gemi kaptanının seferin devamını sağlamak için öteberi satın alması
(kocası tarafından terk edilen kadının çocuklarının geçimini sağlamak için ihtiyaç maddeleri satın alması
gibi hallerde zaruri vekilin işlerini asili
muhtaç durumda olmak
Fiil
zaruret içinde olmak
Fiil
(a) çaresiz, ister istemez, mecburen, zarurî olarak, kaçınılmaz bir şekilde, bizzarure.
It is of necessity so: İster istemez bu böyledir.
This discussion must of necessity be postponed for a while. (b) kaçınılmaz/zarurî sonucu olarak.
mutlak ihtiyaç davası
İsim
kamu makamlarınca bir özel işletmeye verilen ve bu işletmenin kamu yararına çalıştığını doğrulayan belge
bir şeyi zor durumda kaldığında yapmak
Fiil
bazı vergileri ödemekten kaçınmak
Fiil
vs nedenlerden ötürü bir geminin yabancı bir bayrak altında tescilli olması ve sefere çıkması
(nefis savunması vb gibi) başka çare kalmadığından işlenen cinayet
gerekli olan şeyden fazilet çıkarmak
Fiil
gerekli şeyi seve seve yapmak
Fiil
(a) mihneti kendine zevk etmek, mecbur olduğu işi isteyerek yapıyor görünmek, (b) nahoş fakat kaçınılmaz
bir işten iyi sonuç almaya çalışmak.
Since we have to stay here for a long time, let's make a virtue of necessity and visit historical places.
(a) çaresiz, ister istemez, mecburen, zarurî olarak, kaçınılmaz bir şekilde, bizzarure.
It is of necessity so: İster istemez bu böyledir.
This discussion must of necessity be postponed for a while. (b) kaçınılmaz/zarurî sonucu olarak.
meşru müdafaa defisinde bulunmak
Fiil
karayolu ile teması olmayan ve hiçbir geçidi de bulunmayan bir gayri menkulde karayoluna geçmek için
aradaki diğer bir gayri menkul içerisinden geçmes
yasa dışı bir davranışın daha büyük bir yanlışlığı önlemek amacıyla yapılmış olduğunu gösterme amacını
güden hukuktaki bir savunma türü
ihtiyaç buluşlara yol açar
muztar kalınca her şey yapılır
bir şeyi yapmak zorunda olmak
Fiil
bir davanın gerekliliği üzerinde durmak
Fiil