involvement

  1. İsim (bir işe) karışma, burnunu sokma, yakından ilgi(lenme), müdahale etme, ele alma.
    His involvement in
    the struggle is inexcusable. He avoids involvement in the political life. United Nation's involvement in this affair is absolutely necessary.
  2. İsim ilgi, ilgilenme, yakınlık, yakın ilişki, âşıkane münasebet.
    Her involvement with that young man didn't last long.
  3. İsim karışıklık, giriftlik, çetrefillik, muğlâklık.
taahhüdünü yerine getirmemek Fiil
suça karışma İsim, Hukuk
teröre bulaşma İsim, Hukuk
vs gibi müşterinin satın alma kararını vermesinden önce araştırma ve soruşturma yapmasını gerektiren bir ürün
tüketicinin satın alırken karar vermede zorlanmasına neden olmayan ucuz ürün
üzerinde fazla düşünmeden satın alınan düşük fiyatlı bir ürün