1. endişe, üzüntü, huzursuzluk, rahatsızlık, hoşnutsuzluk, memnuniyetsizlik.
  2. endişelendirmek, endişe vermek, üzmek, rahatını/huzurunu kaçırmak, rahatsız etmek.
    to be disquieted:
    endişelenmek, üzülmek.
    His mother is disquieted because she has received no letters from him for six months.
  3. endişeli, üzgün, huzursuz, rahatsız.
bazı başkentlerde büyük huzursuzluk yaratmak Fiil