1. (sözü/işi vb.) kesmek, ara/fasıla vermek, kesintiye/inkıtaa uğra(t)mak.
    It is not polite, to interrupt
    when someone is talking. The war interrupted the flow of commerce between the two countries.
  2. (birinin işine vb.) engel/mani olmak.
    A building interrupts the view from our window.
  3. intizamını bozmak, sekte vermek, sekteye uğratmak.
  4. kesinti, ara verme, daha öncelikli bir programı icra için bilgisayarın üzerinde çalıştığı programı geçici olarak durdurma.
  5. kesme devresi, kesinti işareti veren devre.
yolculuğuna ara vermek Fiil
bir konuşmacının sözünü kesmek Fiil
zaman aşımı süresine ara vermek Fiil
kesilme çözümleyici
kesilme (araya girme) denetim yordamı
amortismana ara vermek Fiil
kesme işleyici Bilgi Teknolojileri
zamanaşımını durdurmak Fiil
birinin konuşmasını kesmek Fiil
kesme anahtarı Bilgi Teknolojileri
bir tartışmayı bir soruyla kesmek Fiil
müzakereyi bir soru ile kesmek Fiil
iki memleket arasındaki ticaret akışını durdurmak Fiil
manzaraya engel olmak Fiil
müzakereyi bir soru ile kesmek Fiil
beni her durduruşunda sayımı şaşırtıyorsun