan.
İsim
boşluk karakteri
Bilgi Teknolojileri
sınırsız yetki.
He was given a blank check in the choice of personnel for the new department.
İsim
yalnız borçlunun imzasına dayanan kredi
gayri menkul satış sözleşmesi formu
getirene/hamiline ödenir: alıcının adı yazılmayıp ibraz edene ödenen çek.
İsim
iptal etmek, battal etmek, silmek.
to blank out an entry.
bir sözleşmenin yazılmasından önce
kısmen veya tamamen boş bırakılan yere peşinen atılan imza
(Br) hisselerin sahibi tarafından imzalanan ancak hisselerin devredileceği kişi ve devir tarihinin belirtilmesi
gerekli yerlerin açık bırakıldığı bir
hisselerin sahibince imzalanan ancak devredilecekleri kişi ve devir tarihinin belirtilmesi gerekli yerlerin
açık bırakıldığı bir hisse devir belgesi
hisse senetlerinin beyaz temlik beyannamesi ile temliki
çıkmaz, aşılmaz/geçilmez engel.
to run into a blank wall: çıkmaza saplanmak, sarpa sarmak.
İsim
başarısızliğa uğramak, çıkmaza saplanmak.
He tried several angles, but always came up against a blank wall.
boş yerleri doldurmak
Fiil
boş yerleri doldurmak
Fiil
birine çok yakından ateş etmek
Fiil
birine açık çek vermek
Fiil
birinin hayatında büyük boşluk bırakmak
Fiil
(Br) boş oy pusulası atmak
Fiil
boş oy pusulası atmak
Fiil