birinin kavrayışı ötesinde olmak
Fiil
başından büyük işe girişmek.
(a) bilgi ve yeteneği dışında.
I'm out of my depth when it comes to mathematics. (b) (su) boyunu
aşan.
get out of one's depth: (i) su boyunu aşmak, suda ayağı yerden kesilmek; (ii) yetkisi dışına çıkmak.
bit derinliği
İsim, Fotoğrafçılık
gazetede sütun yüksekliği
(askerlikte) derinlemesine dağıtma
su bombası
İsim, Askerlik
(a) baştanbaşa, tamamıyla, derinlemesine, bütün ayrıntılarıyla.
an in- depth study: derin/ayrıntılı
bir inceleme.
a study in depth of the poems.
bilgisi ve davranışları vb hakkında tam bilgi edinmeyi amaçlayan görüşme
(reklamcılık) sütun yüksekliği
bir reklamın boyutu veya süresinin ya da tekrar sıklığının gazete okuyucusu
televizyon seyircisi vb'nin bilincinde etki uyandırma derecesi
İsim
görüş/alan derinliği: fotoğraf makinesi vb. optik cihazın ekseni boyunca bir cismin net görüntüsünün elde edilebildiği aralık.
İsim
alan derinliği
İsim, Fotoğrafçılık
(fotoğrafçılıkta) süjenin makul netlik derecesinde kalması koşuluyla
bir fotoğraf makinesinin süjeye doğru ya da süjeden uzağa hareket ettirilebileceği mesafe
odak derinliği
İsim, Fotoğrafçılık
psikanalitik yaklaşımı benimseyen psikoloji
umudunu tamamıyla yitirmiş
=
fathometer: sesle derinlik ölçer: ses dalgalariyle su derinliğini ölçen cihaz.