1. Zarf yörece, mahallî/mevziî olarak.
    locally appointed staff: yörece atanan memurlar.
  2. Zarf bu yörede /civarda, yakınlarda.
    We have no shops locally: Yakınlarda dükkân yok.
    We deliver
    free locally: Bu yörede ücretsiz olarak evlere teslim ediyoruz.
  3. Zarf yer yer, mevziî.
    locally showers: yer yer sağnaklar.
  4. Zarf bazı yerlerde/semtlerde.
    Onions are in short supply locally: Bazı semtlerde soğan az bulunuyor.
  5. Zarf kendi mahallesinde, civarında, çevresinde.